7. Bölüm

766 40 93
                                    

**ÖNEMLİ* SMUT İÇERİK**MULTİMEDYAYI BEN DEDİĞİMDE AÇIN.*

John Sherlock'un evine taşınalı 4 ay olmuştu. 4 aydır o kısa öpücüklerin konusu dahi açılmamıştı. Ne Sherlock'un bu konuyu açacak bahanesi vardı ne de John'un. 4 aydır davaları çözüyorlardı. John kitap blogunu silip artık bir dava blogu açmıştı. Günden güne büyüyordu bu blog. İnsanlar John ve Sherlock'u hep çift sanıyordu. John her ne kadar "Ben GAY değilim." Dese de bu pek doğru değildi. İnsanların onları çift sanması hoşuna gidiyordu. Bu konuda Sherlock hep sessiz kalıp gülüyordu. Sanırım bu hoşuna gidiyordu. Bir dava daha bitmişti ve gece yarısı evlerine dönmüşlerdi.

John üstünü değiştirmek için odasına girdiğinde yatakta bir paket görmüştü.

John- Sherlock??

Diye seslendi içeriye. Cevap gelmemişti. John yatağına oturup paketi açtı. Bu... Bu mükemmeldi. Yamaha markalı bir flüt.
Özel kadife kutusunda, oldukça pahalı ve özel bir seriydi. John'un hep almak istediği ama alamadığı bir flüttü bu. John parçaları birleştirip birkaç ses çıkarttı flütten. Ne kadar ince, ne kadar zarif ve ne kadar güzel bir sesti bu böyle. Elinde flütüyle içeri geçti. Sherlock eline kemanını almış göz kırpıyordu John'a.

John- bu...mükemmel. Teşekkür ederim.

John Sherlock'a sarılmıştı. Boyu kısa olduğu için Sherlock'un kalp atışlarını hissediyordu.  Artmıştı. Olması gerekenden daha hızlı atıyordu. Yüzü kızarmıştı John'un. Sarılmayı bıraktıktan sonra Sherlock masadan aldığı notaları John'a uzattı.

Sherlock-başlayalım mı?

John- evet.

Dedi sevinçle. Ve çalmaya başladılar.
*Multimedyadaki parçayla okuyun*
İkisi de parçayı çalarken kendilerinden geçmişlerdi. Aynı parçayı neredeyse 3 kez ard arda çalmışlardı. Bu mükemmeldi. İkisi için de. John Sherlock'un gözlerinin içine bakıyordu, Sherlock John'un gözlerinin içine bakıyordu. Arkada çalan keman ve flüt sesleri tüm sokağı esiri altına almıştı sanki. Sanki zaman onlar için durmuştu da diğerleri için hayat devam ediyordu. Birbirlerinin gözlerine kilitlenmişlerdi.

John'un iç sesi:Buz mavisi gözleri sanki içimi delip geçiyor, o özenle çizilmiş dudakları, özenle tek tek sayılarak dizilmiş kirpikleri, pürüzsüz cildi, uzun ve kemikli parmakları, uzun ve ince boynu, gömleğinin düğmelerini zorlayan göğüs kasları, dar pantolonu, tüysüz vücudu, kıvırcık saçları, beyaz teni... Ah Sherlock.. bana ne yaptın böyle?

Sherlock'un iç sesi:Kısa sarı saçları, pembe dudakları, hafif çıkmaya başlamış sakalları, uzun kirpikleri, kısa parmakları, t-shirtten belli olan göğüs uçları, sarı teni, kısa ama kalın bacakları, küçük dudakları, düzgün ve beyaz dişleri, sanki patlamak üzere olan damarları, sesi, nefesi, gülüşü, teninin sıcaklığı... Ah John.. bana ne yaptın böyle?

Şarkı bitmişti ama birbirlerine öylesine dalmışlardı ki ellerinde ki müzik aletlerini bırakamamışlardı. Bir süre daha birbirlerine baktılar. Sessizliği bozan Sherlock oldu.

Sherlock- doğum günün kutlu olsun.

John- ne?(saate ve tarihe baktı) ah! Teşekkür ederim. Bildiğini bilmiyordum.

Sherlock-benim adım Sherlock Holmes. Unuttun mu?

John sırıttı. Bu zamana kadar sadece annesi ve Lisa kutlardı doğum günlerini. Annesi öldükten sonra sadece Lisa kutlamaya devam etmişti. Ama şimdi. Sherlock kutlamıştı. Bu mutluluğu anlatamazdı John.

Ben GAY değilim - JOHNLOCK (BİTTİ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin