Hayal'den
Küçükken kreşte mendil kapmaca oynardık. Her hafta kaybeden kişi bütün çocuklara şeker veya çikolata alırdı. Ve bir mucize gerçekleşti. Hayatımda ilk defa bu oyunu kaybetmiştim. Annem her zaman meşgul bir insandı. Ben de babama söyledim. Ona "Baba bu haftaki oyunu ben kaybettim. Şeker almamız gerekiyor." dedim
Babam siyah deri koltuğunda doğruldu ve sigarasını söndürdü. Koltuklarımdan tutup beni kucağına oturttu."Yani kaybettiğin için onlara bunun ödülünü vereceksin." dedi. Evet anlamında başımı salladım. Bir süre sustuk. Babam başka yere bakıyordu ve yeni birşey söylemesini bekliyordum. Beni kucağından indirip ayağa kalktı.
"Senin kaybetmen sonucunda diğer herkes kazanmış oluyor, öyle mi!" diye bağırdı. Titremeye başladım. Babam delirmiş gibi gülüyordu. "Hadi o zaman! Şeker almaya gidelim. Onlara kaybetmenin karşılığını ver. Beceriksizliğinin, dikkatsizliğinin!" Gözlerim dolmuştu ama buna rağmen sesimi çıkarmıyor ve babama bakıyordum. Babam omuzlarımdan tuttu ve dikleştirdi."Onlar kaybedebilir. Sen bunun sonucunda kazanabilirsin. Veya başka biri kaybedebilir, öğretmenin kaybedebilir, herhangi biri.Ama sen asla."Şekeri almadık. Babam o gün beni kreşten aldı ve jimnastiğe yazdırdı. O hep kazanan kişiydi ve benimde öyle olmamı istiyordu. Kendimi ezdirmememi.Hep lider olmamı. Bana fikrimi hiç sormazlardı. Ve söylemeye çalıştığımda ise dinlemezlerdi. Babam çoğunlukla acı hayat tecrübeleri ve o yaşta anlayamacağım tipten şeyler söylerdi. Ablamsa bana hep buradan kaçıp kurtulacağımıza dair söz verirdi. En çok ablamı severdim. Bana bir abladan daha fazlası olurdu hep.Babamı dinlemememi söylerdi. Babam çok garip bir insandı. Arkadaşlarımın veya başka birinin yanında hata yapabilirdim, yanılabilirdim, kendim olabilirdim. Ama babamın önünde böyle birşey söz konusu bile değildi.
Lavaboda yarım saatten fazla kaldım. Yerde oturmuş öylece düşünüyordum. Ablamı, Cemre'yi, Cihan'ı. Ve Emre'yi düşünüyordum. Ona hiçbirşey demeye hakkım yoktu. Onun bir annesi vardı. Gerçekten yanında olan, varlığını hissettiği. Ve sanırım geçmiş zaman kullandığından annesi artık ölüydü. İyilik yapmak hiçbir zaman bana kendimi iyi hissetirmezdi ve şimdi de hiç hissettirmiyordu. Hayatta seçimler yaparken bir kulağımda babamın diğer kulağımda ablamın sesi yankılanıyordu. Ve ben onları dinlemekten kendi kararlarımı vermekte zorlanıyordum.Acaba ben nasıl biri olmak isyordum? Ne yapmak istiyordum?
Doğrulup ayağa kalktım. Banyonun kapısını açtım. Salona gittim ve gözlerime inanamadım.
Emre hala olduğu yerde duruyordu. Donakalmıştı. Ruh gibiydi. Yüzünde herhangi bir ifade yoktu. Korkmaya başlamıştım.
-Emre!
Koşarak Emre'nin yanına gittim. Omuzlarından tutup sarstım. Ancak o zaman gözlerime baktı. Onu ilk kez böyle görüyordum. Aman tanrım! Birden ağlamaya başlamıştı.
-Özür dilerim Hayal. Bu kadar pislik olduğum için senden özür dilerim.
Yutkundum. Bir tür kriz mi geçiriyordu? Eski bir anısı falan mı canlanmıştı acaba? Ne olmuştu ona?
Emre'ye sarıldım. O da bana sarıldı. Daha çok ağlamaya başladı ve onu nasıl teselli edeceğimi bilmiyordum. Sarılır halde yere çöktük. Kıvırcık saçlarını okşarken yüzünü omzuma gömdü. Ve onu böyle görünce ister istemez bende ağlamaya başladım. Bu kez kimse kulağıma fısıldamıyordu. İlk kez kendimi dinlemeyi öğrenmiştim.
Mine'den;
Adamlar kapının önünden gitmek bilmiyordu. Etrafta ne cam ne de benzeri bir şey vardı.
-Cem! Gitmiyor bunlar. Ne yapacağız?
-Bilmiyorum. Biraz daha bekleyelim.
Gayet sakindi.
-Hem, ben halimden memnunum.
Kendimi gülümserken buldum ve hemen gülümsemeyi kestim. Yanından kalktım.
-Ne münasebet canım! Yani tamam. Burası soğuk. Ama bana böyle şeyler deme.
Yüzüme baktı. Ciddi görünüyordu.
-Neden Mine? Söylesene.
Söyleyecek birşey bulamamıştım. Buradan hemen gitmek istiyordum.
-Çünkü ben..
-Evet, sen?
Sustum. Cevap veremedim. O, iç çekti ve arkasına yaslandı. Beklemeye devam ettik.
Aramızda o tür birşey olmasını istemiyor değildim. Ama istediğimi de sanmıyorum. Bilmiyorum. Sadece tek bildiğim kendimi onun sevgisine layık bulmadığım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Darmadağın
Mystery / ThrillerVarlıklı bir ailenin 2. kız çocuğudur Hayal.İnsanlarla arasına hep mesafe koymuştur. Çoğunlukla iyi biri olmaya çalışırken herşeyi mahveder. 17 yaşında cesur, akıllı ve güzel bu genç kız ablası Mine ve tek arkadaşı Cemre ile yakındır. Emre, hayat ha...