Four

280 28 26
                                    


İniş takımlarını kontrol ettim. Açılmış olan fermuarımı kapattım.

"Açık kalmasını tercih ederim." Başımı kaldırdığında Helicarrier'ın kenarına yaslanmış Bucky'i gördüm.

"İğrenç bir herifsin." Yüzümdeki tiksinenen ifade bile onu kilometrelerce uzağımda tutmalıydı. Ama birçok sahici olmayan şey gibi bu da yalandı. Hala kalp atışlarımı kontrol etmesini engellemiyordum. Başka bir şey söylemesini beklemiyordum ama devam etti:

"Sokovya yakınları.." Diyerek haritaya baktı.

"Evet, sevgilinin doğduğu yer."

Yüzünü buruşturdu.

"Senin sorunun ne?" Dediğinde başımı ona çevirdim.

"Hala burdan siktirip gitmemiş olman."

"Ah, sanıyorum gidemem."

Dudaklarımı birbirine bastırdım.

"Görevdeyim." Fury'nin bahsettiği belirsiz partneri hatırladım. Son dakikaya kadar söylememişti. Nick'e bunun hesabını sormayı aklıma not ettim.

"Hani? Wanda'yı göremedim?" Dedim omzunun üstünden ileriye bakarak. Bucky ellerini belinde sabitlemişti.

"O bir süre yürüyemez sanırım, anlarsın ya?" Sırıtıyordu.

Pis pis sırıttım. Tek kaşım kalkarken:

"Ah en iyi ben anlarım."

"Pislik herif." Diye mırıldandım. Wanda'nın bir kurban olduğunu hiç düşünmemiştim. Aklım yine de onu fettan bir sürtük olarak tanımlıyordu. Ne olduğunu bilmiyordum. Fazla gizemle dolu biriydi. Ve açıkçası kalan ömrümü ikisinin arasındaki dinamiği çözmekle harcayamazdım. Zavallıcaydı bu. Diğer tüm her şey gibi James'i de gömmemin zamanı gelmişti. Nihayetinde her şey çürüyordu ve cesetler çürümeden gömülmeliydi. Yoksa marazi bir duruma gelirlerdi. Rusya'ya dair güzel anılar biriktirmekle uğraşıyordum ama belli ki kayda değer bir şey yoktu. Tüm bu düşünceler içindeyken nerdeyse omuz omuza olduğum Bucky'nin Mother Russia'yı mırıldanması sinirlerimi geriyordu.

"İğrenç bir Sovyet olduğundan haberim yoktu."

"Aramızda kalsın ama Brooklyn'liyim." Göz kırptı.

"Hadi oradan Steve'in seni Karpov'un yakınlarında gördüğüne eminim."

"Karpov'un kıçını az kollamadım zamanında. Teknik olarak ben de onu gördüm. Bu dediğim 1947 ya da.." Düşünüyormuş gibi göründü bir süre. Ses tonunun az önce gömmeye karar verdiğim adamla aynı olmasının verdiği ızdırabı hiçbir Sovyet Kurşunu veremezdi.

"O zamanlar Rusya'da omuz omuza çarpışıyorduk..Karpov da bizimleydi..biz öyle sanıyorduk ama Steve onda yolunda gitmemiş bir şeyler olduğunu biliyordu."

"Dinliyor musun sen?"

Evet, dinliyordum. Dürüst olan cevap bu olurdu ama onun gördüğü kadarıyla benim olmayan özel üretim keskin nişancı silahının şarjörüyle oynuyordum. Aklım onunla değildi. Silahta da değildi. Bana ilk kez Karpov'u anlattığı gecedeydi aklım. Tüm ışıklar sönmüştü ve ben yalnızca onun metal koluna yansıyan ışık huzmesinden onu görebiliyordum. Kanaması vardı. Sürekli kanardı zaten. Kolunu çıkarmaya çalışmaktan vazgeçmesini ona kaç kere söylediysem de ondan öyle bir nefret ediyordu ki tırnak izleriyle doluydu kolunun etrafı. Yarasını kendi elbisemin kenarından yırttığım parçayla sarmaya çalışıyordum ve o susmak bilmeyen yaşlı bir adam gibi Karpov'u anlatıyordu.

"Natalia.." İsmimi dünyanın en güzel şeyi gibi kulağıma fısıldadığında mest olmuştum. "İzin ver saçların omuzlarını süslesin." Gülümsemiş, yavaşça metalik tokayı saçımdan almıştım. Böylece onun için uzattığım saçlarım benim ve onun omuzlarına değmişti.

"Hey.!" Başımı ona çevirdim. Şu ana döndüm. Jetin kenarında dizlerimizi karnımıza çekmiş omuzlarımız birbirine değene kadar yakın oturuyorduk. Affedersin gibi kibar bir şeyler söylemem için gözlerime bakıyordu ama ben bir şey demeden onun gözlerine bakmayı sürdürdüm. Elini kaldırıp kısa olan saç tutamıma dokundu.

"Niye kestirdin ki?" Sorusu aramızda buhar olmuş gibiydi. Ne söylersem yalan olacaktı çünkü ben bile bilmiyordum. Ama canını yakmak istemiştim. O benim canımı yakabilmek için bir kadını kullanırken ben yalnızca saçlarımı kesmiştim. Kurşun asker, balerine yeterince sadık davranmamıştı ama balerin sadece saçlarını kestiği için ihanet duygusunun bedenini ele geçirmesine izin veriyordu. Eğer saçlarımı ne kadar sevdiğini hatırlayabilseydi bu onu benim yandığımdan daha fazla yakardı.

Bu hala adil değildi. Onun canını daha çok yakmak istiyordum.

*

Genelde kitaba uygun şarkılar bırakıyorum

Birde Ne Mcu'da ne çr'de Wanda'yı sevemediğimi söylememe gerek var mı¿
Bu hislerim çok değişken ama genelde Wanda çok sevebildiğim bir tip değil.

pacify her | winterwidow + wandaWhere stories live. Discover now