Açık çay içerdi hep.
Demli olunca bardağın diğer tarafından beni göremezmiş.
Öyle derdi hep…
…
Çay’ın sıcağında buluşur eller bazen. Tüten dumanında buluşur gülümseyen gözler.Tahta sandalye, kaynar suyla ıslanmış kırmızı damalı çay tabağı, inadına hızlı geçen zaman ve tarif edilemez o koku havada…
Çay kadar yakın, çay kadar sonsuz dakikalar geçer bazen sevgili ile. Bir kaç dakika belki, belki sıkışık ve tek boş kalan köşede içilir apar topar ama tatlıdır, hemde çok!Nasıl içersen öyle hissedersin çayı! Ah çekersen sıcağı yakar içini, derin bir nefes alıp mutlulukla yudumlarsan kalbini ısıtır…
Cemal süreya
*
Feyzullah'dan''babamdan kaçıyordum ''
''neden ? ''
''beni zorla istemediğim bir adamla evlendiricekti ''
''üzüldüm ''
böyle babalar gerçekten var mıydı ? insanlık gerçekten ölmüştü bir baba nasıl kızını istemediği bir adama verebilir ki ? anlamıyorum abi peki bu kız nerede kalacaktı ? aklıma bir fikir geldi
''su yanlış anlamazsan bir soru sorucağım ''
''tabikide sor ''
''nerede kalacaksın ? yani kalacak bir yerin var mı ? ''
''yok ''
''tamam o zaman ben de kalıyorsun ''
''ne ? ''
''yanlış anlama kalacak yer bulana kadar ben de kal ''
''bunu kabul edemem feyzullah ama yine de teşekkür ederim ''
''peki nerede kalacaksın ? ''
''bilmiyorum ''
''yaa işte inat etme ben de kal ben zaten sabah çıkıp akşam geliyorum ''
''yaa fey- ''
''hiç itiraaz istemiyorum su ben de kalıcaksın ''
''tamam ama bir yer bulana kadar ''
''anlaştık ''
''anlaştık ''diyip tebessüm etiğinde ben de tebessüm ettim
bu kadın çok güzeldi bee*
Yavuz'dan''baharrr '' hayır ya uyumuş olamazsın değil mi ? salak yavuz tabikide uyur kız kim bilir kaç gündür uykusuz ? ama saçları çok güzel kokuyor bee çiçek gibi burnumu biraz daha saçlarına daldırıp gözümü kapattığımda anlamıştım burada ömür boyu kalabilirdim başımı kaldırıp gözümü açtığımda asansörün yukarıya doğru çıktığını fark ettim bu kadın gerçekten bana ne yapıyordu ? aşık olamazdım mervede böyle şeyler hissetmemiştim
asansör durunca indim koridordaki herkes bize bakıyordu ama umrumda değildi bu kız gerçekten çok hafif bundan sonra ilk işim bahar'a yemek yedirmek olucaktı kapının önüne geldiğimde ben kapıya kapı bana bakıyordu iyide ben bu kapıyı nasıl açacağım ? en iyisi ayağımla kapıya vurmak
ayağımı kaldırıp birkaç kere kapıya sertçe vurdum bunun sonucunda kapıyı feyzullah açtı
''oha o- abi ''
''çekil önümden '' dediğimde önümden çekilmişti içeriye adımımı atar atmaz bahar'ın arkadaşı nazlı ve yanındakinin çığlık atması bir oldu neden çığlık atıklarını şahsen ben de bilmiyorum ama bahar'ın homurdandığını duyunca sinirlendim kız kaç gündür uykusuz bunlar çığlık atıyor aslında bahar'ın uyanmamasıda bir mucize çünkü bizim kulaklarımızın zarı patladıda
''ne yaptın arkadaşıma bee '' diye bağıran nazlı'ya dişlerimi sıkarak cevap verdim sinirlendiğimde dişlerimi sıkardım bu ben de bir huydu küçükken yetimhanede de sinirlenince dişlerimi sıkar çocuklara dalardım
''uyuyor ve siz böyle bağırmaya devam ederseniz büyük bir ihtimal uyanıcak ''
arkamı döndüğümde ohooo bizimkiler siyah deri koltuğa yayılmış bana bakıyorlardı
''kalkın lan '' aslında benim için sıkıntı olmazdı böyle ömrümün sonuna kadar kalabilirdim ama bahar rahatsız olur
ateş hariç hepsi kalkmıştı
''ateş davetiye mi bekliyorsun ? ''
''yok da ben nereye oturucam ? ''
''bana ne lan git nereye oturursan otur ''
''offf yavuz offf ''diyip kalktı
bahar'ı koltuğa bıraktım ama bahar benim kolumu bırakmıyordu
''bahar '' diye kulağına fısıldadım o da
''gitme '' bırakma beni yavuz '' diye fısıldadı sinirlenmeye başlamıştım bu kadına neden acıyordum ki ? ben yavuz karasuydum hiç kimseye acımayan çünkü bana da acımamışlardı ani bir şekilde elimi çektiğimde kahverengi gözler korkuyla açılırken o gün ilk defa kendime lanet etmiştim gözlerinde gördüğüm hüzün beni kendine çekiyordu dayanamadım o kahvelere dayanamadım gözlerindeki hüzüne dayanamadım başını iki elimle kaldırıp koltuğa oturdum sonra başını dizlerime koydum ve saçını okşamaya başladım saçındaki çiçek kokusu burnuma kadar gelmişti bu beni mutlu ediyordu kahvelerin kapanması beni daha çok mutlu etti acaba hangi çiçeği seviyordu ? papatya, gül.... acaba hangisini seviyorsun güzel kadın ?
''nazlı, bahar hangi çiçeği seviyor ? '' nazlı yerine yanındaki kız cevap vermişti
''şebboy bu arada ben eylem '' hafif tebesüm edip başımı saladım
''ikinizde iyi misiniz bir yeriniz falan ağrıyor mu ? '' ikiside kafasını hayır anlamında saladıklarında ben de başımı saladım
''abi sabah taburcu olacaklar su ben de kalacak ama kızlar nerede kalacak bilmiyorum '' feyzullah'ın sözüyle kızlara dönüp baktığım da
''bizim evimiz var orada kalırız '' dedi eylem
''birşey sorabilir miyim ? '' diyen nazlı'ya baktım
''sor ''
''bahar hep seninle mi kalacak ? ''
''evet hep bizimle kalacak ''
''bizimle derken ? ''
''benim bir oğlum var ege ''
''anladım ''dediğinde bahar'a döndüm bir insan uyurken bile güzel olabilir mi Allah'ım ?*
Mücahit'den''aga ben bir dışarıya çıkayım biliyorsunuz hastahane ortamına gelemiyorum ''dediğimde yavuz bana dönüp başını salamıştı ben de odadan çıktım aslında yavuz iyi birisiydi yaşadıkları onu kalpsizleştirdi ama ben eminim ki bahar yengeyle yeniden iyileşecekti sonra fethi o da eyleme aşık oldu gözlerindeki parıltıdan belli ve bizim en küçüğümüz feyzullah o da suya aşık oldu ateşi bilemem çünkü ateş grubun çapkını her çiçekten bal almış bir adam ben mi ? aga kim bana aşık olur yaa
ben bunları düşünürken bahçeye çıktığımı fark ettim derin bir nefes alıp arka bahçeye yol aldım arka bahçeye geldiğimde bankta ağlıyan bir kadın gördüm ve yanına gittim
''oturabilir miyim ? ''bana bakıp kafasını salladı ben de yanına oturdum
''ne derdin var ? '' ilk defa bir kadına bacım dememiştim nedenini ben de bilmiyorum ama içimden bir ses doğru yolda olduğum söylüyor
''ba-babamı kaybettim '' dediğinde üzülmüştüm biraz daha yanına yaklaşıp ona sarıldım
''üzülme sonuçta hepimizin bir gün gideceği yer orası ismin ne ? ''
''me-melisa ''
melisa ne kadar güzel bir isimdi mücahit kendine gel kendine gel#saçlarıçokgüzelkokuyor
.........bölüm nasıldı ?
+12🌟
kendinize iyi bakın öpüldünüz
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Anne/TAMAMLANDI
FanfictionAçık çay içerdi hep. Demli olunca bardağın diğer tarafından beni göremezmiş. Öyle derdi hep... CEMAL SÜREYA