Önceki bölüme oy atmadan buraya geçenlere küsüyoruz...
Menajere araba göndermesini söyleyen bir mesaj attım. Saatlerdir yatakta sağa sola dönerek kırıştırdığım sabahki kıyafetlerimi çıkarttım. Siyah kot şort ve CELINE baskılı tişört giydim. Küçük çantamı ve spor ayakkabılarımı da aldıktan sonra odamdan çıktım.
"Ben gidiyorum!" diye seslendiğimde Jennie, "Ben de!" demişti.
Kaşlarımı çattım, "Sen nereye? Pijamalarınla?"
"Kuma'nın maması bitti, sokağın başındaki markete gidiyorum. Herkesin bir sevgilisi yok tabi." Jennie saçlarını savurup evden çıktığında şaşkınlıkla arkasından baktım. Chaeyoung'un kahkahaları kulağımı sağır etmeden hızlıca ayakkabılarımı giyip evden çıktım.
Binanın önündeki siyah, büyük arabanın kapısı açıldı. Binip şoföre adresi verdikten sonra arkama yaslanıp önümdeki atıştırmalıklardan yemeye başladım. Kahvaltıyla durduğum için çok acıkmıştım ve açlık benim için yeni bir hissiyat değildi. Kalabalık şehrin apartmanlardan kurtulan tarafında, bahçeli bir evin önünde durana kadar düşüncelerime dalmıştım. Bahsetmeyi unuttuğum küçük bir nokta vardı: Jungkook'un evine gitme sebebim sadece sözleşmeyi yenilemesini istemek değildi.
"Buyrun." diyerek kapımı açan şoföre teşekkür ettim ve arabadan inip eve yürüdüm.
Yurtları çok hoştu. Bahçesinde bir sürü ağaç ve renkli çiçekler vardı. Çantamdan fotoğraf makinemi çıkartıp dizlerim üstüne eğildim ve sarı nergislerin fotoğrafını çektim.
"Benim için geldiğini sanıyordum!"
Sesi duyduğumda başımı kaldırdım. Jungkook, kapıya yaslanmış, kollarını birbirine kenetlemiş bana bakıyordu.
"Çiçeklerin olduğunu söylememiştin. Sanırım onlar için gelmem gerekecek. Şunlara bak, çok güzeller!" Yerden kalkıp kapıya doğru yürüdüm.
"Jin hyungun çiçekleri. Her gün saat 5'de kalkıp çiçeklerini suluyor."
"Bu çok sevimli!" dedim içeri girerken.
Ev oldukça geniş ve büyüktü. Duvarları beyazdı, mobilyalarında ise koyu tonlar ağırlıklıydı. "Burada yalnız mı yaşıyorsun?" dedim içerideki boşluğa göz atarken.
"Aslında üyelerimle yaşıyoruz ama bazen kendi evlerinde kalıyorlar. Ben yeni bir eve taşınmak için fazla üşengecim."
"Ben de!" dedim gülerek.
"Bugün Hobi hyung ve Jimin evde. Odama çıkardık ama bilirsin, spor aletlerinden pek fazla yer yok, yatağımı bile küçültmem gerekti. Salonda oturmak seni rahatsız eder mi?"
"Hayır, sorun değil. Grup üyelerinle tanıştım zaten."
"Tamam o zaman." Jungkook'un yönlendirmesiyle salona yürüdük. Bir erkek yurduna göre oldukça düzenliydi. Televizyon ünitesinin etrafını çevreleyen filmler ve kenardaki cam dolaba özenle dizilmiş çizgi romanlar vardı. Bizim salonumuz peluş oyuncaklardan, hamburgerli puflardan ve en önemlisi Leo, Luca, Kuma ve Dalgom'un eşyalarından geçilmezken burası gayet toplu duruyordu.
Siyah koltuğa oturduğumda Jungkook ayaktaydı. "Aç mısın? Bir şeyler getirebilirim?"
"Şaşıracaksın ama ilk defa aç değilim. Gelirken atıştırdım."
"Film açmamı ister misin?"
"Hayır, Jungkook. Sadece otur."
Jungkook dediğimi yaparak bir bacağını altına alıp oturdu ve yüzü bana dönüktü. Ben de bacağımı onun gibi yaparak ona döndüm.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
kca
Fanfikcejeongguk: KCA adayı olmuşuz aday haberi haricinde yazılanlar ve yorumlar kurgudur. 2 - #lisa 190619