Arabayı yol kenarına park ettikten sonra elindeki çikolatayı kemiren oğluma bakmak için arkamı döndüm.
Bebek koltuğuna iyice yayılmış bir yandan elindeki çikolatayı yemeye çalışırken diğer yandan etrafını inceliyordu. Eve döndüğümüzde onu öpücüklere boğacaktım.
"Gyu, her yerine bulaştırmışsın bebeğim." kızgın çıkarmaya çalıştığım sesim, kızgından daha çok, feels çığlıklarını dışarıya bırakmamaya çalışan bir fangirlün sesi gibi çıkmış olmalıydı.
Torpidodan aldığım ıslak mendil paketinden çıkardığım ıslak mendilin katlarını açarak genişlettim. Emniyet kemerimi çözdükten sonra geriye dönerek, çoktan bitmiş paketi yanına bırakmış ve ellerini bana doğru uzatmış oğlumu temizledim. Bana şirince gülümseyerek bakan bebeğimin yanaklarını sıktıktan sonra çöpleri, Gyu'nun çikolata poşetinin içine koydum.
"Jisung Amca yine geç kaldı Baba." çok dakik bir oğula sahiptim.
"Evet, oğlum. Jisung Amcan hiç dakik değil. Ama bugünlerde ona biraz daha anlayış gösterebiliriz değil mi?" işaret parmağı yine ağzına giderken kafasını aşağı yukarı salladı ve geri etrafını incelemeye döndü. Ah, çok şirin.
Elim tam telefonuma gidecekken arabanın kapısı açıldı ve yanımda ki koltuğa Jisung oturdu.
"Jisung Amca~" diye bağırarak şirince ona ellerini uzatan Gyu'ya gülümseyip, ellerini öptükten sonra önüne döndü.
"Yine geç kaldım, üzgünüm kardeşim." gülümseyerek sorun olmadığını söylercesine kafamı salladım.
"Minho aramıştı onunla konuşurken biraz ağır hazırlanmışım." Gyu ve ben aynı anda kıkırdadığımızda kaşlarını çatarak önce bana sonra Gyu'ya baktı.
"Ah, siz! Ne kadar da uyumlu bir Baba Oğulsunuz." Gyu'yla bakıştıktan sonra ikimiz birden kafa salladık.
"Eh, şimdi gidebiliriz. Geç kalacağız." emniyet kemerimi bağladıktan sonra arabayı çalıştırarak gideceğimiz yere doğru sürmeye başladım.
"Peki, Bay müstakbel Lee." elini tam bana vurmak için kaldırdığında arkada oturan Gyu'ya bakıp kendini durdurdu.
Düğün gününü merakla bekliyordum...
*
Hehehhehe ben geldim hehehhehe
Sizi seviyorum, kendinize cici bakın~!