70. Bölüm

572 14 6
                                    

     Aralarında konuştuktan sonra Ferhat ve yiğit bahçeye çıkıp baş başa konuşmaya karar verdiler. Biraz konuştuktan sonra Ferhat aslıyı almak için odaya çıktığında kapının ardında olan konuşmalara kulak kesildi . Aslı " Tamam sen merak etme ben halledicem o morlukları " diyerek gülsümü aynanın karşısına oturtup ağlamaktan şişmiş ve morarmış gözlerine makyaj yapmaya başladı. Gülsüm "ASlı neredeyse hiç belli değil nasıl öğrendin böyle makyaj yapmayı?" diye sordu. Aslının aklı biranda eskilere gitti . Eskileri düşünürken acı bir tebessüm oluşmuştu suratında. Çaktırmadan iç çekerek "Abinde az atlatmadı beni . Hergun o masaya nasıl oturuyordum sanıyorsun " dedi. Birden ortalık sessizleşince asli pot kırdığını anlayıp dudağını ısırarak "Neyse bak bakayım bana ." diyerek yüzünü çevirip baktı. Yeter bir aslıya bir gülsüme bakıp kendi kendine iç geçirdi. Aslının yüzüne bakmaya bile utanıyordu artık. Zamanında o kadar çok canını yakmıştı ki şimdi ise kendi onlar için neler yapıyordu. Belkide aslı olmasa gülsüm ne halde olurdu. Gülsüm bugün ayakta durabiliyorsa eğer bu aslı sayesindeydi. Oturduğu yerden kalkarak aslının gözlerinin içine baktı , teşekkür eder gibi başını sallayarak "Saol kızım. Sen olma-" dediğinde asli sözünü keserek "Teskkur etmenize gerek yok ben bisey yapmadım. " diyerek saate bakıp "Artık gidelim biz " diyip gülsümün omzunu okşadı. Tam kapıdan çıkacağı sırada gülsüme dönüp bİze gelmek ister misin? Biraz bizde kalırsın kafanı dinlersin biraz " dedi . Gülsüm "Saol aslı çok düşüncelisin ama rahatsızlık vermiyim şimdi " diye mırıldandı. Aslı " Ne rahatsızlığı olur mu öyle şey? Istediğin zaman gelebilirsin gülsümcüm orası da senin evin " dedi . Gülsüm "Aslı gerçekten çok saol ama hiç gerek yok hem annem yanlız kalmasın burda " dedi. Aslı "Iyi tamam ama her zaman gelebilirsin biliyorsun dimi ?" diye göz kırpıp odadan çıktı. Kapıdan çıkmasıyla sert bir şekilde ferhata çarpması bir oldu. Acı içinde inleyerek "Ahhh ferhat .... dikkat etsene" diye çıkıştı. Ferhat "Yavaş ol asli sende ." dedi. Aslı şüpheli gözlerle ferhatı süzerek " Sen hayırdır kapı dinlemeye mi başladın? " diyerek ferhatın hareketini taklit etti . Ferhat "Özel konuştuğunuzu bilmiyordum " dedi bu sefer aslıyı taklit etmişti. Aslı "Neyse hadi öyle olsun " diyerek merdivenleri inmeye başladılar. Aslı "Hülya kabanımı getirir misin ?" diye seslendiğini sırada handan ordan çıkıp "Hayırdır ciğerim bir selam yok mu ?" diye sordu. O sırada hülya kabanı getirmişti. Aslı kabanı hülyadan alarak handana dönüp "Iyi akşamlar size" dedi ve tekrar hülyaya döndü "Hülya benim elimde dosyalar vardı ben onları nereye koydum ?" diye sordu. Hulya "Salona bırakmıştınız getireyim hemen" dediğinde asli durdurup "Dur tamam ben hallederim " diyerek salona geçti. Idil oturduğu yerden kafasını uzatarak "Aslı hoşgeldin " dedi yapmacik bir şekilde. Aslı da yapmacık bir şekilde gülümseyerek karışlık verdi . Idil "Noldu az önce yukarıda bir bağırış falan duyduk " dedi merak dolu gözlerle bakarak . Aslı tam cevap vereceği sırada handan arkasından gelerek "Ne olsun yine gülsüm biseyler yapmıştır " dedi. Aslı sabır çeker gibi gözlerini kapatarak "Bugün yine formunuzdasınız bakıyorum " dedi. Handan "Hic öyle üstten üstten bakma küçük hanım yalan mı? " diye soedu. Yeter yanlarına gelerek "Bir bitmedin be abla" diye söylendi. Handan "Aaaa ben ne dedim şimdi yalan mı? Ne derdi bitiyor ne sıkıntısı " dedi. Aslı "Klasik emirhan konağı işte dert kuyusu ne dert bitiyor ne sıkıntı ama siz yine hiçbir derdimiz yokmuş gibi yine gülsümü gözünüzde büyütüyorsunuz. " diyip handana yaklaşarak "Sahi handan hanım gülsümle ne derdiniz var ?" diye sordu. GÜlsümde çoktan yanlarına gelmişti. Ferhat ve yiğitte en köşede olanları izliyordu. Handan "Ne derdim olacakmış benim onunla üstüme iyilik sağlık " diyerek yüzünü ekşitti. Gülsüm "Ondan mı her fırsatta laf sokuyorsun ?" diye sordu. Idil "Canım benim gerçekleri duymak bu kadar canını yakmasın ama bak çok üzülüyorsun sonra " dedi. Yiğit dayanamayarak "Abi böyle durup dinlicek mıyız? " diye sordu . Ferhat yandan bir gülümsemeyle "Aslı halleder " diye mırıldandı. Aslı "Gerçekler?" diye tekrar ederek idil ve handanı baştan aşağıyasüzdü " Hadi ama birbirimizi kandırmayalım. Bu aile birbirinden o kadar iğrenç gerçekleri saklıyor ki bence aramızda belkide en masum olanımız gülsümdür. Sizce de öyle değil mi handan hanım? " diyerek gözlerinin içine baktı ve sözlerine devam etti "Ben senin kızının yaptıklarını daha unutmadım! " dedi gözlerinden ateş saçarak. Ardından idile dönüp "Senin kocanın yaptıklarını da unutmadım. Sözde aile dediginiz bu konakta o kadar çok iğrenç gerçekler var ki şayet benim mİdem kaldırmıyor artık....." diyip derin bir nefes aldı ve devam etti "Gülsümle uğraşmaktan vazgeçin artık yoksa o iğrenç gerçeklerinizi öyle bir ortaya dökerim ki birbirinizin suratına bile bakmaya utanırsınız. Herkes kendi gerçeklerine dönsün bi baksın " dedi . Kimse sesini çıkaramamıştı. Aslı yine her zamanki gibi haklıydı. Son sözünü de söyleyip konaktan ayrıldılar. Eve geldiklerinde aslı direk odasına çıkıp kendini yatağa attı. Ferhatta duşa girip çıktıktan sonra aslının yanına uzandı. Aslı usulca ferhatın göğsüne yazarak ıslak saçlarını okşadı "Bak ya yine kurutmamışsın hasta olucaksın! " diye çıkıştı. Ferhat "Merak etme doktorum senken bisey olmaz bana" diye mırıldandı. Aslı gülümseyerek "Böyle diyerek kurtulacağını mı sandın " diyip yerinden kalktı ve koltuğun üstündeki havluyu uzattı. Ferhat uzattığı havluyu alarak saçlarını kurutmaya başladı . Bir yandan da aslıyı süzerek "Demek seni çok ağlattım ha ?" diye sordu. Aslı şaşırarak ferhata dönüp "O nerden çıktı? Kapı mı dinliyorsun ? " diye sordu. Ferhat cevap vermeden gözlerini kaçırdı. Aslı tekrar ferhatın yanına uzanarak "E yani .... Nasıl evlendiğimizi ikimizde biliyoruz " dedi. Ferhat "Doğru çok ağlattık seni " dedi . Aslı cevap vermeden yatak örtüsünün desenini incelemeye devam etti. Bu onun için kaçmak gibi bişeydi. Ferhat aslının cevap vermediğini görünce aklına bir fikir geldi . Saate baktığında saat gece 11'i geçiyordu. Aslıya dönüp "Gel bi oyun oynayalım " dedi. Aslı şaşırarak "Oyun mu ? Nerden çıktı bu ?" diye sordu. Ferhat lafı uzatmadan "Var mısın yok musun sen onu söyle? " dedi göz kırparak . Aslı " gece gece bi bunu yapmamıştık.... iyi varım " dedi . Ferhat "Oyun basit kurallar basit . Doğruluk-Cesaret . Doğruluğu seçersen doğruyu söylemek zorundasın olur da söylemezsen ceza !" dedi. Aslı merakla "Ceza ne?" diye sordu. Ferhat yandan bir gülümsemeyle "Üstünden bir parça çıkarıcak. Eğer cesareti seçerse de " dedi. Aslı gülümseyerek "Ben bunu sevdim " diye mırıldandı . Ferhat arkasına yaslanarak "Dogruluk mu cesaret mi?" diye sordu. Aslı "Doğruluk" diye karşılık . Ferhat "Evlendiğimize pişman oldun mu?" diye sordu. Aslı derin bir nefes alarak düşündü. Ferhatı üzmek istemiyordu ama yinede ona karşı açık olmak istedi "Ilk evlendiğimiz zaman evet . Sonuçta o evde bir tutsaktım" dedi ve devam etti "Sıra sende. O gün beni öldürmediğin için pişman oldun mu? " diye sordu. Ferhat hiç düşünmeden "Biran bile pişman olmadım. Hem zaten orda amacım seni öldürmek değildi. " dedi . Aslı "Neden öyle yaptın? " diye sordu. Ferhat " Bir oyun bir soru doktor " diyerek gözlerinin içine baktı "peki sen beni hiç öldürmek istedin mi ?" diye sordu. Aslı "Bunu istemiş olsaydım o bıçağı karın boşluğuna değil şah damarına saplardım " dedi . Ferhat "Bu nu yapmamış olman istemediğin anlamına gelmez " dedi. Aslı derin bir nefes alarak "Bu oyunu bitirsek mi ? Sonu iyi bitmicek gibi " dedi. Ferhat "CEvap vermek zorunda değilsin! " diyince aslı başını tamam der gibi sallayıp tişörtünü çıkardı ve ferhata döndü "Az önceki sorumun cevabını alayım " dedi. Ferhat "Amacım seni korkutmaktı. Korkutup kimseye bisey söylememeni sağlamak. Tabi sonra sen beni kalbimden vurunca işler değişti. Gerisini biliyorsun işte , çok güzeldin kaçırmak istemedim falan " dedi. Aslı gülerek "Bak ya hep aynı mazeret " diyerek yanağını okşadı. Ferhat "Sıra bende... Hani dedin ya sen umutsuz vakasın diye .... Neden geri tedaviye başladın geri? " diye sordu . Aslı "Çünkü pes etmek bana göre değil " diyerek güldü. Sonra birden gülümsemesi kaybolup birden ciddileşti "Peki sıra bende.... Eğer eski Ferhat olsaydı o gün limanda havaya sıkmak yerine namığa ateş eder mıydın?" diye sordu. Ferhat sustu cevap veremedi. Çünkü bu sorunun cevabını kendi de bilmiyordu. Bisey demeden bir hamlede tişörtünü çıkardı ve aslıya döndü " Sana bazı konularda inanmayıp üstüne düşünmediğim için, yani namığın abinin ölümünde parmağı olması yada vildanin bize karşı özgeyi kullanmasında seni ciddiye alamadığım için kızdın mı?" diye sordu. Aslı derin bir nefes alarak parmaklarının karın kaslarının üzerinde gezdirip başını evet der gibi salladı "Peki o dövmenin anlamı ne ferhat ?" diye sordu. Ferhat yine cevap veremedi. Sustu kaldı. Aslı gözlerini kaçırdığını fark edince "Ferhat..... Neden saklıyorsun? En kötü ne olabilir ki ? Biz seninle neler yaşadık bir dövmenin anlamını mı söyleyemiyorsun? " diye mırıldandı. Ferhat aslıyı duymamazlıktan gelerek pantolonunu çıkartıp "Bu gece bu kadar oyun yetmez mi ?" diyerek dudağına yapıştı.....

siyah beyaz aşk - Var mı eksiğim Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin