Bir de bana aşık mısın? Diye soruyordu. Şaka mıydı bu? Anlamadım. Daha birkaç dakika öncesine kadar yaptıkları aklıma geldi. 1 haftada nefretimi kazanmayı başarabilmişti. Ama daha önce de dediğim gibi o beni Şafak'a ulaştıracak kapının anahtarıydı. Ve onu kaybetmeyi göze alamazdım. Bu düşünceler bile öfkemin önüne geçemiyordu. O her ne kadar Şafak'a benzesede Şafak'ın fotoğrafını parçalamıştı.
Gözlerinin içine bakıp ona tüm sinirimle ona aşık olmadığımı hatta ondan nefret ettiğimi söyleyecektim. Ama bunu Şafak'la aynı olan gözlerine bakarken söylemek pek mümkün değildi. Gözlerine baktıktan sonra daha da ağladım. Şafak'ı çok özlemiştim. Çocuk gibi ağlıyordum. Buraya geleli 1 hafta olmuştu ama ben 1 yıl olmuş kadar yorulmuştum.
Sınıfın kapısının ani bir gürültüyle açılmasıyla kopya Şafak ve ben sınıf kapısına baktık. Gelen Çağkan'dı. Benim ağladığımı görünce beni yanına çekti ve "ne oluyor burda? " diye sordu.
Yüzüme baktı hâlâ ağlıyordum ve bu yüzden cevap verememiştim.
Kopya Şafak'ta " bu seni ilgilendirmez. " dedi.
Çağkan sinirlenmişti. Bu çok belli oluyordu. Şafak'a biraz sesini yükselterek " ne demek beni ilgilendirmez. Farkındaysan kız ağlıyor burda. Neden ağlattın kızı? "
Şafak'ta " Sanane Mira'dan? Onun avukatı mısın? "
İşler daha da kızışacağa benziyordu ki Çağkan'a "gidelim burdan. " dedim. Beni takmadı. Tekrar Şafağ'a dönüp cevap verecekti ki kolundan tutup gözünün içine bakıp "lütfen. " dedim. Çağkan'da evet anlamında başını salladı.
Çağkan benim koluma girdi ve sınıfı terk edecekken Şafak'ın omzuna dokundu ve " Hıçkırarak ağlayan bir kadının gözyaşları ağlatan adamın başına geleceklerinin altına atılacak imzadır bunu unutma. " dedi. Ardından Şafak'ın cevabını beklemeden sınıfı terk ettik.
Ben hâlâ ağlıyordum. Çağkan benden ne olduğunu anlamamı istedi. Bende "Çağkan birşey olmuyor ya sıkıntı orda zaten. Bana böyle bir şansı vermişler Şafak'ın uyanması için ama ben hiçbirşey yapamıyorum. Her seferinde kendimi rezil ediyorum." Diye anlattım.
Çağkan'da " Hayır sen kendini rezil etmiyorsun. Bu sadece zor bir görev. Ve sen bu görevi atlatacaksın. Şafak uyanacak ve siz onla eskisi gibi mutlu olacaksınız. " son cümleyi söylerken zorlanmıştı sanki sonra devam etti. "Hani her zaman pes edeceğin zaman kendine söylediğin bir cümle vardı ya onu söyle tekrar kendine. "
İkimiz aynı anda " Pes edeceğin zaman niçin başladığı hatırla. " dedik. Bu çok iyi gelmişti. Çağkan gerçekten beni çok iyi tanıyordu ve moralimi düzeltebilmişti. Evet ben buraya Şafak'ın uyanması için gelmiştim. Fotoğrafını kaybetmiş olabilirim ama gerçeğini kaybetmemek için elimden geleni yapmaya çalışacaktım.
~~~~~~Çağkan'nın ağzından~~~~~~
Mira'yı daha önce bu halinden daha üzgünde görmüştüm. Evet Şafak kaza geçirdikten sonra en az 1 ay Mira kendine gelememişti. Ama daha sonra alıştı. Ve Şafak'ın uyanabilmesi için yöntemler aramaya başladı. Mira'nın yerinde kim olsa Şafak'ı terk ederdi. Ama Mira bir an olsun bile umudunu yitirmedi.Onu çok seviyordum. Ama insan bir süre sonra olgunlaşıyor. Kimse sevdiğinin mutsuz olmasını istemez. O Şafak'ın gözlerine mutlulukla bakarken benim gözlerim doluyor. O Şafak'ın ellerini tutarken benim ellerim acıyor.
Mira Şafak'a canım dedikçe benim canımdan can gidiyor. Ama aşk bu ya insan her defasında canı yandığını bile bile sevmeye devam ediyor.
Tamam kopya Şafak bu görevin en değerli parçası olabilirdi ama o buna Mira'yı üzme hakkını tanımazdı. Bu yüzden onla konuşmalıydım. Daha sert yöntemlerlede halledebilirdim fakat bu görevi engellersem Mira'da gerçek hayatta beni engellerdi. Bu yüzden sadece konuşacaktık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Başka Bir Sen
Science FictionBir trafik kazası sonucu 1 yıldır bitkisel hayatta olan sevgilisi Şafak'ın uyanabilmesi için Mira her yolu denemiştir. Fakat başarılı olamamıştır. Ne zaman umudunu kesecek olsa her zaman aynı cümleyi tekrarlamış "Pes edeceğin zaman niçin başladığını...