1.Bölüm :Kabus

100 9 4
                                    

-Alanis ,Analis
-Anne sen misin nerdesin?
Bak kızın geldi.Seni kurtarmaya geldim.Yalvarıyorum anne ses ver.Analis sesin geldiği tarafa doğru yavaş adımlar attı. İçinden bir ses ona kaçması gerektiğini söylüyordu.Yapamazdı. Annesi onu bekliyordu.Bir an önce annesini bulmalı ve burdan gitmeliydiler.Orman karanlık olsada Analis solunda bulunan bir çalının arkasında bir şeyin gizlendiğini hissedebiliyordu.Evet,orda bir şey vardı. Çalılığa doğru yürüdü. Korkmuyordu ve asla korkmayacaktı.Çünkü bir daha annesini kaybedemezdi.

-Anne ,anne ...
-Analis kızım çabuk ol!
Yoksa... Hayır,hayır uzak dur benden .Analis.
-Lanet olsun,anne nerdesin?
Kim var orda .Anne sen misin?
Baba,baba çok şükür sensin .Yardım et annemi bulalım. Hadi baba,neden susuyorsun.Ellerin neden bu kadar sıcak baba.Ayrıca ellerin ıslak.
Baba ne yaptın, bunu yapmış olamazsın. Hayır baba bunu bize yapmış olamazsın. Elindeki ,cevap ver.O bıçak neden kanlı baba.
Baba neden susuyorsun .
Hayır sen benim babam olamazsın. Benim babam bunu yapmış olamaz.Kimsin söyle yoksa...

Analis geriye doğru adım atmaya başladı .Birden sıcak ve aşırı derecede iğrenç kokan bir şeye çarptığını hissetti.Evet,bir şeye çarpmıştı.Bir hayvana,bir kurda.Dev bir kurda çarpmıştı.

-Analis,tatlım hadi ama uyan.
Analis,Analis uyan.
Monica!
-Tamam geçti, ben burdayım. Kimse sana dokunamaz.Kendine gel ,Analis.
-Yeter ,bıktım. Her gece,sekiz yaşımdan, beri gördüğüm bu kabus.Gözümü ne zaman kapatsam annem elimden tekrar tekrar kayıp gidiyor.
-Tatlım doktorun dediğini hatırlıyorsun dimi. Bunlar ,kabusların anneni unutamadığın için böyle oluyor. Bundan kaynaklanıyor.
-Eminim, bu kâbusları yıllardır görüyorum. Bu işte içime sinmeyen şeyler var.Her şeyi ortaya çıkaracağım. Başka yol yok.Hem gördüğüm o dev kurt her şeyin onunla bir bağlantısı var.Delirdiğimi düşünmüyorsun dimi Monica.Lütfen, güven bana.
-Güzelim, bak kimseye bir şey olmuyor.Boş yere yıpratıyorsun kendini.Hadi ama benide ağlatacaksın.
-Annem seni çok severdi.Olaydan sonra sen bana baktın.Yeğenin olarak,ablanın kızı olarak bana yardım et.Her şeyi ortaya çıkartayım.
-Tatlım, haklısın ama bende senin bildiğin kadarını biliyorum.Ne az ne de fazla.
-Ama...
-Aması falan yok bu konu burda kapanmıştır. Kalk ve sıcak bir duş al.
-Tamam öyle olsun.
-Seni salonda bekliyor olucam.
Sen duş alana kadar bende bize kahve yapıyım.Hadi ama!

Monica odadan çıktığı gibi Analis terden ıslanan tişörtünü çıkardı ve kendini duşun ferah suyuna bıraktı. Gevşemesi gerekiyordu.Sinirleri baya bozulmuştu. Duşta fazla kalmadan çıktı. Saçlarını kuruttuktan sonra haki bluzunu ve kot şortunu giydi.Siyah ,dalgalı saçlarını ise açık bıraktı. Salona indi.Salon yerleşmemiş eşyalarla doluydu.
Monica kahvesini içmeye başlamıştı bile.
-Hazırlandın mı tatlım?
Ah ,çok hoşsun. Aynı annene benziyorsun.Tamam ,kahven soğumadan iç .
Analis kahveden bir yudum aldı. Kendine geliyordu.
Monica ,kahve için sağol. Harika olmuş.
-Afiyet olsun.Analis istersen bugün dışarı çıkıp biraz gez.Doğa yürüyüşü falan.Hem sen seversin.
-Olur, ama sende gel
-Çok isterdim ama gelemem.Dün gece bir çifte yırtıcı bir hayvan saldırmış . Hastaneye gitmem lazım.
-Tamam o zaman .Seni seviyorum Monica. Analis Monica'yı öptü ve buda şans öpücüğün dedi.
-Sağol, bebeğim. Buna gerçekten ihtiyacım vardı. Hadi görüşürüz.
-Görüşürüz Monica .

Analis odasına çıktı ve dudak koruyucusunu sürüp holde adidas markalı spor ayakkabılarını giydi.Evet,kendini şimdi hazır hissediyordu. Bahçe kapısını da kapattıktan sonra derin bir nefes aldı. Analis kendisini yeniden doğmuş gibi hissetti. Ormana giren bir patika buldu ve yürümeye başladı. Mutluydu .Bir an annesi ve babasıyla birlikte ormanda yürüyüşe çıktıklarını hatırladı ve durdu.O bunları haketmemişti .Annesi bunları asla haketmemişti. Analis ormana doğru koştu. Ayakları acıyordu .Ama o yinede koşuyordu. Sanki geçmişine koşuyordu. Bir an durdu. Soluklandı ve eliyle gözlerini sildi .Bir zamanlar annesi ormanda sürekli şifalı otlardan toplardı.O da annesine ormanın hediye ettiği güzel çiçeklerden toplardı. Ağlıyordu.
Etrafına göz gezdirdi. Sanki bir şey onu izliyormuş gibi hissetti. Analis hislerine güvenirdi.Evet emindi .Yakınında tehlikeli bir şey vardı. Analis yürümeye devam etti.Bir ses duydu.Tam arkasında. Sadece bir sincap .Harika diye geçirdi içinden.Tam o an birinin onun omzuna dokunduğunu hissetti.
Galiba bir insandı. Analis döndü ve daha önce hiç görmediği muhteşem kızıl saçlara sahip olan bir kadını karşısında görüyordu.Kadının giyinişi farklıydı. Üstünde uzunca bir siyah  pelerin vardı ve gözleri alev gibiydi.Sürekli etrafına endişeli bir şekilde bakıyordu. Analis durumdan rahatsız oldu.Tanımadığı bir kadın onu yiyecekmiş gibi bakıyordu. Pek de sağlam birine benzemiyordu .

-Meraba ben Analis. Sanırım buraya yakın bir yerde oturuyorsunuz. Haksızmıyım yoksa?

-Hayır, doğru tahmin.Peki siz burda ne arıyorsunuz?
Orman pek insancıl değil.

-Sadece yürüyüşe çıkmak istemiştim. Aslında evden de pek uzaklaşmış sayılmam. Peki siz kimsiniz?

-Küçük hanım evinize dönseniz iyi olur.Burası güvenli değil.Çok geç olmadan burayı terk edin.

-Ama daha kim olduğunuzu söylemediniz.Üzgünüm, konuştuğum kişinin kim olduğunu öğrenmeden burdan ayrılmam.

-Peki o zaman, nasıl istersen.
Ben Jessica Mangold.

-Tanıştığımıza memnun oldum Bayan Mangold .

-Tamam, istediğini aldın işte. Git artık.

-Doğru, o zaman ben gidiyorum Bayan Mangold.

-Aferin küçük hanım.

Evet belki Analis bu kadını ilk kez gördüğünü, ilk kez böyle farklı birini gördüğünü düşünüyordu.Oysa hatırlamıyordu bir zamanlar o kadının elini sıkça tuttuğunu. O kadının yanaklarına küçük öpücükler kondurduğunu.Zaman sürüklüyordu onu tüm gerçeğine. Ne olduğuna kim olduğuna dair gerçeklere. Her şey böyle başlarya ,garip tesadüflerle Analis gibi kim olduğuna dair her şeyi sonradan öğrenenler için.

Analis arkasına bile bakmadan yürüyordu. Ama kafası karışıktı. Bayan Mangold 'u görmeden önce hissettiği. Ne olabilirdi de onu böyle ilgilendirmişti.Ama emindi orda tehlikeli bir şey vardı .

Deliriyorum galiba ,evet .Kahretsin !
Kendimi iyice kaybediyorum.Ah anne keşke burda olsaydın. Benimle konuşup ,tüm hücrelerime sevgini aşılasaydın anne.Keşke. Uçan kelebekleri tekrar tekrar içimde hissetmeyi özledim.

-Marc,ne işin vardı orda?
Benden izinsiz ona nasıl yaklaşırsın.
Kafanı gövdenden ayırıcam.Bunu asla affetmem!

-Yavaş ol ,dostum.Akşam yemeğimi erken yemeye karar verdim.
Bir sakıncasımı var?

Tony ,Marc'ın ukalalığına alışkındı. Ama bu kadarıda kendi soyuna saygısızlıktı.Buna asla göz yumamazdı.Bu aşağılık herifin hemen işini bitirmeliydi.
Marc ,ileri gittiğini anladı ve geri çekilmeye başladı. Bu Tony'nin gözünden kaçmadı.

-N'oldu Marc yoksa gerimi çekiliyosun. Aferin ,itaat ediyorsun.
Şimdi burdan defol. Asla senin kendi sınırların dışında beslendiğini duymayayım.Anlaşıldı mı?

-Peki ,Tony bu sefer böyle olsun.Ama şunu iyi bil yürüyen o kan torbasına fazla acıma. Yoksa kendi sonunu hazırlarsın.


-Sen ,hala burdamısın ,ölmekmi istiyorsun. Ben burdayım hala ve fazlasıylada güçlüyüm. Ölmeye daha doğrusu mezarınamı kavuşmak istiyosun.

Tony ellerini sıktı ama kendine hakim olamıyordu. Tek yaptığı ordan uzaklaşmaktı.Kimseye bir şey olmadan.Marc'da ordan uzaklaştı. Geriye sadece kargaların uçtuğu bir mavilik kaldı.Arada çığlıklarında yankılandığı uçurum.















KORUYUCUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin