*1*

31.8K 929 165
                                    

Eminim hepiniz biliyorsunuzdur ama yine de söylemek istiyorum, bu kitapta yaşananlar ve kitaptaki karakterler tamamen hayal ürünü. Karakterlerin yerine koyduğum insanlar da aklımda canlandırdığın görüntülere benzeyen ve kitaptaki hiçbir karakterle bir bağı olmayan insanlar, çoğu ünlüler zaten, eminim biliyorsunuzdur. Üzerine basarak söylüyorum, olay akışıyla vs. hiçbir alakaları yok. Sadece aklınızda karakterler daha iyi canlanabilsin diye koyduğum temsili insanlar. Gerçek isimlerini de aşağıya bırakıyorum.
Cem: Dylan Jordan
Papatya: Thylan Blondeau
İlkay: Bailee Madison
Enes: Alex Lange
Çağrı: Shawn Mendes

Papatya'm: Çağrı,

Papatya'm: Müsait misin?

Dudağımı ısırıp yatağımda iyice doğrularak gelecek mesajı beklemeye başladığımda Çağrı'nın mesajlarımı görmesi oldukça hızlı olmuştu, her zamanki gibi.

Çağrı'm: Müsaitim, bebeğim.

Çağrı'm: Ne oldu?

Bana bebeğim derkenki ses tonu ve o ses tonunun üzerimde uyandırdığı masum hisler aklıma geldiğinde gözlerimi kapatıp başımı yatak başlığına yaslayarak burukça gülümsemekten alamadım kendimi ama bu durum uzun sürmemiş, Çağrı'nın mesaj yazmamı beklediği aklıma gelince toparlanmıştım.

Papatya'm: Uyuyamıyorum.

Çağrı'm: Neden,

Çağrı'm: Bir şey mi oldu?

Benim için endişelenmiş, hemen bir şey olup olmadığını sormuştu. Konu ben olduğumda haddinden fazla düşünceliydi ama bunları sonra da düşünebilirdim. Şu an, benden mesaj beklerken kendi kendini yiyen sevgilimin endişelerini gidermem lazımdı.

Papatya'm: Hayır,

Duraksayıp kaşlarımı çattım. Eğer bir şey olmadıysa gecenin bu saatinde Çağrı'yı uykusundan etmezdim. O da bunu bilirdi. Düzelttim.

Papatya'm: Yani aslında evet.

Papatya'm: Ben,

Papatya'm: Seni çok özledim.

Gözlerim bunu dile getirmenin verdiği burun sızlaması eşliğinde dolarken derin bir nefes alıp kendime gelmeye çalıştım. Beni göremeyecek bile olsa ağladığımı hissederdi. Biliyordum çünkü o ağlasa ben de ağladığını hissederdim.

Çağrı'm: Ben de seni çok özledim, bebeğim.

Cümlesi klavyeye oldukça düz bir şekilde dökülmüş olsa ve bunu birçok kişi sevgili birbirine yazsa da içinde geçen duygular bize özeldi.

Kelimelerimiz bile buram buram özlem kokuyordu ve bu koku burnumun direğini sızlatmaya yetiyordu. Bir damla yaş damladı dizlerimin üzerindeki ince örtüye.

Papatya'm: Turnenin bitmesine ne kadar kaldı?

Dayanamayıp bu işkencenin ne zaman biteceğini sorduğumda cevap gecikmedi. Hiçbir zaman gecikmezdi.

Çağrı'm: İki üç ay falan kaldı.

Derin bir nefes aldım. Çok fazlaydı. Şu an bile nefes alamayacak gibi hissediyorsam... Allah aşkına, Çağrı'nın kokusu olmadan geçireceğim iki, belki de üç ay daha ne demekti?

Papatya'm: Kesin tarih belli olmadı mı?

Bir damla yaş daha yatağa damladığında hemen telefonumu dizlerime bırakıp gözlerimi sildim yaz olmasına rağmen uzun kollu olmasını tercih ettiğim pijamam yardımıyla.

Papatya'nın Çağrısı | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin