Y/n: bir geçiş bölümü dahaaaa. dramaya geçmeden önce elimden geldiğince light hearted bir bölüm olması için uğraştım, benim beklentimi karşılamadı ama enerjimi diğer kilit bölümlere sakladığım için fazla umursadığımı da söyleyemem jdjhsfhs neyse, çerez bu. afiyet olsun :*
-
Rüya görüyordu.
Alışılmadık bir mekan sayılmazdı. Biraz dikkatini verdiğinde daha önce bulunduğu bu yerin adresini bile çıkarabilirdi. Lakin yapmadı, dikkatini çeken şey nerede olduğu değil ona yakın olan şeylerdi.
Güneş ışığı, lavanta kokusu, ıslak çimler.
Huzur doluydu. Hatta öyle doluydu ki huzur onun için beşinci bir element halini almıştı. Onu tıpkı cildinde gezinen güneş ışığı gibi hissedebiliyordu.
Hemen yanında yatan bedeni fark etti. Güzel, beyaz suratıyla Louis güneş ışığını bir tanrı gibi üzerinde topluyor, Harry'nin gözlerini ve dikkatini geri kalan her şeyden alıkoyuyordu. Gülümseyerek ıslak çimlerin üzerine, vampirîn yanına uzandı.
Gözlerini yumup lavanta kokusunu ciğerlerine çekerken ellerini ıslak çimlerde gezdirdi. Her şey olabildiğince yumuşak ve harikaydı. Tek bir kusur bile bulamıyordu.
Louis okuduğu Paradise Lost'un sayfasını yırtıp ona uzatınca Harry merakla ona döndü. Sayfa eski kitabın diğer sayfalarına göre çok boş görünüyordu. Koca sayfada sadece iki satır vardı.
"İkimiz biriz, aynı et ve aynı kemikten.
Seni kaybetmek, kendimi kaybetmektir."
Boynunda aniden başlayan sancı onu ayaklandırdı. Aceleyle doğrularak elini acıyan boynuna götürdü. Neler olduğunu anlayamadı, tüm cildi güneş ışığını geri tepiyor yerine ateşten oklar bırakarak yanmasına neden oluyordu.
Boynunda yayılan sancı yüzünden inledi, gözleri çılgınca etrafında gezinirken rüzgarın ahengiyle sallanan lavantaların teker teker ölüşünü izledi.
Huzur son bir nefes gibi vücudunu terk ederek yerine müthiş bir korku bıraktı.
Elini boynundan çekip görüş alanına soktuğunda, ten renginin mora dönüştüğünü gördü.
Fakat tek sorun bu değildi.
Eli kan içindeydi.
-
Kabusundan uyanışı, uzunca bir süre su altında kalıp birden yüzeye fırlamaya benziyordu. Aldığı nefesler öyle derindi ki boğazının ve ciğerlerinin acıdığını hissetti. Fakat çılgınca atan kalbi ve ıslak gözleri yüzünden bunu fark edemedi bile.
"Harry. Haz." Soğuk eller alnına uzandı. "Bebeğim, buradayım."
Louis, diye düşündü rahatlayarak. Louis oradaydı. Güvendeydi.
"Nefes al. Derin nefes al."
Titreyerek kendini olabildiğince ona ittirdi. Orada olduğunu hissetmeye ihtiyacı vardı. Onun soğuk cildine dokunup kendinin ne kadar sıcak olduğunu hatırlaması gerekiyordu.
"Her şey yolunda. Güvendesin." Louis kollarını ona sarıp dudaklarını başına ve alnına bastırdı. Onu yavaşça sallayarak sakinleştirmeye çalıştı. Harry ise sadece burnunu Louis'nin boynuna gömüp korkunun vücudunu terk etmesini bekledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
with the moon i run
FanfictionLouis huysuz bir vampir. Harry ise ondan korkmayacak kadar aptal. au, harry/louis, wip orijinal kapak editi: babyoflouis.tumblr