siyah beyaz aşk - Var mı eksiğim

1. Bölüm

Ferhat kapıyı açıp odaya girdiğinde gördükleri karşısında adeta büyülenmişti. Aslı'yı aynanın önünde rujunu sürerken yakalamıştı. Aslının giydiği mavi, uzun, kol detaylı elbisesi ve taktığı beyaz küpelerle tam bir kuğu gibi görünüyordu. Genç adam gözünü karısından bir süre alamadı taki Aslı kafasını Ferhata çevirene kadar. Genç kadın tam o sırada kocasının gözümde bir ışık yakalamıştı ama hemen saniyeler içinde o ışık kaybolup yerini gene hissiz, duygusuz bir bakış almıştı. Genç adam "Hazır mısın doktor yemeğe geç kalıcaz" dedi. Aslı kafasını oynar şekilde sallayıp "Evet ama şunu takamadım yardım eder misin?" dedi elindeki kolyeyi göstererek. Ferhat aslıya yaklaşarak elindeki kolyeyi aldı ve masaya koyup cebinden bir kutu çıkardı. Bu ne diye bakan karısına aldırmadan kolyeyi kutudan çıkartıp karısına yaklaştı. Takmak için boynuna yaklaştığında o kadınsı kokuyu fark etti ve gözünü kapatarak kokuyu içine çekti. Ardından kafasını sallayarak bu durumdan çıkmak istedi ve kolyeyi kadının papatya kokan gerdanına taktı. Aslı aynadan kolyeye bakıp "Gerek yoktu aslında." dedi. Ferhat her zamanki soğukluğuyla "Gerek var bu bir geleneksel aile yemeği." dedi ve devam etti " Yürü hadi hazırsan gidelim." dedi. Aslı Ferhatı umursamayarak odadan çıktı....

Arabada her zamanki gibi sessizlik vardı Ferhatın gözü aslının bacaklarına kaydı giydiği uzun elbisenin bacağının bir karış üstüne kadar yırtmacı vardı. Bacağına baktığı gören Aslı hemen bacağını kapattı ve önüne döndü. Ferhat sert bir şekilde boynunu sağa sola çevirip boynunu çıtlattı ve " bu elbiseyi bir daha giymiceksin." dedi. Aslı kafasını kocasına çevirerek "Anlamdım?" dedi şaşkın gözlerle. "Anladın." diyen Ferhatın sesi ile ilkildi aslı . Aslı ferhata dönerek " Bende bayılıyorum herlade İdilin getirdiği kıyafetleri giymeye." dedi sert bir şekilde. Ferhat gözünü yoldan ayırmadan "neyse ne, giymiceksin bir daha o kadar." dedi. "iyi idile söyle bir dahakine daha düzgün şeyler seçsin." dedi ve candan dışarıyı izlemeye başladı...
Tam 20 dk sonra lüks bir restorantın önünde durdular arabadan inip kapıya doğru yöneldiler. İlk aslı girdi içeri tüm aile üyeli toplanmıştı . Aslı kocasının yanına gelmesini bekledi ve yanına gelmesi ile kocasının parmaklarını kendi parmaklarının geçirip elini tut. Yaptığı şeye kocası ve kendisi ile birlikte kendilerini izleyen tüm aile üyeleri de çok şaşırdı. Sonuçta evlilikleri sahteydi ve sırf ölmemek için kabul etmiş genç kadın ferhatla evlenmeyi. Ama az önceki yaptığı şey de neydi. Şaşkınlıkla başını ferhata çevirip gözlerinin içine baktı. İkisi de anın şokuyla bakışmaya devam etti . Ardından Aslı kendini toparlayarak kocasının elini bıraktı ve masaya doğru yöneldi. Genç adamda şimdiye kadar hissetmediği bir şeyi hissetmişti o an midesine bir yumruk inmişti ve aklına dayısının önceden söylediği sözler gelmişti "Ne o yoksa Aslıya aşık mısın? Seni tanımasam aşık oldun sanıcam" diyişi çınladı kulaklarında. Yoksa bu hissettiği şey aşk mı diye düşündü genç adam ve hemen masaya doğru yönelip yerine oturdu...

Yemek boyunca Namık emirhadan başka kimsenin ağzını bıçak açıyordu. Aslı çok sıkılmıştı ve yerinde kıpırdanmaya başladı. Ferhat ise gözünü yan masaya dikmiş karısına ters ters bakan adamı inceliyordu. Aslı birden masadan kalktı ve masadakilerden izin alarak lavaboya doğru gitti. Aslının lavaboya kalktığını gören yan masadaki adam yanında ki adama aslıyı işaret edip yerinden kalktı. Aslı tam lavaboya girerken o adam aslıya seslenip "Selam güzellik yanındaki kazma kocan mıyıdı?" dedi pis pis gülerek. Aslı, adamı duymazdan gelip kendini tuvalete attı. Adamdan biraz ürkmüştü. Ama adam aslının kendini tuvalete kapattığını görünce oda aslının yanına daldı. Aslı napıyorsun sen çık dışarı dese de adam aslının üstüne doğru yürümeye başaladı ve ardından iğrenç söyler söyleyerek " Çok güzelsin fıstık biraz tadına baksam fena olmaz." dedi ve aslının üstüne atladı. Aslı ne yapacağını bilemedi ve bağırmaya başlı "BIRAK BENİ BIRRAAKKK DDEDİM SANA!... İMDAAAATTTT KİMSE YOK MU?" diye bağırmaya devam etti. Bu sırada adam kafasını çoktan aslının boynuna gömmüş bir yandan öperken bir yandan da eliyle aslının yırtmacına elini sokup aslının bacağını okşuyordu. Aslı bir yandan bağırıp yardım isterken bir yandan da çırpınıp ağlıyordu. Adam ateşini alamayıp aslıyı soymaya çalıştı. Bir eliyle hala bacağını okşerken diyer eliyle elbisesinin omzunu aşağıya indirip aslıyı öpmeye çalışıyordu. Aslı birden kendini arkaya çekip adamın karnına tekme attı. Canı yanan adam acıyla inleyip tekrar aslının üstüne atlamaya çalıştı ama aslı tam o sırada tekrar tekme atmasıyla adam geriye düşüp kafasının sert zeminine çarptı. Acıyla "Çok asisin" dedi. Bir yandan da kanayan başına bakıyordu. Aslı "Defaol git aptal! Defol!" diye bağırdı. Ama adam durmak bilmiyordu ...
Bir terslik olduğunu anlayan ferhat tuvalete doğru gidiyordu ki zengin zübbesi bir adamla çarpıştı. Ferhat adamla tartışmaya girmiş aslı ise hala tuvalette çırpınıyordu. Ardından Ferhat bir ses duydu Aslı Ferhat diye bağarıyordu. Ferhat aslının sesini duyar duymaz tartışmayı bırakıp tuvalete doğru koştu. Aslı hala adamın elinde "FERHATTTT FFERRRHHHATTT YARIM ETTT NOOLIUUR!" diye ağlayıp çırpınırken adam hiç umursamadan aslının ağzını kapatmaya çalışıyordu. Tam o an aslı bir ses duydu Ferhat aslııııı diye bağarıyordu. Ama adam bunu duymayacak kadar kaptırmıştı kendini.

Aslı "Ferhat nolur kurtar beni" diye bağırıyor bir yandan da adamdan kurtulmaya çalışıyordu. Ferhat kapıyı zorladı ama açılmadı şerefsiz adam kapıyı kilitlemişti kapı açılmayınca Ferhat okkalı bir küfür savurdu ve "Aslı korkma kurtarıcam seni." diye bağırdı ve kapıya tüm gücü ile yüklenince kapıyı kırarak açtı. Ferhat gördüğü manzara karşısında adeta alev atıyordu. Sapık adam aslının ağzını kapatmaya çalışıyor ve sıkıyordu, kendini o kadar kaptırmıştı ki ferhatı görmemişti. Ferhat adama bağırıp küfür etmeye başlayınca adamın arkasını dönmesi ve ferhatın yumruğunu adama geçirmesi bir oldu. Sapık adam neye uğradığını şaşırdı. Ferhat acımasızca adama vuruyor küfürler savuruyordu. Aslı ise olduğu yere çökmüş ağlamaktan ve korkudan şoka girmişti. Masadakiler de ferhatın kavga edip tuvalete gittiğini görünce arkasından gelmişlerdi. Dilsiz adamı ferhatın elinden almaya çalışıyordu abidin ise aslının yanına çömüş "Yenge noldu yenge? Yenge iyi misin?" diye soruyordu. Adamın aslıya ne yaptığını bilmeyen dilsiz ve abidin adamı ferhatın elimden almaya çalışıyorlardı. Ferhat o sırada adamı elinden almaya çalışan abidine bir yumruk attı ve sapık adamı dövmeye devam etti. Sapık adam ölümcül darbeler aldığından bayılmıştı ama Ferhat adama vurmaya devam ediyordu. Ne yaptıysa abidin ve dilsiz ferhata engel olamıyorlardı. Birden kapıda yeter belirdi ve bir aslıya bir ferhata baktı ardından aslının yanına koşup "Aslı kızım iyi misin? Kendine gel kızım." diye feryat ediyordu. Aslı kendine gelmeyince Yeter ferhata dönüp "Ferhat oğlum bırak şu adamı aslı iyi değil" diye bağırdı. Ferhat bir anda adamı bırakıp yere fırlattı aslının yanına çöküp "Doktor iyi misin" dedi ve ellerini yüzünün arasına aldı. Aslı ağlamaya devam ediyor tepki vermiyordu. Ferhat arkasını dönüp " Su getirin." diye bağırdı. Ardından tekrar aslıya dönüp aslının yüzünü avuçlarının içine aldı ve "ASLI KENDİNE GEL. Beni duyuyor musun aslı?" dedi ama genç kadın tepki vermiyordu. Yaşadıkları sinirini bozmuştu. Yeter ferhata dönüp "Oğlum kız şokta duymuyor seni" dedi ve arkadan gülsüm ve safiye belirdi. Gülsüm korku içinde yerde yatan adama ve ağlamakta olan aslıya baktı "Abi, anne noluyor burda. Aslıya noldu." dedi dehşet içinde. Ferhat her zamanki gibi kardeşini görmezden geldi ve aslıyı kucağına alarak oradan çıktı. Arkasına bakmadan "Dilsiz adamı depoya götürün ben gelene kadar yaşasın" dedi soğuk bir sesle ve ordandna ayrıldı....
Aslıyı ferhatın kucağında gören Namık beyninden vurulmuşa döndü. Aslıyı ferhattan uzak tutmaya çalıştıkca daha da yakın oluyorlardı. Bu namığın canını çok sıkıyordu. Namık ferhatın arkasında "Ferhat oğlum nereye?" diye bağırsada Ferhat duymamazlıktan geldi ve restorantın önünde arabasının gelmesini bekliyordu. Aslı hala ferhatın kucağındaydı ve biraz sakinleşmişti. Ama ayakta duracak hali yoktu. Ferhatın arabası gelir gelmez ferhat aslıyı ön koltuğa oturttu ve şöför koltuğuna geçti. Aslı hala tek kelime etmemişti. Ferhat aslının emniyet kemerini takmak için uzandı. Tam o sırada aslı kendini geri çekti yaşadığı olayın şokından dolayı biraz ürkmüştü. Ferhat aslıya aldırmadan emniyet kemirene uzandı ve aslının o naif kokusu burnuna doldu. Aslı ve Ferhatın yüzleri birbirine o kadar yakındı ki neredeyse dudakları birbirine deyecekti. Birbirlerinin nefesini hissedebiliyorlardı. Bir süre bakıştıktan sonra Ferhat önüne dönüp arabayı çalıştırdı. Aslı "Ferhat nereye gidiyoruz?" diye sordu, zar zor konuşuyor konuşurken sesi titriyordu. Ferhat tek kelime ile "Hastaneye!" dedi tok bir tonda. Aslı ferhata dönerek "istemiyorum Ferhat" dedi konuşurken hala titriyordu. Ama aslı iyi görünmüyordu Ferhat bunun farkındaydı "Uzatma aslı iyi görünmüyorsun gidelim bir sakinleştirici falan bişiler yaparlar" dedi. Aslı daha fazla itiraz edecek hali yoktu, ...

Hastaneye çoktan gelmişlerdi. Aslı kendi çalıştığı hastaye gitmemeleri için ferhatı tembihlemişti. Ferhata aslıyı en yakın hastaneye getirmişti. Doktor aslıyı muayene edip sakinleştirici yapmak için aslıyı gözlem odasına aldı . Aslı serumun etkiyle sakinleşmiş hatta uykuya dalmıştı. Ama serumu daha bitmemişti. Ferhat kapıdan aslıyı izliyordu. Sonra yavaş yavaş aslıya doğru yürüdü. O an aklına aslının ferhat diye bağırdığı ferhattan yardım istediğini, tuvalete girdiğinde şerefsiz adamın aslıyı sıkıştırdığını aslının o çaresiz anı aklına geldi. Sinirden yumruğunu ısırdı. O piç herifi öldürmek istiyordu. Çünkü aslıyı çok üzmüştür.
Daha sonra Ferhat durup düşündü niye aslı için bu kadar endişelenmiş onun için korkmuştu. Kendi soy adını taşıdığı için mi NEDEN diye sordu kendine. Ama alacağı cevap onu çok korkutuyordu. Evet ilk defa bir cevaptan bu kadar korkuyordu. Belkide dayısı haklıydı belkide Ferhat şuan sedyede yatıp uzun uzun yüzünün her ayrıntısına kadar ezberlemek istediği kadına aş.............