10. Bölüm (FİNAL)

629 38 10
                                    

Yıllardır görmeyi umduğu adam şimdi karşısındaki sokakta dalgın dalgın yürüyordu.

Eve gidiyor. Bugün bisikletiyle gitmemiş işe. Gömleğindeki kat yerleri bisikletle her gün işe gidip geldiğini gösteriyor. Hastanede doktor olarak çalışıyor. Gömleğinin bilek kısmındaki batikon lekesi ve sürekli olarak kulaklarına azıcık masaj yapması bunu gösteriyor. Steteskopu kalitesiz. Kötü bir hastane. Paçalarındaki çamur izleri bugün olmuş. Hava hafif yağmurlu. Sokakların yerleri beton. Kırsal veya bahçesi olan bir konumda çalışıyor. Kedi ve köpek tüyleri. Kesinlikle bahçesi olan bir yer. Kıyafetleri temiz ama güzel bir ütüsü yok. Yalnız. Hayatında biri yok. Beni beklemiş. Ellerinde ki nasırlar uzun bir süre önce olmuş. 2 yıl? 2 yıl 3 ay. Evi ucuza tutmuş ve tadilatını kendi yapmış. Londra'dan gittiğinden beri 2 yıl 5 ay geçti. 2 ay boyunca otel odasında kalmış. İş ve ev aramış. Bulabildiği en iyi seçenek bunlar. Oh John! Seni buradan kurtaracağım sevgilim. Bu arada 3 kilo almışsın.

John eve girdiğinde anahtarlarını masaya attı. Ceketini koltuğa bıraktıktan sonra gömleğinin düğmelerini bıkkınca açtı. Gömlek giymekten bıkmıştı artık. Ütülemesi ayrı dert yıkaması ayrı dert. Gömleğini çıkarttıktan sonra banyoya ilerledi. Kir sepetine gömleğini ve az önce çıkartmış olduğu pantolonunu attı. Boxerıyla salona geçti ve koltuğa bıraktığı ceketini kenara itip koltuğa uzandı. Bir eli göbeğinde diğer eli TV kumandasında kanal kanal geziyordu. Kanallarda izlenilecek bir şey olmadığını anladığında televizyonu kapattı ve mutfağına gitti. Kendine atıştıracak bir şeyler hazırladı. Salamlı sandviç. Zaten küçük olan sandviçi birkaç ısırıkta bitirdi ve odasına doğru adımlamaya başladı. Kapıyı açtığında yatağında yatan birini gördü. Yerlerde kıyafetler vardı. Biri odasını dağıtmıştı. Sessiz bir şekilde çekmecesinde duran tabancasını aldı ve yatakta yatan kişiye doğrultu.

John- kalk ve kim olduğunu göster! Hemen!

Ses gelmedi. John biraz daha yaklaştı. Oda karanlıktı ama şekiller belli oluyordu.

John- Sana kalk dedim! Kimsin sen?

Yine ses gelmedi. John bir eliyle tabancayı sıkıca tutarken diğer eliyle yorganı kaldırdı ve gördüğü şey yüzünden sinirli bir şekilde bağırdı. Hızlı bir şekilde ışığı açtı.

John- Seni neredeyse vuruyordum! Lanet olsun Sherlock!

Sherlock- beni asla vurmazdın John.

John- sen olduğunu bilmiyordum. Hem sen neden çıplaksın?

Sherlock- sen neden çıplaksın?

John- ben çıplak değilim altımda boxer var. Ama sen çıplaksın.

Sherlock- benim de altımda boxer var gelip görmek ister misin?

John- Sen... Nasıl? Mycroft?

Sherlock- bizden iğrenen abim Graham ile flörtleşiyor.

John- Greg.

Sherlock- herneyse. Gelip bana artık seni görebileceğimi söyledi ve ben de işte buradayım. Hadi ama! Özlemedin mi beni?

John silahını kenara koydu ve yatakta uzanan sevgilisinin yanına uzanıp sıkıca sarıldı. Birbirlerinin kokusunu içlerine çektiler. Sanki 2 yıl değil de 2 asırdır görmüyorlardı birbirlerini. John'un gözleri dolmuştu. Kollarını birbirlerinden ayırdılar. John uzun zamandır özlemini duyduğu dudakları öptü. Sherlock bunu bekliyormuşcasına sert bir şekilde karşılık verdi sevgilisine. John'un elleri bukle bukle olan saçlara gitti. Hâlâ yumuşak. Hâlâ güzel ve hâlâ onun.

Ben GAY değilim - JOHNLOCK (BİTTİ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin