Tam da bir çoğumuzun hayal ettiği o eşsiz, uçsuz bucaksız yeşillikler içinde küçük bir kasaba..
Komşu bağının bitmediği bir yer.. Lina da o ailelerden birinin küçük kızıydı. Ufak şirin bir evde annesi ve babasıyla yaşıyordu. Tamamen düşler ülkesinde yaşayan, asla hayallerinden vazgeçmeyen, son derece kararlı bir kızdı. Kirpikleri uzun mu uzun, dudakları adeta çizilmiş gibi büyüleyiciydi. Saçları uzun kumraldı. Lina henüz 19 yaşında bir genç kızdı. Ailesine değer veren ve değerlerine sahip çıkan biriydi. Sol gözünün alt tarafında doğuştan bir çatlak izi vardı. Belkide tek kusuru buydu. Gerçi onu özel kılan da buydu. Bitkisel şeylere çok önem veriyor, bir çok şeyi doğal yollarla hallediyordu.
Yaşına göre, daha oturaklı sakin ve olgun biriydi. Güler yüzlü sevecen, düşüncelerine saygı duyulan biriydi. En büyük hayali yazar olmaktı.
Araya birkaç ay falan girdi. Oturduğu evin karşı tarafına yeni bir aile taşınmıştı. Aslında severdi böyle şeyleri. Sıcak bir aile sohbetini, yeni komşuları, sevecen insanları..
Odası, çatı katında ufak ama sıcak bir atmosferi vardı. Odası tatlı mı tatlı bir balkona açılıyordu. Her gece yatmadan önce balkona çıkar, ahşaptan masasına oturur önünde bitirmekte olduğu bir romanı ve sıcak bir kahvesi olurdu. Kafa dinlemeyi, duygu ve düşüncelerini satırlara anlatmayı severdi. Bazen kalemi kıt olsada kuvvetli yazardı.
Gökyüzüne hayrandı. Özellikle kendini kötü hissettiği zamanlar gökyüzüne bakar, yıldızları seyreder onlarla konuşurdu. Kendini mutlu hissettiği zamanlardan biriydi.
Birgün geç saatlerde odasının balkonuna çıktığında bir de baktı ki karşı balkona çıkmış olan bir çocuk. Birşeyler yapıyordu, Lina bunu anlamıştı. Fakat tam olarak ne olduğunu çözemedi. Bir nevî gökyüzüne bakıp kendisi gibi onunda konuştuğunu düşündü, yanılmıyordu da..
Ertesi gün oldu uyumak için odasına çıktı, tabi her zamanki gibi önce balkona uğramalıydı. Aynı manzarayla karşılaşınca yeni bir defter çıkartıp satırlarına o iki gündür gördüğü tuhaf çocuğu anlattı. Tabi bu sadece iki günle kalmadı. Her gece balkona rahatlamak için çıkan Lina'nın içine âdeta merak tohumları serpilmişti. Artık sadece çocuğu merak ettiği için çıkar oldu..
