2) Duygu

379 54 17
                                    

"Bizi destekliyorlar hyung."

dedi ve gözlerini kısarak güldü.

Afalladım. Bu çocuk beynimi okuyup ona göre bi konu mu açıyordu? Yoksa o da mı HunHan shipper'ıydı? Yoksa duygularımı gizlemeyi becerememiş miydim?

Hemen kendimi toparladım. Televizyona dönerek cevap verdim.

"ChanBaek, TaoRis shipperları da var. Bunlar yerine 'We Are One' falan yazsalar ya."

der demeeez, bana döndü.

"Beni sevmiyor musun yoksa hyung?"

YAAH.. Bu da ne demek? Ne cevap vermeliyim buna? Yanlış anlaşılmamak için normal insanlarmışız gjbi düşündüm. Ama değiliz. O ve ben farklıyız gibi hissediyorum. Erkek erkeğe bir ilişki. Böyle hislerim olmasaydı 'ııyy' diyebilirdim. Ama diyemiyorum. Çünk-

"Hyung, beni duyuyor musun?"

"Ah.. Seni tabiki seviyorum Sehun-ah."

"Yorgunsun değil mi? Hızlıca ye ve uyu hyung, yarın Showtime çekimleri var. Gidiyorum. İyi geceler."

"Pekala s-sanada iyi geceler, görüşürüz.."

Tabi ya.. Showtime. Nedense hafiften sarsılan moralim yerine gelmişti. Bu Showtime denen program beni kendime getiriyordu. Fanlarımız mı? Showtime için çıldırıyorlar. Bütün repliklerimizi bile saniye saniyesine ezberliyorlar.

Onu kapıdan geçirdikten sonra paketleri temizledim ve telefonumu alıp odama geçtim. Her ne kadar yalnızca benim odam sayılmasa da öyle diyorum işte.

Dolabımdan desenli pijamalarımı alıp üstüme geçirdim. Işığı kapatıp telefonumla beraber yatağıma girdim. Instagram'a tıkladım. Evet kabul, giderek instagram bağımlısı oluyorum.

Anasayfada EXO fotoğrları görmeye devam ediyordum. Özenle hepsini beğendim. Ne yani siz bir grupta olsanız ve o grup popüler olma yolunda ilerlese siz mutlu olmaz mıydınız?

Ve hayatımın hatasını yaptım. Keşfete girip tereddütle aramaya 'hunhan' yazdım. Karşıma çıkan ilk şey birbirlerinin üstüne binmiş iki yarı çıplak adam, Sehun ile benim yüzüm ve başarılı bir fotoşop !!!

Hemen telefonumu yere fırlattım. Ve suratımı yastığa gömdüm.

TANRIM.. Neden böyle garip duygulara sahibim?! Neden ben?! Neden Sehun değil de ben? Dur biraz... Ya o da böyle hissediyorsa? Olabilir mi?

YAAAH ! Tabi ki olamaz Lu! Kafayı yemek üzereyim. Bu konuyu düşündükçe beni içine çekiyordu. Çok geçmeden o fotoğrafı düşünerek uyuyakalmıştım. Uyanışım da o fotoğrafla oldu.

Sabah gözlerimi araladığımda birisi telefonumu yüzüme tutuyordu. Tahmin edin kim?

Jongdae.

Dün uygulamayı kapatmadığım için kilidi açınca o fotoğraf karşısına çıkacaktı. Öyle oldu da.

Hemen doğruldum.

"Bak Jongdae, dün Sehun gelmişti karnımızı doyurmuştuk o sırada fanlardan bahsediyoduk. Bende merak ettim bakayım dedim ve nedense bu çıktı karşıma beni yanlış anlama tamam mı?"

Gözlerim dolmuştu ama hala rap yaparcasına konuşuyordum.

"Sorun bende değil bu fanlarda. Lütfen kimseye bişey söyleme. Lütfen.."

Bir an kendine gelemedi. Korkmuştum.

"Böyle bişeyin olmaması daha iyi olur Hyung."

Ciddi bir şekilde bunu söylemesi beni daha da korkutmuştu.

"Yoksa şirket altüst olabilir. Manajer hyungun ne yapacağını düşün bir de."

Ne diye böyle konuşuyor bu? Onu ilgilendiren bir konu değil. Telefonumu kurcalaması başlı başına bir hata. Ben ondan hoşlanmıyorum. Hoşlanmamalıyım..

Telefonumu bana verip yatağımdan kalkmıştı, beni bu ilginç düşüncelerle yalnız bırakmıştı.

*

Hayat ne kadar acımasızdı öyle?

Yapılmaması gereken şeylerden kaçıyoruz.

Ama karşımıza yine o çıkıyor.

Hepsi aldatmaca gibi.

Kurtulmak istesen de kurtulamıyorsun.

Çevrende olan biten hiçbirşey seni ilgilendirmiyor.

Sadece o olsun yeter.

Sehun-ah..

Destekleriniz ve yorumlarınız için teşekkür ederiiiiim *-* Elimden geldiğince yeni bölüm yayınlayacağım. Malum yurtta kalıyorum 2-3 gün giremediğim zamanlar da olacak. Merakla bekleyin lütfen ~

HARDHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin