Telefonunu önündeki sehpaya bırakarak derin bir nefes verdin. Arkadaşın az önce aramış ve BTS'in konseri için bilet aldığını söylemişti. Her ne kadar bir ahgase olsan da BTS şarkılarını dinlemeyi seviyordun.
Odanızda uyuyan Jaebum'un yanına gitmek için merdivenleri çıktın ve odanıza girdin. Kapıyı yavaşça açıp baktığında Jaebum'un uyanmış olduğunu gördün. Jaebum seni görünce gülümsedi.
"İçeri gelsene sevgilim."
Kapıyı kapatarak içeri girip yatağa doğru yaklaştın. Yatağa uzanıp Jaebum'a baktın. O da sana döndü.
"Aşağıda kiminle konuşuyordun? Sesin buraya kadar geliyordu."
"Gerçekten mi? O kadar yüksek sesle konuştuğumu düşünmemiştim."
Jaebum sana merakla bakarken yutkundun ve tekrar Jaebum'a baktın.
"Hadi ama (Adın). Bu kadar zor olmamalı."
Başını sallayıp onu onayladıktan sonra konuşmaya başladın.
Jaebum kaşlarını çatmış sana bakarken dudaklarını büzüp yavru köpek gibi bakmaya başladın sevgiline.
"Sırf Jimin'in kaslarını görmek için gitmek istemiyorsan bende bir şey bilmiyorum. Hayır yani bende de var kas. İstersen her dakika görebilirsin."
"Hayır. Jimin'in kasları için gitmiyorum. Onların şarkılarını dinlemeyi sevdiğimi biliyorsun."
Jaebum bir süre sana baktıktan sonra konuştu.
"Tamam birlikte gidelim. Bende uzun zamandır görmüyordum çocukları. İstersen yüz yüzede görüşebilirsiniz."
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Mark
Uzun süredir evde oturmaktan sıkılmış ve sevgilini zorla ikna ederek dışarı çıkartmıştın. Sevdiğiniz dondurmacıya el ele giderken bir yandan da Mark sana bugün ki pratikte olanları anlatıyordu.
"Sonra Jackson, Jinyoung'un sırtına atladı. Bizim iki çılgın Bam ve Yugyeom da..."
Sen Mark'ın anlattığı olayı gülerek dinlerken reklam panosunda gördüğün şey dikkatini çekti. Dikkatle yazan şeyleri okurken Mark senin dinlemediğini fark edip konuşmasını kesti.
"(Adın)? Nereye bakıyorsun sen?"
Mark'ın sesi ile kendine gelip parmağınla panoyu işaret ettin.
"Gidelim mi? N'olur. Aşkım lütfen~"
Mark senin işaret ettiği panoyu okuduktan sonra bir süre bekledi. Sen heycanla vereceği cevabı beklerken o sana bakıp güldü.
