1.4

24 4 0
                                    

   Amcamın otelinin önüne geldiğimde yine flaşlar patlamaya başlamıştı. Flaşlar ilk defa beni çok rahatsız etmişti, sanki gözüm oyuluyordu. Arkama bakmadan, flaşlardan saklanmaya çalışarak hemen otele girdim ve odamı öğrendim.
   Asansörü beklerken yine kendisinden hiç haz etmediğim amcamın patronunu gördüm, Jeon Jungkook.
   "Karı kızlar ile iyi vakit geçir- Ah pardon Los Angeles'ta iyi vakit geçirdin mi?" diye sordu. Sinirden onu orada dövebilirdim ama onun istediği şeyde buydu. Ona saldırmam ve onun beni kötü çıkararak, beni şirketten silmesi. Kısaca benden hayatımı ve paramı istiyordu, aşağılık herif.
   "Her şey gayet güzeldi." dedim ve telefonumu elime alıp Ropead ile mesajlaşmaya başladım. Ropead bana tek iyi gelen şeydi...


***

   Balo için Soobin ile hazırdık. Soobin bir taksi çağırdı ve beklemeye başladık, hava soğuk değildi garip bir şekilde sıcaktı ve terletiyordu beni.
 

  Taksi gelince hemen bindik ve Soobin yolu tarif etti. Telefonumu elime aldım ve saate baktım, çok geç değildi ama çok da erken değildi. Korkmayı bir yana bırakmaya karar verdim, bugün eğlenecektim. Neredeyse 22 yaşıma girecektim ve bakirdim, bunu Soobin duysa iyi alay konusu olurdum.

   Zaman ilerledikçe bunalmaya başlamıştım arabada, gözüm taksimetreye takıldı. Şok oldum, yanımda para yoktu o kadar hemen Soobin'i dürttüm ama bana rahat olmamı söyledi. Artık ok yaydan çıkmıştı, gecenin zehrine kapıldım ve hiçbir şeyi umursamıyordum.

   Parti mekanına gelince Soobin'i beklemeden indim ve girişe doğru yürümeye başladım. Soobin hemen arkamdan geldi ve bodyguarda davetiyeyi gösterdi. Sorun çıkmadan girmiştik içeriye.
   Gözümle biraz etrafa bakındım ve onu gördüm! İliklerime kadar terliyordum. Bu sefer siyah takım elbisenin altına siyah gömlek giymişti, etkilenmiştim ki bu çok normal. Ona görünmemeye çalışarak havuzun yanındaki bir masaya geçtim. Her şey gayet iyi gidiyordu fakat bir şey eksikti, Soobin. Hemen kızlarla oynaşmaya başlamıştı.
   Kokteyl almasam olmazdı. İki tane aldım ve hemen birini fondip yaparak bitirdim, diğerini biraz daha yavaş yavaş içerek tadını çıkaracaktım. Havuzda olan suya gözüm takıldı ve öylece bakakaldım, düşünmeye başladım.

   Soobin'in sesi ile bir anda şok geçirdim. Yanına üç kız alıp yanıma gelmişti, salak. Kızlar tam bir fahişe gibi görünüyordu. Gözüm bir anda Soobin'in arkasından bana bakan ona kaydı. Siktir, çok güzeldi. Siktir, bizim masaya doğru geliyordu...geldi.
   "Ji-Min senin burada olacağını düşünmezdim, hotelden mi kaçtın?"
   Ji-Min kim? Hotel ne? Ben kimim? Neden herkes buraya bakıyor?
   "Ka-karış-karıştırdınız herhalde ben Ji-Min değilim."
   "Şu an amcana söyleyeceğimden mi korktun yoksa cidden Ji-Min değil misin, bilemedim"
   Yaklaşıyordu, bana doğru her bir adımında geri adım atıyordum. Ayağım boşluğa geldi ve evet, havuza düştüm. Binlerce flaş patlamıştı, ben bitmiştim.
   "Kesinlikle Ji-Min değilsin, korkak bir ucubeden ibaretsin."          

White Lie| taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin