10. Breaking Point

6.3K 338 251
                                    

Y/n: yine bir cadılar bayramı!wtmir klasiğine daha hoşgeldiniiiiiz, yazmaya o sıralarda başlamıştım yeni bitti de kusura bakmayın, yani 10 bölümde 5 kere cadılar bayramı yazdım resmen deliye her gün bayram havasındayım. neyse zaten siz onlara değil olaylara bakın öyle her şeyi didiklemeyin tamam mııııııııııı :D özellikle aramıza yeni katılan karakterimiz cockblocker!cookie'yi hiç didiklemeyin....
şimdi çiftçi kostümü fikrini aklıma sokan @VickyMouse'a, Dracula ve Juliet fikrini aklıma sokan @TbbtHoran'a (kendisiyle elbise giyip tuvaletlerde sürten harry hakkında çok profesyonel konuşmalar yaptık), böyle saçma salak dramaları bilinç altıma işleyen  türk televizyonlarına, yapımımda fosforu çok gören anne-babama buradan shout out yolluyorum. eveet kendim hariç herkesi suçladığıma göre uyarılara geçebiliriz;

uyarılar: bunu okursanız cehenneme gidersiniz. 

                                                                      
-

1915, Londra

"Bir gönüllü ile takılacak kadar düşmüş olamazsın, Tomlinson."

Louis karşısında dikilen Nick'e öldürücü bir bakış atarken, hemen yanında her şeyden habersiz dikilen Eleanor'u korumacı bir tavırla arkasına doğru itti. "Ne istiyorsun, Grimshaw?"

Eleanor'un hemen arkasında gerildiğini hissedebiliyordu. Nazikçe bileğini kavrayıp kendince onu sakinleştirmeye çalıştı. Nick gözlerini Louis'nin eline indirip küçümser gibi pffladı. "Zayn'in bundan haberi var mı? Dönüştürdüğü adamın bir gönüllü ile oynaştığını biliyor mu?" Louis'nin surat ifadesindeki değişim kendini ele vermişti. Nick sırıttı. "Elbette bilmiyor."

Louis derin bir nefes aldı ve Eleanor'un kolundaki tutuşunu sertleştirdi. "Burada çene çalıp zamanımı seninle harcamayı çok isterim fakat çirkin sıfatını göremeyeceğim bir yere yetişmem gerek."

Nick son bir kez onları süzdü ve pis gülümsemesini silmeden küçük bir selamlamayla onları yalnız bıraktı. Louis içini çekip arkasında iri gözleriyle onları izleyen genç kıza döndü. "Ona aldırma, sik kafalının tekidir."

Eleanor anlar gibi başını salladı. İnce kollarını kavuşturdu ve beyaz yüzünü Nick'in gittiği yöne çevirdi. "Gönüllülerle sorunu ne?"

Vampir ellerini ceplerine sokup arkasındaki bar tezgahına yaslandı. "O... Gönüllüleri objeleştiriyor." diye açıkladı kısaca.

Eleanor bir süre daha Nick'in gidişini izledikten sonra normal gülümsemesiyle Louis'ye döndü. "Gerçek bir sik kafalı gibi duyuluyor."

Louis gülümsedi ve akşamki açık hava sinemasının açılışıyla ilgili bir şeylerden bahsederek konuyu değiştirdi. Eleanor'u bir canavara dönüştüğünden beri tanıyordu ve ona yakın olan nadir insanlardan bir tanesiydi. Nick kadar gereksiz biri tarafından üzülmesini hiç istemezdi. Üstelik çok güzel bir 1915 yazındalardı ki, neşelerini bozmalarına hiç mi hiç gerek yoktu.

Bu yüzden kolunu genç kızın omzuna atıp onu barın kapısına doğru çekiştirirken, Eleanor'un Nick'in tarafına attığı son bir kaçamak bakışı fark edemedi.

-

2015, Londra

Bu hafta kırılan üçüncü yatağı da odadan çıkartmayı başardığında buna bir son vermeleri gerektiğini kendine bir kez daha hatırlattı. Kırılan şeyin Harry değil de çift kişilik geniş yatağı oluşu elbette iyiydi fakat çöplükteki yatakların sayısının insanları şüphelendirmesinden endişleniyordu artık.

Derin bir nefes aldıktan sonra ellerini çırptı ve hızla eve koşup mutfakta günün gazetesini karıştıran Harry'nin yanına oturdu.

Harry'nin kılının bile kıpırdamayışına bakılırsa Louis'nin insanüstü hızına alışmış gibi görünüyordu. Dumanı tüten çayından bir yudum aldı ve yanına oturan vampire sevimlice gülümsedi. "Merhaba."

with the moon i runHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin