I am nothing without you

16

"Jin hyung bizide onunla konuşturur musun?"

"İnsan gibi davransanız kendinizde tanışırsınız zaten aptallar."

"Yaaa hyung."

"Yaaa hyung."

"Susun sizi salaklar."

"Tamam ama insan gibi davranıcaksınız."

"Tamam hyung"

"Söz veriyoruz."

Jin elindeki tepsiyi götürürken diğer ikisinede beni takip edin diyordu. Hoseok ve jiminde onun peşinden geliyordu.

Jungkook oturmuş sessiz bir şekilde yemeğini yiyordu. Yaklaşan kişileri gördüğün biraz tedirgin olmuştu. O kimseyle konuşmazdı ve birden bu kadar fazla kişiyle konuşmak onu korkutuyordu. Jin ve diğer ikili onun masasına oturduğunda şaşkın gözlerle onlara baktı.

"Jimin ve hobiyi getirdim sorun olmaz değil mi?"

"Y-yok hyung."

"Merhaba ben park jimin."

"Bende jung hoseok."

"J-jeon j-jungkook."

"Lütfen rahat ol kookie merak etme birşey yaparlarsa ben onları döverim."

Jungkook bu cümleyle kıkırdadı. Hoseok ve jimin'nin gözlerinden kalpler çıkıyordu.

"Tavşana benziyorsun jungkook."

Yanakları çoktan kızarmıştı bile.

"T-teşekkür ederim."

"Çok tatlısın."

"Çocuğu utandırıyorsunuz susun veletler. Sen bunları takma kookie."

"T-tamam hyung."

Jungkook onlara biraz alışmaya başlamıştı.

"Dans kursunda ikimizle takılır mısın kookie."

"Olur hyung."

İki çocukta onu kardeşi gibi görmeye başlamıştı çoktan gerçi jungkook sevilmeyecek gibi değildi ki. Jungkook mutluydu sonunda ailem diyebileceği birilerini bulmuştu.

🐰🐰🐰🐰🐰🐰🐰🐰🐰🐰🐰🐰🐰🐰🐰🐰🐰🐰🐰🐰🐰🐰🐰🐰🐰🐰🐰🐰🐰🐰🐰🐰🐰🐰🐰🐰🐰🐰🐰🐰🐰🐰🐰🐰🐰