You Need To Calm Down

785 26 1
                                    


--

You are somebody that I don't know
Sen tanımadığım birisin

But you're takin' shots at me like it's Patrón*
Ama bana sürekli laf atıyorsun aynı tekila içer gibi 

And I'm just like, "Damn, it's 7 AM"
Ve aynı şöyleydim, "Kahretsin, daha sabahın 7'si."

Say it in the street, that's a knock-out
Fikrini sokakta söylersen, bu birilerini incitir

But you say it in a Tweet, that's a cop-out
Ama Tweet atarak söylersen, bu yan çizmekdir

And I'm just like, "Hey, are you okay?"
Ve aynen şöyle dedim, "Hey, iyi misin?"

And I ain't tryna mess with your self-expression
Ve kendini ifade etme şeklini eleştirmeye çalışmıyorum

But I've learned a lesson that stressin' and obsessin' 'bout somebody else is no fun
Ama biri hakkında stres yapıp takıntılı olmanın eğlenceli olmadığını öğrendim

And snakes and stones never broke my bones
Ve yılanlarla taşlar asla beni incitmedi

So oh-oh...
Yani

You need to calm down,
Sakinleşmen gerek,

You're being too loud
Çok fazla gürültü yapıyorsun

And I'm just like oh-oh...
Ve aynı şöyleydim

You need to just stop,
Sadece durman gerek,

Like can you just not step on my gown?*
Sadece beni rahatız etmeyi bırakamaz mısın?

You need to calm down
Sakinleşmen gerek

You are somebody that we don't know
Sen tanımadığımız birisin

But you're comin' at my friends like a missile
Ama arkadaşlarıma aynı bir füze gibi saldırıyorsun

Why are you mad
Neden sinirlisin

When you could be GLAAD?*
Memnun olabilecekken?

(You could be GLAAD)
(Memnun olabilecekken)

Sunshine on the street at the parade
Yürüyüşlerde sokakta güneş ışığı parlıyor

But you would rather be in the dark ages
Ama sen karanlık çağlarda olmayı tercih ediyorsun

Makin' that sign must've taken all night
Bu pankartı yapmak tüm geceni almış olmalı

You just need to take several seats and then try to restore the peace*
Sadece biraz oturup dinlenmeli ve huzur bulmaya çalışmalısın

And control your urges to scream about the people you hate
Ve nefret ettiğin insanlara karşı olan bağırma dürtülerini kontrol etmelisin

'Cause shade never made anybody less gay
Çünkü aşağılamak asla kimseyi daha az eşcinsel yapadı

So oh-oh...
Yani

You need to calm down,
Sakinleşmen gerek,

You're being too loud
Çok  fazla gürültü yapıyorsun

And I'm just like oh-oh...
Ve aynı şöyleydim

You need to just stop,
Sadece durman gerek,

Like can you just not step on his gown?
Sadece onu rahatsız etmeyi bırakamaz mısın?

You need to calm down
Sakinleşmen gerek

And we see you over there on the internet
Ve seni orda internette görüyoruz

Comparing all the girls who are killing it
Tüm göz kamaştıran kızları karşılaştırırken

But we figured you out
Ama nasıl biri olduğunu anladık

We all know now we all got crowns
Şimdi hepimizin bir tacı olduğunu biliyoruz

You need to calm down
Sakinleşmen gerek

You need to calm down (You need to calm down)
Sakinleşmen gerek (Sakinleşmen gerek)

You're being too loud (You're being too loud)
Çok fazla gürültü yapıyorsun (Çok fazla gürültü yapıyorsun)

And I'm just like oh-oh...
Ve aynı şöyleydim

You need to just stop (Can you stop?)
Sadece durman gerek (Duramaz mısın?)

Like can you just not step on our gowns?
Sadece bizi rahatsız etmeyi bırakamaz mısın?

You need to calm down
Sakinleşmen gerek







But you're takin' shots at me like it's Patrón*: Patrón çok güçlü genelikle shotlar ile içilen bir tekila türüdür. Bu cümle, beni eleştiriyorsun veya saldırıyorsun anlamına gelir ve "Patrón (tekila) gibi" ifadesi, insanların genellikle shot olarak içtikleri icin bu ickiyi bunu kast ediyor. Bu iki ifade bir araya geldiğinde, kişi sanki çok kolaymış gibi ve sık sık tekila shot'ı içer gibi Taylor'ı eleştiriyor veya ona saldırıyor anlamına gelir.

*Gown: Bu kelime elbislerin kuyruğu için kullanılan bir tabir. Direkt Türkçeye çevirirsek "Kuyruğuma basmayı bırakamaz mısın? Diyor. Fakat burada kast ettiği şey saygı ve kişisel alan talebi bir nevi. Taylor, diğerlerinden gereksiz sorun yaratmayı veya aşırı eleştirel olmayı bırakmalarını istiyor.  Elbise değerli veya narin bir şeyi temsil eder ve üzerine basmak saygısızlığı veya zararı sembolize eder. Esasen bu cümle, insanlardan Taylor ve diğerleri için önemli olan şeylere müdahale etmeyi veya ona zarar vermeyi bırakmalarını vd sakinleşmelerini istemekle ilgili.

*GLAAD: LGBTQ+ haklarını savunan ve yürüyüşler düzenleyen ünlü bir kuruluşun ismi. Lyrics videosunda Glad yerine GLAAD diye yazılmış aslında burda memnun olmak anlamına gelen glad kelimesini söylüyor Taylor. Hatta GLAAD kuruluşunun sloganı "don't get mad, get glad" cümlesidir. Buna da gönderme yapılmış ama asıl anlamı ilk anlattığım GLAAD özellikle öyle yazılmış bir kelime. Arkasından gelen yürüyüş kısmı da LGBTQ+ prade yürüyüşlerini kast etmiş bir nevi.

Not:"Bu pankartları yapmak tüm geceni almış olmalı" derken; LGBTQ+ hakları için olan Prade yürüyüşlerine LGBTQ+ üyelerine karşı olan ve eşcinselliğe karşı olan ve itiraz eden insanların LGBTQ+ üyelerine karşı yaptıkları pankart ve yazıları kast ediyor aynı müzik videosunda olduğu gibi.

*Take/have sevetal seats: Bir kalıptır. Bir kişinin kendini aptal görünmesini engellemek için konuşmayı bırakması gerektiği anlamına gelen bir ifadedir. Yani bir nevi "Şöyle oturda bir dediklerini düşün" anlamına gelir.

*Shade never made anybody less gay: "İftira (Shade) " veya "İftira atmak (throw shade)" aynı zamanda eşcinsel topluluğunda derin kökleri olan bir terimdir, bu nedenle "aşağılamak asla kimseyi daha az eşcinsel yapmaz" demek çok dikkat çekici bir cümledir, çünkü "aşağılamak (Shade) "çok eşcinselce bir kelimedir eşcinsel topluluğunda. "Örtmek (Shade) " aynı zamanda "dolabın içinde" olmayı isteyen yani kimliklerini gizleyen eşcinsellerin kimliğini gizlemek onları silmeyecektir anlamına gelen bir söz olarak kullanılabilir.






Taylor Swift - Lover (Türkçe Çeviri) Where stories live. Discover now