bir parça ben

46 5 2
                                    

En baştan düşünüyorum her şeyi. Günden güne nasıl öldüğümü ve defalarca ölüp ölüp dirildiğimi.. ilk önce maviyken sonra nasıl siyahlaştığımı, siyahken daha da siyah oluşumu, siyahın içinde mavi oluşumu düşündüm.
Bakın ilk defa şimşekler çakarken kulaklarımı tıkayıp uyumaya çalışmıyorum. Ben tırnak uçlarıma kadar acı doluydum. Ufacık bir acı kocaman acıya dönüşür çünkü acı çektikçe acının içine gömüldüm, gömüldükçe de gömüldüm ne yapsam çıkamadım, acının kendisi olmuştum. Gözlerimdeki ışıltının yok oluşunu izledim, o ışıltının yok oluşu gözlerimin önünde hala. Sessizliğimin içinde kocaman kocaman çığlıklar vardı. Kimseler duymazdı. Bağırırdım duymazlardı, gözlerine bakardım anlamazlardı, yaşayan bir cesede dönüşürdüm görürlerdi ama biri de gelip sarılmamıştı, iyiyim demiştim ve inanırlardı. Şu odanın her milimetresinde çığlıklarım var benim, kimsenin duymak istemediği çığlıklarım. Koca binanın içinde tek kalmışım gibi hissederdim. Hissederdim diyorum dikkatinizi çekerse çünkü artık artık tek değilim o binanın içinde.
Benim yollarım ıssız değildi benim yollarımda çok insan vardı ama onlar bana çarpa çarpa ilerliyordu, ben o yolu gittikçe artan ağrılarımla ilerliyordum. Benim ağrılarım tam geçerken daha çok ağrımaya başlardı. Ben o çıktığım merdivenler bitti derken düşerdim tekrar çıkardım o merdivenleri. Rengarenk sandığım dünyamın siyah olduğunu babamdan öğrendim, tek arkadaşımdan. Çocukken ağlardım ya uyuya kalırdım yada babam gelirdi gönlümü alırdı. Çocukken rahatça ağlarken şimdi kaçamak ağlıyorum, çığlıkların dolu olduğu odamda..
Öyle alınganım ki, ne bileyim en son çocukken çok ilgilenirdi babam, ilgi ne demek sevgi ne unutmuştum. İnsan sevilmek için çabalar mı elinde olmadığı halde ben çabaladım, şu 19 yıllık ömrümün 8 ayı haricindeki kısımda hep çabaladım. Çok hata yaptım pişman olduklarım var, en çokta kendime yaptıklarımdan pişmanım. İnsanların gözünde kendini küçülten kendimden. Bana zarar veren kimseyi affetmedim ama umursamıyorumda. Bende kimi üzdüysem umarım affetmezler beni bunu haketmiyorum çünkü.
Bir çok şey duydum, en çokta yakınlarımdan. Beni en çokta değer verdiklerim ezdi paramparça yaptı. Burada bitirmek istiyorum yazımı. Nedeni yok. Şunu söyleyeyim ki size benim yaşadıklarım şu Türkiyede bir Özgecan Asla'nın yada ecrin bebeğin, şiddet gören kadınarın yada eş cinsel gibi toplum tarafından dışlanan güzel kalpli insanların yaşadıkları kadar ağır ve korkunç değil, yada acımadan işkence gören o güzel hayvanlardan.. ama şunu da iyi biliyorum ki, mutluluğumu istemeyecektir bir kısım insan, bana fazla görecektir. Ama hiç benim yerimde de olamayacaktır, ben o sessiz çığlıklarımı, ağlayışlarımı, dibe çöküşlerimi, yüzümdeki oluşan tebessümümü, sevgisini ölçüleyemeyip çok seven kendimi seviyorum. Bu sözler kendisine olan sevgiyi yıllarca kazanmaya çalışan benden. Maviden. Gülsüm'den..
Artık duvarlarım mutlu, benim gibi..
İnsanları, doğayı, hayvanları sevin. Biraz sevgi dolu, saygılı, mantıklı olun. Zarar vermeyin. Teşekkür beklemek yerine tebessüm bekleyin. Kendinizi sevin. Aşık olun ama heves olanlardan değil. Parklara gidin, oynayın. Ama karaktersiz, iğrenç bir insan olmayın. İnsanların hayatıyla değil kendi hayatınızla ilgilenin. Kin tutmayın, karşınızdaki insan size iyilikler yaklaşıyorsa öyle yaklaşın. Ve en çokta Sevginin, sevdiğiniz insanların değerini bilin, çünkü ölümün belli bir zamanı yok.
Yüzünüzdeki tebessümle kalın daima..
#mavi #mavipansehir

MavipansehirHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin