Sabah Billie'nin üstümde tepinmesiyle uyandım.
"Billie, ne zaman işkencen bitecek merak ediyorum. Daha yeni uyudum."
"Kapıda kim var inanamazsın!"
Uykulu gözlerle Billie'ye baktım.
"Kim var Billie?"
"STEFAN!"
Heyecanla yataktan kalkıp banyoya koştum. Dişlerimi fırçalarken Billie ile konuşmaya çalışıyordum.
"Neden gelmiş?"
"Seninle birşey konuşacakmış. İçeri davet ettim ama seni bekleyeceğini söyleyip girmedi."
Hızlı hareketlerle üstüme bişeyler geçirip aşağı indim.
"İçeri gelsene Stefan."
Stefan içeri geldi ve salona oturdu.
"Nasılsın Elena?"
"İyiyim sen?"
"Ben de iyiyim. Aslında buraya senden yardım istemek için geldim."
"Tabii ne istersen. Seni dinliyorum."
"Tarih dersi için bir ödev konusu aldım. Fakat tek başıma bitiremiyorum. Yardım edebilir misin?"
Tarih dersini seviyordum. Seve seve yardım ederdim.
"Tabii ederim. Nerede tamamlayacağız?"
"Bize gidelim. Ödev için gerekli şeyleri alıp buraya geliriz. Malûm dünden sonra bizim ev biraz dağınık." diyerek muzipçe gülümsedi.
"Olur. Gidelim o hâlde."
Billie sırıtarak bana bakıyordu.
"Ben de sizinle birlikte çıkayım. Eve geçmem gerekiyor." diyerek beni öptü ve çıktı. Arkasından da biz çıktık.Stefan'lara gelmiştik. İçeri geçtiğimizde salonu daha iyi inceleme fırsatı bulmuştum. Ev cidden güzeldi. Salonda kocaman bir kitaplık vardı. Kitapları biraz kurcaladığımda çoğunun vampirlerle ilgili olduğunu gördüm. Fazla kurcalamadan yerine bıraktım. Kitabın arasından düşen fotoğraf ilgimi çekti. Fotoğrafı incelediğimde şok olmuştum. Fotoğraftaki bendim. Arkasına baktığımda Katherine 1864 yazısını gördüm. Eve gittiğimde bunu araştıracaktım. Fotoğrafı geri yerine koydum. O sırada Stefan gelmişti. Elindeki bazı kâğıtları alıp ona yardım ettim. Sonra da Stefan'ın arabasıyla bize geldik.
•••••
Saatler geçmişti. Tarih ödevini bitirmiştik. Aklımda hâlâ o fotoğraf vardı. Nasıl olur da bana o kadar benzerdi? Aklım almıyordu. Bunu düşünürken acıktığımı da fark ettim.
"Yeter bu kadar ders Stefan. Yemek yemeye ne dersin."
"Aslında pek aç değilim ama yine de olabilir."
Mutfağa geçip birşeyler hazırlamaya başladık. Ben salata yapıyordum. Stefan ise etleri kesiyordu. Stefan'a bakarken elimdeki acıyla elime döndüm. Elim kanıyordu. Stefan'a baktığımda gözlerinin kırmızı olduğunu ve kenarlarındaki damarların belirginleştiğini gördüm. Ama sadece 1 saniye görebildim. Çünkü hemen kafasını çevirdi. Boynundan tutup bana çevirmeye çalışsam da bakmıyordu.
"Stefan, sorun ne?"
"Iıı... Hiçbir şey. Sadece elini temizle."
"Neden bakmıyorsun?"
"Iıı... Kan tutuyor o yüzden bakamıyorum." pek inanmasam da kanı temizlemeye başladım.
"Pekala, bakabilirsin. Kanı temizledim." dediğimde bana döndü. Yüzü normaldi. Yanıldığımı düşünüyordum. Elime yarabandı yapıştırıp yemek yapmaya devam ettik.•••••
Yemek yemiştik. Stefan gitmişti. Lia onu kapıda görmüştü. Stefan gittikten sonra beni soru yağmuruna tutsa da geçiştirip odama çıktım. James de odasındaydı. Laptopu açıp tarayıcıya Katherine 1864 yazdım.
Çıkan sonuçlarda Katherine denilen kişinin vampir olduğunu ve onun soyundan gelen herkesin vampir olduğu yazıyordu. Şok içerisinde ekrana baktım. Daha sonra tarayıcıya Vampir yazdım. Vampirlerin kan içici canlılar olduğu, insanları etki altına alıp istediklerini yaptırabilecekleri, kan gördüklerinde gözlerinin kırmızı ve göz damarlarının belirginleştiği ve uzaktaki bir sesi bile duyabilecekleri yazıyordu. Bunların neredeyse hepsini Stefan'da görmüştüm. Ama anlamanın tek bir yolu vardı.Evden çıkarak taksiye atladım. Stefan'a gidip her şeyi soracaktım.
Taksiden inip koşmaya başladım. İçimde inanılmaz bir öfke vardı. Kapıyı yumrukluyor, bağırıyordum. Sonunda kapı açıldı. Stefan karşımdaydı. Göğsüne vurmaya çalışsam da pek etki etmiyordu. İşaret parmağımı ona doğru sallayarak bağırmaya başladım.
"NESİN SEN? NESİN SEN?"
Başta ne diyeceğini bilemiyordu. Ama derin bir nefes verip konuştu.
"BEN VAMPİRİM!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEN VAMPİRİM!
Novela JuvenilTaksiden inip koşmaya başladım. İçimde inanılmaz bir öfke vardı. Kapıyı yumrukluyor, bağırıyordum. Sonunda kapı açıldı. Stefan karşımdaydı. Göğsüne vurmaya çalışsam da pek etki etmiyordu. İşaret parmağımı ona doğru sallayarak bağırmaya başladım. "NE...