1.1

809 67 7
                                    



lalisa: yanına gelerek kendi kendimi üzmüş oldum

lalisa: o günün keşke rüya olmasını diliyorum

jeongguk: artık yazmayı bırak lalisa.

jeongguk: bildirimlerin rahatsız ediyor.

jeongguk: evleneceğimi biliyorsun.

jeongguk: Ji-eun'un bunları görmesini istemiyorum.

jeongguk: o yüzden hayatına devam et, beni unut.

jeongguk: mesajları siliyorum.

Lalisa dayanamıyordu. Bunları görmeye dayanamıyordu. Jungkook'u terk ettikten sonra hayatının bir çöplüğe dönüşmesine dayanamıyordu. O Aralık gecesinde onu terketmek hayatındaki en büyük hataydı. O geceye kadar yanında sadece Jungkook varken şimdi onu da kaybetmiş, tekrar bir başına kalmıştı.

Lalisa, çok gürültülü olmayan, sade, az insanın olduğu bir bara girdi ve bir masaya oturdu. Gözleri yarım bakıyordu. Yüzüne güzel bir makyaj yapmış fakat giysilerini süslü süslü giyinmemişti. Lalisa'nın güzel görünmek için kimi vardı ki zaten? İnsanlara yüzünü sadece ruhsuz göstermemek için makyaj yapmıştı.

Önünde bir garson durunca ifadesiz bir suratla garsona baktı ve mırıldandı.

"Bir şişe bira ve viski."

"Emin misiniz hanımefendi? İyi görünmüyorsunuz. İsterseniz size bir bardak kahve getireyim."

Lalisa gözlerini tekrar garsona çıkardı ve memnun olmamış bir ifadeyle bakmaya başladı. Garson bu bakışı gördükten sonra kafasını anladığını göstermek istercesini salladı ve iki adım geri gittikten sonra arkasını dönüp mutfağa doğru yürümeye başladı.

Lalisa yüzündeki kurumuş yaşlardan rahatsız olduğundan olsa gerek ayaklanarak tuvalete gitmiş ve iki elini birleştirerek avucuna bir miktar  su doldurmuş, kaküllerine dikkat ederek  yüzünü ıslatmaya başlamıştı.

O sırada tuvalete giren iki kızın aralarındaki konuşmaya tanık oldu. Arada bir birbirlerine bakarak kıkırdıyorlardılar da.

"Ji-eun'un sevgilisini gördün mü? Çok yakışıyorlar."

"Evleniyorlarmış. Buraya gelmeden önce bana düğün davetiyelerini gönderdi. Çok tatlılar~"

Lalisa, gözleri kapalıyken ve yüzü sudan ıslanmışken hızla lavaboya eğdiği başını kaldırınca, hızla kaldırmış olmasından ve şaşkın kalmalarından dolayı da sesleri kesilmişti. Ellerini lavabonun içine silkeledikten sonra birkaç adım atarak eline peçetelerden alıp yüzünü kuruladı. Peçeteler çöple buluştuğunda Lalisa konuşmak için ağzını açtı.

"Onlar hakkında iyi konuşuyor olsanız da bu dedikodu yapabileceğiniz anlamına gelmiyor."

Lalisa peçetelikten bir peçete daha alıp tuvaletin kapısının kulpunu tuttuğunda sarı saçlı, açık tonlu pembe renkli ruju olan ve ilk konuşan kızın tekrar sesini işitti.

"Bunun seni ilgilendireceği anlamına da gelmiyor."

Eli hala kapının kulpundayken bir süre sessiz kaldı Lalisa ve kendi kendine mırıldandıktan sonra kapıyı kendi vücudunun çıkabileceği şekilde aralayıp kendini dışarı attı.

"Haklısınız... onun beni ilgilendirmesini çok isterdim."

~

back to december || ℓιsкooк₂₋₁Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin