''Selam günlük, -23/05/2019-
Bugün ne mi oldu dersin? Mina; Jin, Jeongyeon ve ben otururken sınıfa geldi. Öğle arası olduğundan sınıfta biz dışında kimse yoktu. Mina'yı kapıdan gördüğümde arkadaşlarımın arkası dönüktü. Mina onlara geldiğini söylememem gerektiğini mimikleriyle anlattı. Ancak ben onları o kadar çok barıştırmak istiyordum ki Mina'yı dinlemedim bile. Hata yapmadım günlük. Hep Mina haklıdır ama bu sefer ben haklı geldim günlük.
'Çocuklar, bakın Minari arkanızda. Aslında geldiğini söylemememi istedi ama dayanamadım. Neden birbirinizle konuşmadığınızı anlamak istiyorum. Lütfen aranızdaki buzları eritin.'
Jeongyeon ve Jin önce arkasına baktı. Jeongyeon hemen önüne dönüp bana baktı ve yutkundu. Aralarının ne ara bu kadar kötü olduğunu anlamıyorum. Anlamam da güç. Jin kapıya bakıp gülümsedi ve Jeongyeon'u dürttükten sonra konuşmaya başladı.
'Mina'ya kırgınız Jimin. Bizi bırakıp gitmemeliydi. Gelsin yanımıza konuşalım.'
Jeongyeon oralı bile olmadı. Ona sinirlenmeye başladım. Arkadaşını bir kalemde silemezdi. Bu daha önceden de dediğim gibi, bencilceydi. Ancak Mina döneli sekiz gün geçmişti ve artık ona eskisi gibi davranmaya başlaması gerekirdi. Baksanıza Jin ne çabuk affetti onu.
Jin onu yanımıza çağırınca sevinçle Mina'ya gel işareti yaptım. Mina ise bana kapıdan söyledi.
'Jimin, ben izin aldım sevgilim, eve geçecektim. Sonra konuşalım olur mu? Hem Jeongyeon bana biraz daha ılımlı bakmalı. Seni seviyorum sevgilim. Hemde çok.'
Burukça kafamı salladım. Derdi benimle değildi anlıyorum, arkadaşlarımla takılmak istemiyordu. Ama izin aldım dedi. Mina gelirdi yoksa. Ona inanıyorum.
Günlük, iki tarafı barıştırma hayalim suya düşünce yerime hayal kırıklığıyla oturdum. Derince nefes aldım ve bizimkilere kızdım.
'Mina gelmedi. Jeongyeon yeter. Ona küsmemelisin. Sen gittiğini bilmesen bile o senin dostun. Koskocaman Kore'de ne kadar yalnız hissediyordur şimdi kim bilir. Jeongyeon, lütfen. Onu da sizi de seviyorum. Ama beni arada bırakıyorsunuz. Aranızı düzeltin lütfen. Hemde hemen.'''