i.

9.8K 625 237
                                    

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"sikeyim seni jungkook

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"sikeyim seni jungkook."

jimin, şirketin partisindeki banyonun aynasında saçlarını düzeltirken jungkook, pantolonunun fermuarını çekiyordu. jimin giydiği göğsünü gösterecek kadar dekolteli gömlek ve kalçasını ortaya çıkaran kumaş pantolun ile nefes kesici görünüyordu. jungkook, jimin'i iş yerinde o sıkıcı kıyafetlerin içinde o kadar çok görmüştü ki böyle şık kıyafetler içinde bu kadar güzel göründüğünü unutmuştu.

jimin'in arkasında durdu. kollarını beline dolarken boynundan iki kere öptü.

"son iki aydır ben yeterince sikmiyor muyum?" jimin'le dalga geçerken burnunu yanağına dokundurdu.

"saçımla uğraşmamanı söylemiştim." jimin mırıldandı. jungkook, jimin'in boynundan kafasını kaldırırken saçlarını düzeltmesine yardım etti.

"ama ufaklığım ağzındayken çok güzel görünüyordun." sarı saçlı çocuk her an bir yumruk fırlatacakmış gibi görünüyordu. jungkook onun bu haline gülerken boynundan öptü. "tamam, bebeğimin yanında kaba sözler yok."

"tanrıya yemin ederim, sana dışarıda bir daha asla sakso yok." homurdanırken gömleğinin üstüne tam oturması için uğraş içindeydi. dağılmıştı.

jimin çantasını alıp kapının kilidini açarken jungkook yüzündeki yaramaz bir sırıtışla onu takip ediyordu. "tanrı ve sakso kelimesini aynı cümlede kullanmak çok doğru değil sanki."

jimin durup arkasındaki jungkook'u ittirdi. "guk, insanların görebileceği yerde beni takip etme demiştim." dudaklarını büzerken kaşları çatıktı.

"ama aynı iş yerinde çalışıyoruz." jungkook belirtti. "her öğle arası depoda düzüşmeyen normal iş arkadaşları gibi konuşmamızı bekleyemezsin değil mi?"

"sen çok büyük bir aşağılıksın." jimin mırıldandı ve arkasını döndü. herkesin partiden zevk aldığı büyük odaya yönlendirdi adımlarını. jungkook yüzünde yaramaz bir gülümsemeyle izledi jimin'in insanların arasına karışmasını.

tanrı affettsin, jungkook vurulmuştu.

jungkook ve jimin "ilişki yok, sadece takılma" insanlarındandılar.

kurallar basitti. bu takılmaca sürerken başka biriyle ilişki yasaktı. eğer içlerinden biri, doğru bir ilişkiye ilişkiye girmek isterse diğer kişi buna karşı çıkmayacaktı ve takılmaları sona erecekti. gece kalmaya izin vardı çünkü gecenin üçüne kadar birbirlerinden ayrılamıyorlardı ve bu iş jungkook'a göre çok yorucuydu. sarılmaya da izin vardı çünkü bunda bir yanlış yoktu.

ve! dışarıda yemek yemelerine de izin vardı. bu aralarındaki tuhaf ilişki öncesinde de yakın arkadaşlardı zaten.

jungkook'un jimin ile olan bu ilişki kolaydı. iki aylık anlaşma süresinde jungkook'un jimin'e deli olmasının haricinde karmaşık hiçbir şey yoktu. jungkook bunun farkında olmadığında çok daha kolaydı. hislerini reddetme evresinde olan jungkook'un gözlerini açmak için seokjin vardı neyse ki.

jungkook, jimin'den iki masa ilerideki fotoğraf takımının masasına oturdu. kim namjoon ,şirketin sahibi, bu ayın dergisinin başarısı hakkında konuşmasını yapıyordu. ama jungkook hiçbir şey duyamıyordu. konuşma bitip herkes namjoon'u alkışlarken seokjin onu dürtmek zorunda kaldı. çünkü jungkook hâlâ jimin'e bakıyordu.

o gömleğin içinde cidden güzel görünüyordu. parti bittikten sonra üzerinden çıkarmak için sabırsızlanıyordu.

bu tarz şeyler türkçe yazarken cidden çok garip hissediyorum sıhfjsks nedne bu kadar kaba tabirler :(((
hadi bakalım diğer ficlerime yb yazmak yerine yine başka bir fic🥵 #sorryimreallysorry

the copy machine is broken :: jikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin