-Day 2-

555 65 40
                                    

Not: Peter burada 7 yaşında.

Günümün tamamını Clint'in evinde geçirdim.

Uyandığımda Clint beni aradı ve davet etti. Peter'la beraber gelmemi, çocukların Peter'la oynamak istediğini söyledi. Ayrıca Laura'nın harika bir masa hazırladığını.

Aslında oraya gitmenin beni sarsacağını biliyordum.

Ancak Peter bunu duyduğunda o kadar heyecanlandı ki sırf o mutlu olsun diye buna katlanmaya karar verdim.

Gittiğimizde her şey yolundaydı, Clint'in söz verdiği gibi sofradaki her şey harikaydı ve Peter çocuklarla olmaktan aşırı derecede mutluydu.

Kahvaltıdan sonra Peter bahçede çocuklarla oynarken (Tanrım, onu görmelisin. O kadar harika bir çocuk ki! Çocukların hepsiyle çok iyi anlaşıyor, onlarla sorunsuz bir şekilde oyun oynuyor ve ayrıca çok zeki. Şimdiden onlara oynamaları için mekanizmalar kurmaya başladı bile. Onunla gurur duyuyorum.) Laura da bahçede, onlarla birlikteydi. Ben ve Clint ise bulaşıkları hallediyorduk.

İşimiz bittiğinde Clint bahçeye geçeceğini söyledi, ona yalan söyleyerek lavaboya gideceğim dedim. Ancak bir aptal gibi o gün kaldığımız odaya gittim.

Neden gittim bilmiyorum, gitmemem gerektiğimi bile bile gitmem gerçekten çok aptalcaydı ama gittim işte.

Sanırım sebebi hala sana ya da senden gelecek en ufak bir şeye ihtiyacım olması.

Gittiğimizden beri değişen tek şey çarşaflardı (Eh, bunu yapması Laura ya da Clint için iyi bir şey olmuş aslında).

Kendimi yatağa otururken buldum, sonrasındaysa gözlerim kapandı. Seni hayal ettim, aslında ikimizi.

O gece bana nasıl dokunduğun aklıma geldi, bana söylediğin tüm o sözcükleri yeniden duyar gibi oldum.

Tanrım, Steve ben daha önce hiç öyle hissetmemiştim. Hiç öylesine değerli, öylesine sevilmiş hissetmemiştim. Daha önce kimseyi varlığımla bu kadar mutlu ettiğimi, birinin beni bu denli umursadığını fark etmemiştim.

Bana dokunan birçok kişi olsa da kimse senin gibi değildi Steve. Sen biliyordun; nereye dokunman gerektiğini, nasıl dokunacağını, ayaklarımı nasıl yerden keseceğini, hepsini biliyordun. Hangi anda hangi sözcükleri kulağıma fısıldaman gerektiğini, alt dudağımı nasıl ısırman gerektiğini ya da saçlarımın arasında parmaklarını nasıl dolaştırman gerektiğini...

Sen benim için biçilmiş bir kaftandın.

O gece ikimiz için de dönüm noktasıydı, bunu çok iyi biliyordum. O geceden önce de seni seviyordum ama o gece her şey değişti. O gece senin geleceğim olmana karar verdiğim geceydi, seninle bir aile kurmak istediğimi fark ettiğim, harika bir baba olacağını anladığım geceydi.

Sende de bir şeyler değiştiğini biliyorum. O sabah uyandığımızda bakışların başkaydı, mavilerin daha güzel bir parıltıyla bakıyordu bana. Gülüşün de değişmişti; daha erkeksi daha içtendin. Artık kendini benden uzak tutmuyordun; artık gerçekten senindim.

Özellikle kahvaltıda beni herkesin içinde öptüğünde... Tanrım o an kendimi gerçekten bir yere ait hissettim.

Biz birlikte harikaydık Steve. Biz yer yüzündeki en iyi çift olmuştuk, en iyi babalar da bizdik.

Beni seviyordun Steve. Bunu biliyorum. Hem de beni çok seviyordun. Sevgin sahte değildi çünkü her ne kadar iyi rol yaparsan yap, eğer beni gerçekten sevmeseydin bana öyle bakamazdın, beni öyle öpemezdin.

Ne değişti? Anlamıyorum. Kış Askeri arkadaşın senin içinde nereye dokundu da beni senden sildi? Bunu da anlamıyorum.

Bazen düşünüyorum da eğer şimdi çıkıp gelsen ve benden özür dilesen, beni eski günlerde öptüğün gibi öpsen yemin ederim ki seni affederim.

Bunları uzun uzun anlatmamın tek sebebi senden bir şey isteyecek olmam.

Eğer Bucky'i seviyorsan, artık ona aşıksan, lütfen, sana yalvarırım onu beni sevdiğin gibi sevme. Ona bana baktığın gibi bakma, beni öptüğün gibi öpme, ona dokunurken bana söylediklerini söyleme.

Buna dayanamam.

Başka sev onu, başka öp.

Çünkü elimde sana dair kalan şeyler yalnızca bu anılar ve onları da elimden alıp beni daha çok mahvetme.

Ben senin nerede olduğunu, ne yaptığını bilmesem de sen beni her zaman nerede bulacağını biliyorsun. Her zaman New York'taki o çirkin binada olacağım.

Çok geçmeden gel Steve ve yeniden biz olalım. Yeniden Clint'in evindeki o iki adam olalım.

Seni yeniden affetmeye o kadar hazırım ki. Lütfen bu şansı da Bucky'nin bozmasına izin verme.

-Tony Stark, Peter'ın babası ve eski sevgilin. Aynı zamanda Demir Adam.





Hey hey heeeey!

Herkese iyi bayramlar! ❤️

Umarım sevmişsinizdir, yorumlarınızı bekliyoruuuuum

The Day You Left Us|StonyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin