2

5.5K 205 20
                                    

4 MART
Telefonu çantama tıkarken içeri giren bugün bilmem kaçıncı edebiyat dersimizin öğretmeni olan Barkın Hocaya baktım. Yüzünde yine muzip gülümsemesiyle içeri girdi.

"Telefonu yanında olan varsa gözüme sokmamaya çalışsın yoksa müdüre gidip teslim ederim neyse şimdi derse başlayabiliriz" diyip arka sıramda çıldıran Rüzgar ve Poyraz'a dik dik baktı çoğu zaman hangisinin Poyraz hangisinin Rüzgar olduğunu karıştırıyordu.

"Rüzgar sen Osman'ın yanına geç. Aryacım sen de Poyraz'ın yanına. Selin sen de Efe'nin yanına konuşan olursa sınıftan atarım"

Kendimi Poyraz'ın yanına attığımda sınıftaki kızların hepsi bana dik dik baktı. Ay yemedik ya çocuğu.

"Gençler bugünki konumuz cumhuriyet edebiyatı beni dikkatle dinleyin başını kaçırırsanız bir daha hiçbir şey anlamazsınız"

Barkın Hoca yirmilerinin sonunda bir öğretmendi. Yaşının bize yakın olması sebebiyle de çok iyi anlaşırdık ama dersini pek sevdiğimi söyleyemeyeceğim.

"Poyraz hırkanı versene kendime yastık yapacağım" dediğimde çıkardığı hırkayı bana uzattı ben de hırkayı alıp sıranın üstüne koydum ve kafamı gömdüm.

•••••••••••••••

"Uyansana bu kıza ne yaptın Poyraz uyanmıyor" diye söylenen Efe'nin sesini duydum.

Kafamı sıradan kaldırıp bizimkilere baktım. "Uyandım işte çok açım hadi" diyip ayaklandım.

Yemekhaneye girdiğimizde abimleri bulmaya çalıştım. Sıranın önlerinde olduğunu görünce abimin yanına gittim.

"Yaman Aşkım bana da yemek alsana" dediğimde omzunu silkti. Ben de hemen arkasındaki Mert abime baktım.

"Ben alırım fıstığım sen git otur bir yere biz geliriz." abime elimle Mert abimi gösterip "Bak abilik böyle olur" diyip kaçtım yoksa bütün sinirini benden çıkaracaktı.

Yemekhanedeki masalara baktığımda Mert abinin birkaç kez yanında gördüğüm kişilerin yanına oturdum. Aslında kendi arkadaşlarımla oturmak isterdim ama Yaman abim seni zaten hiç göremiyorum bari öğle arasında benimle ye diyince öğlen yemeğinde hep biz bize otururduk. Bugün bir istisnaydı çünkü onun arkadaşları da buradaydı.

"Aryacım"

Arkamdan gelen sesle kimin seslendiğine bakmak için döndüm.

"Gökaycım" dediğimde soluma oturmuştu bile. Karşımda oturanları ise tanımıyordum. Sadece sima olarak işte.

"Al fıstığım" diyip yemeğimi önüme bırakan Mert abime öpücük attım.

"Mert abimle aynı sınıfta mısınız" diye sordum her gün yanında gördüğüm 3 kişiye.

"Ben Yamanla aynı sınıftayım. Diğerleri aynı sınıftalar" dediğinde anladığımı belirtmek üzere kafamı salladım.

"Arya ben gerçi tanıyorsundur"

"Kuzey ben de memnun oldum" diyip gülümsedi. Evet şu meşhur Kuzey oymuş demek.

"Akın ben ve o da Utku" dediğinde yanındaki kişi ona sinirli bir şekilde baktı.

"Kendim de konuşabiliyorum Akın benim yerime konuşmana gerek yok. Çok çok memnun oldum" diyip elini uzattı. Elini sıkıp yemek yemeye devam ettim. Gelen mesaj sesiyle çatalımı tepsiye koydum.

Annem: Bugün eve gelmeyin evlilik yıldönümümüz gidin arkadaşlarınızda kalın.

Mesajı birkaç kez daha okurken yanımda oturan Yaman abime gösterdim. Abim kahkaha attı ve Mert abime döndü. "Aga ben bugün sizde kalıyorum" diyip bir daha kahkaha attı.

Flos SolisHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin