9 yıl sonra, gyu 13 yaşında.
Kapı zilini duyduğum da ellerimi üstümdeki önlüğe silerek kapıya yürüdüm.
Dokuz yıl geçmişti. Gyu büyümüş, Changbin ve ben ise yaşlanmıştık. Gyu büyüdükçe daha kibar, daha anlayışlı bir çocuğa dönüşmüştü. Changbin yakışıklılığından hiç ödün vermemişti ve benim ikisine olan sevgim her geçen gün katlanarak artmıştı.
Kapıyı açtığım gibi Gyu belime sarılmıştı. Yumuşacık saçlarına elimi daldırarak karıştırdığımda kafasını sallayarak elimi uzaklaştırmaya çalıştı.
"Çok açım~" aegyo dolu konuşmasıyla kıkırdayarak yanağını sevdim. Bir çocuk bu kadar mı değişmezdi.
"En sevdiğin yemeği yaptım ve yanında da muzlu puding." tekrar belime sarılarak tuhaf sesler çıkarmaya başladı. Bu çocuğu Seungmin ile fazla yalnız bırakmıştım sanırım.
Ah, bu arada ikisini anlatmadan geçmek istemiyorum. Hyunjin ve Seungmin sonunda evlenebilmişlerdi. Düğünleri çok eğlenceli olmuştu ve Gyu düğünde üç kez aşık olmuştu. Şıp sevdiydi azıcık. Hyunjin ve Seungmin evlendikten bir yıl sonra bir tavşan sahiplenmiş, sonra ki seneyse üşenmeden hepsini sayacağım, Jeongin, Seungmin, Changbin, Minho hyung, Jisung, Chan hyung, Younghwa hyung ve ben, sanırım bu kadar. Hepimiz evdeyken elinde pusetle gelmişti. Bununla birlikte ikisinin minik bir kızları olmuştu. Ha bir de Jisung ve Minho Hyung'un da iki kızı vardı. Hepimiz, Jeongin hariç, ailelerimizi kurmuştuk.
"Lixie Baba en iyisi~!" diye bağırarak seke seke mutfağa ilerleyen oğlumun peşinden ilerlediğim sırada bacaklarıma dolanan Mia ile durdum. Ha bir de kedimiz vardı.
"Lixie Baba, acıktım dediğimi hatırlıyorum." gülümseyerek gözlerimi tavana çevirdim.
Tanrım şükürler olsun. Onları bana verdiğin için.
*
Elveda Lixie Baba hü:"(
Sizi çok seviyorum~ Kendinize cici bakın~!
gözümde hala minik bir bebeksin canım torunum:")