Bölüm 3 | Nezarethane
Namjoon, Jimin'in bağrışını duyunca ayaklandı. "Jimin!" diye bağırdı Namjoon ama bir şey duyulmuyordu. Namjoon'un bağrışı karakoldaki insanların dikkatini çekerken Namjoon telefonu kulağından ayırmadan ofisinden çıktı. Koşar adımlarla ilerlerken birkaç ses duymaya çalışıyordu.
"Abi! Çocuk kaçıyor!"
Namjoon arabaya atladı ve sireni arabanın üstüne takıp çalıştırdı. İnsanlar ona yol verirken elinden geldiğince hızlı kullanıyordu. Endişe tüm bedenini sarmış, ihtimaller beyninde dönmeye başlamıştı. Namjoon'un elleri beyazlaştı direksiyonu sıkarken. Kalabalık kulübün önü oldukça kalabalıktı ve bu kalabalık polis arabalarından kaynaklanıyordu. Namjoon bir şey düşünemiyor, yorum yapamıyordu. Sadece koşarak kulübe girdi ama karşılaştığı manzara hoş değildi. Kulüp neredeyse boştu, sadece üniformalı polisler vardı. "Oh, Bay Kim, merhaba!" dedi onu tanıyan bir acemi. Namjoon aceminin üstüne doğru bir adım attı, yüzünden gerginliği okunuyordu. "Ne oldu burada?" dedi Namjoon acemiye. Acemi, "Kavga ihbarı aldık. Çok kötüydü, herkes herkesin üstündeydi, bir süre kimseyi ayıramadık." Dedi. Namjoon duraksayan aceminin yüzüne yumruk atmamak için zor duruyordu, "Sonra!" diye bağırdı. Aceminin gözleri kocaman açıldı, "S-sonra biri silah sıktı tavana, böylelikle herkes bizim geldiğimizi gördü." Dedi. Ardından nefes bile almaya vakti olmadan devam etti, "Eh, o da az karıştırmadı değil ortalığı. Herkes bir yana koşmaya başladı, bazıları ezildi, bazıları bıçaklandı. Çoğunu hastaneye kaldırdık." Namjoon yutkundu ve Jimin'i tekrar aradı.
Birkaç çalıştan sonra açılan telefonla Namjoon nefesini tuttu. Hastaneden birinin açmaması için dua etmeye başladığını fark etmemişti bile. "Hyung!" Tanıdık ince ses kulağına dolduğunda tuttu nefesi verdi, "Jimin nerdesin?! İyi misin?" diye sordu kulübü terk ederken. "Hyung, ben." Dedi karşıdaki ses, "Hyung sana atacağım konuma gelebilir misin acaba?" dedi. "Jimin?" diye sorguladı Namjoon, "Şu an kapatmam lazım hyung." Dedi ve kapattı.
Birkaç saniye sonra telefonuna gelen mesaja tıkladı ve Jimin'in attığı konumu açtı. Gördüğü yer ile kaşlarını çatarken, arabaya bindi. Jimin bir karakoldaydı.
"Sonra bana dediler ki, 'Bunu kim buldu?', e ben de dedim ki 'Jimin', onlar da dedi ki 'Nerede bu Jimin piçi?' o zaman ben dedim ki sıçtık. Ne bileyim, öylesine sordular sandım. Sonra 'Bilmiyorum.' Dedim, o da dedi ki 'Kim bilir?' ben de dedim 'Nereden bilebilirim, oradan bakınca siri gibi mi görünüyorum?'" dedi Baekhyun sakızını çiğnerken. Jimin, Baekhyun ve birkaç kişi nezarethaneye atılmıştı. Kendilerine bir kefil bulup çıkmaları gerekiyordu, Jimin de Namjoon'u aramıştı. Şimdi de Baekhyun olayın kendi tarafını anlatıyordu. "Sonra?" dedi Jimin merakla, "Kız sonrası mı var? Şu yüzüme bir bak, adam bana bir koydu, ay ben bir bayıl, bir bayıl." Dedi Baekhyun yüzündeki beş parmak izini gösterirken. Jimin de kendi yanağındaki izi gösterdi, "İz kardeşliği." Dedi yorgunca. "Ay Jimin, bunu her gün yenilesek mi, biliyordum bak aramızda bir bağlantı vardı Jimin!" dedi Baekhyun. Jimin başını iki yana salladı, "Ben bir iğne batmasını bile kaldıramam Baekhyun." Dedi gözleri dolarken. Birkaç saat içinde çok fazla olay yaşamıştı. "Neyse sonra ben bir ayıl," diyerek konuşmaya devam etti Baekhyun, "Baktım adamlar daha kapıdan çıkmamış ayol, ben de gözümü kapattım, bayılma taklidi yaptım. Salaklar inandılar. Sonra bunlar odadan çıkınca ben de polisi aradım senin için." Dedi Baekhyun. Jimin buna şaşırdı. "Sen de kavga başlatınca polisler geç kalsa bile bir şey kaybetmemiş olduk." Dedi Baekhyun. Jimin, "Baekhyun, sana nasıl teşekkür edebilirim ki?" dedi fısıldayarak. "Lafı mı olur?" dedi ve gülümsedi Baekhyun.
"Jimin?"
Jimin, Namjoon'un sesini duyduğunda hevesle ayaklandı. Namjoon, Jimin'in yaralı yüzünü gördüğünde kaşlarını çattı, "Tanrım, iyi misin?" dedi Jimin'in yanaklarını avuçlarının içine alırken, "Bunlar nasıl oldu Jimin?" diye sordu. "Uzun hikâye hyung," dedi ve başını büyüğünün göğüsüne yasladı. "Tamam, hadi gidelim." Dedi ve çocuğunu elini tuttu. Jimin birkaç adım attıktan sonra arkasına baktı, "Hyung?" dedi. Namjoon durdu ve Jimin'e baktı. Jimin, "Hyung, Baekhyun'u da çıkarır mısın?" diye sordu. Namjoon orada nöbet tutan adama karşı çenesini hafifçe yukarı kaldırdı, nöbetçi hiç beklemeden kapıyı tekrar açtı ve Baekhyun'u özgür bıraktı. "Okay, this is hot?" dedi Baekhyun nezarethaneden çıkarken. Jimin kıkırdamıştı, "Baekhyun, bize ihtiyacın var mı?" diye sordu Jimin. "Hayır tatlım," dedi ve poşet içinde verilen eşyalarını kucağına aldı, "Gidip şirketi olan bir sugar daddy bulmalıyım." Dedi. Jimin kıkırdarken, Namjoon da gülümsemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Armi e Vino // nammin (düzenleniyor)
ActionNamjoon, Jimin gelene kadar en çok silahla oynamayı severdi. Daha sonra Jimin'in yumuşak saçlarıyla oynamak daha cazip geldi. [Armi e Vino (italyanca.) Silah ve Şarap] #NamMin #1 #MinJoon #1