bir şeyler oluyor ve birileri ölüyor. çiçeğim dönüyor bu dünya ama bazı şeyler hiç. hem de hiç. beceriksizlik beni delirtiyor. bu yüzden diyorum ki sizi çok çabuk ama kendimi kırk ağıtla. sizi çok kolay ama kendimi güç bela. affetmek diyorum çiçeğim. bir şeyleri hiç beceremiyorum ve bu dişleri dökük bir döngü. çenesi kırık bir döngü. böyle böyle delirir insan. diyorum ki ben topluma ayak uydurmaya çalışmayı reddetmeyi onurlu bir eylem olarak alıp saklamak istiyorum ama delirdiğimi söylemekte ısrarcılar. olsun. böyle hastalıklı bir kalabalığa karışmayı göze alamıyorum bu kendine kızmak gibi kolay değil beni anla. diyorum ki bazı şarkıları çok ama kendimi hiç. bazı şarkıları çok ama kendimi hiç. sevmekten bahsediyorum ve bu güçleşti artık. inan çiçeğim inan. bir şeyleri sevmekten yoruldum artık ben bile. kabuk kaldırmayı seven bir toplumda yaşasak bile mutlu olurdum çünkü bunlar ölmeni istiyorlar. çünkü bunlar korkuyorlar ve ben de bu korkuya daldırılmış gibi hissediyorum kendimi. güneşle kurutabileceğim bir şey olsa keşke bu ama değil. bunun ıslaklığı geçmiyor. çiçeğim dönüyor bu dünya ve kapalı bir döngüde düzen her zaman düzensizliğe mi ne kayardı. dünyanın gittikçe kötü kokacağını bilimsel olarak bile söylemişler işte ve ben bu curcunadan çok yoruldum. bu yüzden takıntı ve bu yüzden saplantı çünkü bu kadar kötü kokunun arasında sen bir çiçek bahçesi gibi. dünya çok ama sen hiç. diyorum ki seni alıp üç kere. çünkü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
bir şeyler,
Non-Fictionİki boyutlu koordinat düzleminde, iki doğru sadece bir defa kesişir ve ayrı ayrı yollarda sonsuzluğa doğru ilerlermiş. İnsanla insan da böyledir. bir insanla iki kere tanışılmaz. bir kere tanıştığın insanla da ne yaparsan yap, bu seni tanışmamış yap...