Benim biricik, güzel Tony'm,
Umarım seni bu mektubu okumak zorunda bırakmamışımdır.
Ancak eğer bu kağıt şu anda parmaklarının arasındaysa, sözlerime senden özür dileyerek başlamak istiyorum.
Her şey için özür dilerim Tony. Seni incittiğim, kırdığım her an için defalarca kez özür dilerim.
Başlangıçta, buzdan çıktıktan sonra, hiçbir şeye sahip değildim. Elimde bir tek Kaptan oluşum vardı. Sevdiğim ne varsa kaybetmiştim, bildiğim dünya yok olmuştu, her şey, herkes benim için yepyeniydi.
Ah, Tony, nereden bilebilirdim ki bu hiçsizliğin bana seni getireceğini? Yenilmezler programına, yeniden dünya için bir şeyler yapabilme umuduyla katılmıştım en başta ancak sonra seni buldum.
Sana rastlamak hayatımın en iyi anıydı. Seni ilk kez gördüğümde aslında pek hoşlanmamıştım. Çünkü o zamanlar ark reaktörünün arkasındaki adamdın benim için. Zaten ne zaman kalbinin ardındaki adamı gördüm, o zaman sana sevdalandım.
Ama o gün, New York'ta hiç düşünmeden göğe doğru uçtuğunda kalbimi çoktan sana kaptırdığımı anladım. Çünkü içimde doğup büyüyen, seni kaybetme korkusunu daha önce hiçkimseye karşı hissetmemiştim.
O günün akşamı beni öptün. Hayatın sona ermek üzereyken tek düşündüğün kişinin ben olduğunu söyledin ve beni öptün.
Tony sen benim son ve tek gerçek aşkım oldun.
Sana bu kadar kapılacağımı asla düşünmemiştim ama beni öptüğün anda, kalbim seninkine kenetlendi, ruhum seninkinin bir parçası oldu ve ben seninle bütünleştim.
Sana adadığım o parçalar beni daha iyi bir adam yaptı. Senden önce, Savaş'taki o çocuğun tek amacı kendini kanıtlamakken sen bana başka bir amaç verdin. Sen bana seni sevmeyi, seni korumayı amaç edindirdin.
O öpücükten sonra her şey çok hızlı gelişti. Sanki ezelden beri birbirimizi bekliyor gibiydik. Sanki sana ait olmak için doğmuştum. Sanki senelerdir beraberdik.
Çok geçmeden, ilk kez seviştik. Nereye, nasıl dokunacağını o kadar iyi biliyordun ki. Öpücüklerin her zaman en can alıcı yerdeydi, dudakların hep olmalarını istediğim yerdeydi, sözcüklerin duymak istediğim anda kulaklarımdaydı ve ellerin, onlar her yerdeydi; zaten onları hep her yerde istemiştim.
Ertesi sabah, kollarımda uyandığında, sana yemin ederim ki ışıldıyordun. Çok güzeldin, Tony. Her zaman çok güzeldin.
Kahve gözlerinin esiriydim, saçlarının her teline tapıyordum, dudakların hep zaafımdı; burnun, sakalların, kaşların, boynun, ark ile süslenmiş göğsün, karnın, bacakların, dizlerin; her yerin Tony, her yerin benim tapınağımdı, evimdi.
Her zerreni çok sevdim, sana yemin ederim ki bazı günler sana olan sevgimden canım yanıyordu. Sürekli seni daha çok sevmenin bir yolunu arar olmuştum. Kalbim senin için atar olmuştu, tek düşüncem, tek hayalim sendin. Tek istediğim seni her zaman bana yakın ve güvende tutmaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Day You Left Us|Stony
Short Storyİç Savaş'tan sonra Tony'nin hislerini döktüğü defter. //Stony'de 10//