babalar gününde şehit olan
şehit teğmen şafak evran'a ithaf ediyorum*
dişlerini sıkarak'' hiç biryere gidemezsin '' dediğinde tırsmadım değil ama cevap vermem gerekiyordu ayrıca ona ne ki ? istediğim yere giderim acaba beni kim kurtarmıştır ?
''sanane be istediğim yere giderim ''diye cırladım hayret benden beklenmeyen bir hareket
yüzünden belliydi sinirlendiği ama arkama baktığında yüzü yumuşamıştı ve elini kolumdan çekmişti ben de arkama baktığımda yüzüme bir tebessüm yerleştirdim karşımda 4-5 yaşlarında siyah saçlı , kahverengi gözlü bir oğlan çocuğu vardı
''baba bu abla kim ? ''dediğinde çok şaşırmıştım babasına hiç benzemiyordu belkide annesine benziyordur acaba annesi nerede ?
çocuk önümüze geçip soru soran gözlerle bize bakıyordu yanımdaki sarışın adam ise ağzında birşeyler geveliyordu ismimi bilmiyordu ki söylesin çocukla aynı boya gelmek için diz çöktüm ve elimi çocuğa uzatım
''benim ismim bahar küçük bey peki sizin isminiz ney ? ''dedim çocukta bana tebessüm ederek elini uzattı
''ben de ege memnun oldum bahar ''dediğinde çok hoşuma gitmişti
''ben de memnun oldum küçük bey '' sonra salondaki saatte baktığımda saat 12'ye geliyordu çocukların bu saatlerde uyuması gerekiyordu özellikle ege'nin,ege'ye dönüp
'' bu saatte ayakta ne işiniz var ege bey ? '' dediğimde gözleri doldu
''ben rüya gördüm ''
''ne rüyası gördün ''
''annemi gördüm biliyormusun bahar ben annemi çok özledim '' acaba annesi nerede ?
''bahar bana nini söyler misin ? ''dedi ama ben nini bilmiyordum ki ne kadar komik değil mi ? ama ben hiç nini dinlemedim ki hamileyken bir kaç kere dinledim oda oğlum için oğlum öldüğünden beri nini dinlemiyorum
''ama ben nini bilmiyorum ki ''dediğimde şaşırmış gibi kaşları havaya kalktı
''çocuğun yok mu ? '' şimdi de benim gözlerim dolmuştu ben oğlumu kaybedeli 5 yıl oldu
''bahar ben yanlış birşey mi dedim ? ''
''hayır canım sadece... benim bir oğlum vardı o öleli 5 yıl oldu '' dediğimde sol elini sol yanağıma getirip okşadığında elini alıp dudaklarımla avucuna bir öpücük kondurdum o sırada dedikleriyle beynimden vurulmuşa döndüm
''üzülme bahar benimde annem öldü '' ahh benim kuzum o annesini kaybetmişti ben de bebeğimi kaybetmiştim hemen ayağa kalktım ve ege'yi kucağıma aldım
''hadi bakalım küçük bey şimdi uyku vakti nini bilmiyor olabilirim ama çok güzel masallar biliyorum '' dediğimde ellerini çırpıp sol yanağıma bir öpücük kondurdu
''seni çok sevdim bahar ''
''ben de seni çok sevdim canım benim peki senin odan nerede ? '' dedim
''merdivenlerden çıkınca direk karşınıza çıkar ''dedi ege'nin babası ardından
''yavuz '' dedi
''mücahit ''dedi deli dolu adam onun yanındaki
''feyzullah ''dedi onun yanındaki
''ben de fethi bu da ateş '' dedi yanındaki açık sarı'yı göstererek onlara gülümseyerek baktım bu 4 adama ama yavuz' a öyle bakmamıştım çünkü adam tam bir ego yığını
aklıma gelen şeyle yüzümdeki gülümseme düştü bunu fark eden fethi
''birşey mi oldu bahar ? '' dedi
''evet arkadaşlarımı aramam gerekiyor beni çok merak etmişlerdir ''dedim ilk konuşan yavuz olmuştu
''isimlerini söyle ''
''ne yapacaksın isimlerini ? ''
''arayalım yarın buraya gelsinler nasıl olsa artık hep buradasın ''dediğin şok olmuştum ne diyordu bu adam ? nasıl hep buradaydım ? tam cevap verecekken ege'nin sesi böldü
''bahar çok uykum geldi hadi ''diyip omzuma başını koyduğunda ben de zorba babasına döndüm eğer bu çocuk olmasa gerçekten bu adama ağzının payını verirdim hadsiz
''nazlı kaçmaz, eylem zorlu ''dedim ve arkamı dönüp merdivenleri çıktım ilk karşıma çıkan beyaz kapıyı açtım ve içeri girdi çok güzel döşenmişti odanın duvarları maviydi, araba şeklinde bir yatak , beyaz bir çalışma masası üzerinde bir leptop , arabalı perdeler , camın önünde bir çadır gerçekten hayran kalmıştım odasına ege'yi yatağına yatırdığımda hâlâ ğözleri açıktı
''kay bakalım '' dediğimde gülümseyip biraz kaydı ben de yanına yattım ve masala başladım*
''ya seninle evlenmek istemesse ''
''istiyecek fethi '' dedim dişlerimi sıkarak öyle bir istiyecek ki
''nasıl istiyecek baksana kız senden nefret ediyor '' mücahitte bakıp o ruhsuz gülümsememi dudaklarıma yerleştirdiğimde
''arkadaşlarının isimlerini söyledi eğer benimle evlenmezse arkadaşlarını öldürüceğimi söylerim '' dedim herkes bana şaşkınca bakıyorlardı sadece oğlum için yapacağım bunu
o sırada merdivenlerden gelen sesle oraya döndüm bahar aşağı inip tam karşıma geçti
''sen ne saçmalıyordun biraz önce ? ''
''ne saçmalıyormuşum ? ''
''hep burada kalacaksın falan diyordun '' o ruhsuz gülümsememi tekrar dudaklarıma yerleştirdim ve bahar'ın kolunu tutup sıkmaya başladım
''evet hep burada kalacaksın çünkü benim karım olacaksın ''
bir kaç dakika bana bakıp cırlamaya başladı
''ne dedin sen ? ''
''benim karım olacaksın ''
''ne saçmalıyorsun sen ya ? ''
''bana bak kadın benimle evleniceksin ''dediğimde kaşlarını çatıp kolunu benden kurtardı
''evlenmezsem ne yaparsın ? vurur musun ? hadi çek vur o zaman çünkü seninle evlenmiyeceğim ''dediğinde sinirlenmeye başlamıştım
elimdeki içki bardağını yere fırlatıp bahar'ın kollarından tuttup duvar'a yasladım bizim çocuklar bize bakıyorlardı
''eğer benimle evlenmezsen arkadaşlarını öldürürüm ''
''ne ? ''dediğinde gülümsedim
''nazlı kaçmaz ve eylem zorlu unuttun mu ? isimlerini sen söylemiştin ''
kollarını benden kurtarıp göğsüme vurmaya başladı
''hayır hayır yapamazsın yapamazsın ''diye bağırıyordu
''yapamazsın yapamazsın olmaz ''
ellerimle kollarını tuttup sıkmaya başladım bana baktığında ağladığını yeni farketmiştim
''emin misin ? deneyelim o zaman '' diyip telefonumu çıkartığımda kızları takip etmesi için gönderdiğim aynı zamanda sol kolum olan serkan'ı aradım ilk çalışta açtığında
''alo yavuz bey ''
''alo serkan ''dediğimde telefonum birisi tarafından elimden çekilip koltuğa atıldığında buna çok sinirlenmiştim ama yumuşamamı sağlayan sözcükleri duyana kadar
''tamam allah'ın cezası evlenicem seninle '' diye bağırıp yere oturduğunda gülümseyip koltuğun üzerindeki telefonumu aldım
''tamam serkan sıkıntı yok '' dedim ve telefonu kapattım
bahar'a baktığımda dizlerini kendine çekmiş başınıda dizlerinin arasına koymuştu ve iç çekerek ağlıyordu
fethi yanıma gelip
''abi biz gidelim artık yarın sabah geliriz ''dediğinde başımla onaylayıp onlarla birlikte kapı'ya kadar geldiğimde herkes görüşürüz derken mücahit'in
''görüşürüz kardeşim yengemize iyi bak '' dediğinde sinirlerim bozulmuştu
dişlerimi sıkarak ''mücahit ''dediğimde
''tamam tamam ''diyip arkasına dönüp gitti ben de kapı'yı kapattıp salona geçtiğimde
oha kızım sen ne zaman uyudun ? biraz önce ağlamıyormuydu bu kız ? dedim kendi kendime bu aralar kendi kendime konuşuyordum galiba delirdim bahar'a yaklaştım ve kucağıma aldım oradaki koltuğa yatırıp üzerine bir pike örtüm sonra mutfağa gidip yeni bir içki bardağı çıkartıp salona geçtim karşısındaki tek kişilik koltuğa oturup bir içki doldurdum kendime ve onu izlemeye koyuldumaradan yarım saat geçmişti ki telefonum çaldı telefonun sesiyle bahar irkilerek kalktığında telefona içimden küfür ediyordum hayır yani kız mis gibi uyuyordu ne var yani çalmasaydın dedim kendi kendime
arayan kişiye baktığımda feyzullah arıyordu açıp
''ne var ? ''dediğim feyzullah ağlıyordu
''abi ben birisine çarptım ''dediğinde sakin kalmaya çalışarak
''tamam sakin ol hangi hastahaneye gidiyorsunuz ''
''işte abi sizin yakınlarınızdaki özel bir hastahane var ya oraya ''
''tamam koçum ben geliyorum '' dedim ve telefonu kapattım bahar'a bakıp
''feyzullah birisine çarpmış gitmem gerek ''dedim ve kapıya doğru yöneldiğimde arkamdan ayak sesleri geliyordu arkamı döndüğümde bahar'a soru soran gözlerle bakıyordum
''sen nereye ? ''
''ben de geleceğim ''
ne diyordu bu kız ?
''hayır gelemezsin ''
''evet gelirim ''
''hayır ''
''evet ''
''hayır ''
''evet ''
off ne inatçı bir kız bu ya hayır yani gelip ne yapacaksa
''tamam hadi gel '' dedim ve kapı'yı açtım....
#benimkarımolacaksınege ve bahar arasındaki ilişkiyi beğendiniz mi ?
sizce bahar'ın yaraları yavuzla kabuk mu bağlıyacak yoksa daha da mı kanıyacak
diğer bölümde görüşmek üzere
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Anne/TAMAMLANDI
FanfictionAçık çay içerdi hep. Demli olunca bardağın diğer tarafından beni göremezmiş. Öyle derdi hep... CEMAL SÜREYA