1.0

855 82 6
                                    

Önündeyim. Tekrar gururumu bir kenara fırlatarak karşında duruyorum. Hiçbir şey umrumda değil. Arkamdan bana çarpmamak için sağa kıran arabaları umursamıyorum. Çünkü bu son şansım. Senin önündeki son şansım.

Utanmadan gözlerinin içine bakıyorum. Burada, birkaç metre ötende dururken ne hissettiğini anlamaya çalışıyorum. Koşarak kucağına atlamak istiyorum. Bağırarak seni özlediğimi, pişman olduğumu, seni geri istediğimi ve her gece, her gün Aralık'a geri dönüp aklımdakileri değiştirmek istediğimi söylemek istiyorum.

Gözlerim doluyor Jungkook-ah. Eskiden rahatça gözlerine bakabiliyordum. Ama şimdi gözlerine bakarken cesaretim kaybolmaya başlıyor. Göz yaşlarımın akmaya başladığını görmene izin vermeden kafamı eğiyorum. Arkamdan arabalar korna çalmaya devam ederken sarı saçlarım önümü kapatıyor.

Kafam eğik ağlamaya devam ederken sol tarafa doğru çekildiğimi hissediyorum. Gözyaşlarımın bazıları yanaklarımda kurumuş, dolan gözlerimden düşenler ise üstlerine doğru düşerek yanaklarımı tekrar ıslatıyor.

Kafamı kaldırmaya yelteniyorum fakat kafamın üstünden baskı uygulayarak beni evinin içerisine doğru yönelendiriyorsun. Gülümsüyorum. Çünkü hızla geçen arabalardan korktuğumu hatırlıyorsun.

İçeri girdiğimizde kollarını yavaşça üzerimden çekiyorsun ve gözlerime bakmıyorsun. İkimizde sessizken seni şaşırtarak özür dilediğimi söylüyorum. Sen ise sessiz kalmaya devam ediyorsun ve bu kalbimi sıkıştırıyor.

"Ji-eun burada mı?" diye soruyorum. Gözlerini, sana bakan gözlerime çeviriyorsun ve gözlerini kaçırarak kafanla onaylıyorsun.

"Anladım." diyorum gülümseyerek. Ama gülümsemem yüzümde acı çekiyor, kalbim sıkışmaya devam ediyor. Gözlerimi daha önce görmediğim yeni evinin içinde gezdiriyorum. Daha sonra yüzümdeki gülümsemeyi silmeden gözlerim dolarken çok merak ettiğim o soruyu soruyorum.

"Yeni evin güzelmiş" diyorum mırıldanarak.

"Aslında benim evim değil." diyorsun fısıldayarak ve ben duyuyorum. Ben her şeyini duyarım Jungkook-ah. Eskiden her şeyini duyardım ama şu an duyamadığım tek bir şey var.

Kalbinin sesi...

"Mutlu musun?"

"Evet. Yakında Ji-eun'la evleniyoruz."  Acı gülümsememle, dolu gözlerimle sana bakarken sen, gözlerimin içine içine bakarak konuşuyorsun. Kelimelerin ise kurşun gibi kalbimi delik deşik ediyor.

İstemiyorum. Gözyaşlarımın akmasını istemiyorum. Ama onlar sanki bana inat sel gibi ardı ardına akmaya başlıyor. Karşında bu kadar acınası görünmek istemediğim için arkamı dönüyorum.

"İkinize... mutluluklar." diyorum titreyen sesimle ve evden çıkmak için iki adım atarken o seslenişi duyuyorum.

"Kookie?"

Elimi ağzıma sıkıca bastırarak hıçkırıklarımı duymanızı engellemeye çalışıyorum ve adımlarımı hızlandırarak evden hızlıca çıkıyorum. Büyük adımlarla yakınlardaki bir ara sokağa girerek hıçkırıklarımı serbest bırakıyorum. Yüksek sesle çıkan hıçkırıklarımla ağlamaya devam ediyorum.

"Aralık ayına dönmek istiyorum!"

"Tekrar o güne dönüp aklımı değiştirmek istiyorum!" diye bağırıyorum. Bunu o kadar çok istiyordum ki hıçkırıklarım artarken ağlamaya devam ediyorum.

~

~

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Jungkook'un Lisa'ya bakışı

Kitap tuttu mu tutmadı mı yani beğenilip beğenilmediğinden emin değilim. Zaten ilk kitabım 1k olduğunda 26. Bölümdeydim. Şuan 46k oldu. Ama o kitabı yazmamın üzerinden yaklaşık 1 yıl geçti sanırım. Neyyyyssee umarım beğenilir. İlk kitabım kadar uzun olmayacak bu kitap.

back to december || ℓιsкooк₂₋₁Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin