bir şeyler,

sekiz.

anlatacağım şeyi nasıl anlatacağımı düşünürken zaman öylesine akıp gitti. eyerinden kurtulmuş bir at gibi kaçarak. arkasından koşmadık mı, koştuk. n'oldu? karnımız ağrıdı kaldık öyle. kanlı tabanlarla kansız tavanlar arasında oturduk kaldık öyle. öyle koştuk. öyle boşa, öyle gereksiz. n'oldu? yetişemedik hiçbir şeye. sonra ne konuşulması gereken bir şey kaldı, ne konuşacak kimse. öylesine mağlup olduk zamana. biz öyle bir kavgaya tutuşmuşuz ki dedik. öyle kavgaya tutuşmuşuz ki kör olmuşuz. çocuklar doğmuş. çocuklar ölmüş. yaz gelmiş yaz bitmiş. güneş doğmuş bilmemkaç defa, bilmemkaç defa da batmış. kaçırmışız hepsini. kaçırmışız her şeyi. nasip böyleymiş diyemedik. o kadar arsızlaşamadık. o kadar pişkin değildik, nasip böyle değildi çünkü biz bile biliyorduk. bu delirtti zaten bizi. öylesine biliyorduk ki bunun bizim yüzümüzden olduğunu. öylesine biliyorduk ki kanlı tabanlar bile durduramadı bizi. bir suçlu aramaya başladık yüzüne küfür edebilmek için. senin yüzünden oldu diyebilmek için. enkazımızı devirip kaçabilmek için. bunu yapabilirdik. o kadar arsızdık. en azından öyle sanıyorduk ve sandık da. sonra? sonra uzağa bakma yarışı başladı. kim daha eskiyi görecek, kim herkesi daha çok hatırlıyor diye yedik birbirimizi. mağlupların zamanının hep tersine aktığını biliyorduk. konuştuk hep bunun üzerine. konuştuk da cümlelerimizi yarım ağızlarla kestik onun bunun hakkında konuşurken. hiçbir cümlenin sonunu getirmeden konuştuk. o dedik, böyle yaptı ki biz bir kavgaya tutuştuk. inanamadık. bu dedik. bu böyle yaptı da biz böyle bir kavgaya tutuştuk. hiç inanamadık. şu olmaz mı dedik, şu böyle yapmış olamaz mı dedik n'olur öyle olsun artık dedik de ağladık bayılana kadar. sonra? sonra ayılınca vicdan çekti kulaklarımızdan da kimseye küfür bile edemedik. birbirimizi bile affedemedik ve bu bizi delirtti. her şeye bir şekilde bahane bulduk da olsun bile diyemedik kendi günahımıza çünkü böyle olmamalıydı. o yüzden anlatacağım şeyi nasıl anlatacağımı bilmiyorum. aklımın iplerini salamıyorum bile. çünkü hepsi kördüğüm. çünkü öyle. öylesine.