Bölüm 4

1.1K 55 45
                                    


'Öyle biri var ki, ilk görüşte değil; her görüşte aşık oluyorum.'



   Akşam oldu, Barış'ın arabasındaydık. Beni evime bırakacaktı. Arabada iken çıtımız çıkmadı. Bana en son Barış'ın dediği cümleyi aklımdan çıkaramıyordum. Barış, üstü açık arabasını sürerken; saçları dalgalanıyordu. Onun hüzünlü ve kızgın karışımı suratını gördüğümde hafiften gülümsedim. Ama yakalandım sanırım. Barış da ben ona bakarken bana baktı ve hemen kafamı önüme çevirdim. Yola bakıyormuş gibi yaptım. Barış, hafiften gülümsedi ve önüne döndü. Sonra:

'Çok tatlısın, biliyorsun değil mi?' Dedi ve güldü. Sonra hemen Barış'a bakıp:

'Ben mi?' Dedim.

'Hayır.' Dedi ve üzüldüm. Sonra:

'Hayır, sen.' Dedi ve arabayı durdurdu. Bana bakmaya başladı. Ben de ona.

Neden durduğumuzu sorunca, eve geldiğimizi fark ettim. Ne çabuk gelmiştik. Ona bakarken zaman çok hızlı geçmiş olmalıydı. Bana uzun süre baktıktan sonra konuştu.

'Tek mi yaşıyorsun?' Dedi.

'Evet.' Dedim ve yanında ki cama bakıp, bir şey söyledi.

'Eğer yalnız hissediyorsan, evine gelebilirim ya da sen benim evime gelebilirsin.' Dedi. Ve sanırım utanmıştı çünkü bana bakmıyordu. Barış'ın söylediği şey, bir başka deyiş ile 'Ev boş, gelsene.' Demekti.

  'Olur.' Dedim utanarak. Hiç bir şey söylemeden, arabayı kendi evine doğru sürmeye başladı. Bir saatlik yol vardı evlerimizin arasında ve yol artık sıkıcı gelmeye başladığı için, elim radyoya kaydı. Radyoyu açtığımda, radyoda 'Ghost Of You.' çalıyordu. Ve Barış'a baktım öylece. Çünkü en sevdiğim şarkı ile sevdiğim kişi yanımdaydı. Bir yandan şarkıyı dinlerken, öbür yandan Barış'ı izliyordum. Barış, birden hafif bir ses tonu ile şarkıyı söylemeye başladı. Çok duyulmuyordu ama ona tüm dikkatimi verdiğim için duyuyordum.

'So I drown it out.' dedi. Ve ben devamını getirdim ona bakarak.

'Like I always do.' dedim ve bana baktı. Devam etti.

'Dancing through our house...' dedi.

'With the ghost of you..' dedim ve bana baktı, yüzü biraz ağlamaklı gibi oldu ve hemen arkasını dönüp, gözyaşlarını sildi.

   Evine geldiğimizde arabadan çıktım. Ve o da çıktı. Sonra onun yanına yaklaştım ve onun ağlamaktan, değişen gözlerinin içine baktım. Sonra dayanamayıp, ona sarıldım. O da bana karşılık verdi. Bu onu garip hissettirebilir diye sarılmayı bıraktım ve:

'Kankalar böyle günler içindir.' Dedim. Ve kalbim acıyordu ona 'kanka.' dediğim için. Barış ise bana tepkisiz bakıyordu. Kendimi kötü hissettim. Birden bire mutluymuş gibi davrandı.

'Her neyse..' dedi coşkulu bir ses tonu ile.
'Hadi içeriye girelim.' Dedi.

  Adımlarımı yavaş yavaş kapıya götürdüm. Barış, anahtarı ile kapıyı açıyordu. Açtığında önden girdi ve:

'İşte, burası benim minik evim.' Dedi. İçimden Barış'ın dediği şeyi sindirmeye çalışıyordum. Burası mı minikti? İçeri girdiğimde keşke daha düzgün bir tepki verseydim.

I can't forget you | teambali | 🏳️‍🌈Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin