"Akşam gidelim olur mu?"
"Tamam dedik ya jimin."
"Bağırma bana tae."
Omuz silktim. Akşam yeni açılan bara gidecektik. Biraz kafa dağıtırdık.
"Önce bize gidelim ordan bara geçeriz."
"tamam."
Birlikte jin hyung'un evine gittik.
"Jin hyung akşam için kıyafetlerinden alabilirmiyim ?"
"Al"
Bende jiminle beraber yukarı çıktım. Jin hyung'un dolabından siyah pantolon ve siyah tişört alıp üstümü değiştirdim. Jimin'de üstünü değiştirince aşağı indik.
"Hazırsanız çıkalım."
Arabaya binip bara gittik. Bardan içeri girip herzaman oturduğumuz yere oturduk. İçkilerimizi söyleyip sohbet etmeye başladık. İçkilerimiz geldiğinde etrafıma bakınıyordum güzel bir kız arıyordum geceyi beraber geçirebileceğim.
"Kız aramayı bırak bu gece bizimlesin."
"Tamam"
Saat çoktan on bir olmuştu. Hepimizin aklıbaşı yerindeydi.
Jin hyung'un telefonu çalmıştı."Alo"
"..."
"Evet benim"
"..."
"Ne hangi hastane hemen geliyorum."
Jin hyung aceleyle kalktı masadan. Yüzü endişeli ve korkmuştu.
Yazardan
"Hyung ne oldu nereye gidiyorsun."
"Hastaneye gidiyorum."
"Neden hyung"
"Bizde geliyoruz hyung."
"Gerek yok."
Jin'ni dinlemeden ayağa kalktı hepsi. Namjoon hesabı ödeyip yanlarına geldi. Bardan çıkıp arabaya bindiler. Jin arabayı son süratla sürüyordu. Diğerleri hiçbirşey anlamamıştı. Hastaneye vardıklarında jin arabayı park edip diğerlerini beklemeden hastaneye girdi. Diğerleri de arkasından koşarak geldi.
Danışmanın oraya geldiklerinde jin koşarak
"Jeon jungkook"
"Oda 1385 "
Jin koşarken ağlıyordu. Diğerlerinin kafası karışmıştı.Koşarak girdi odaya. Diğerleri odaya girdiklerinde gördükleri şey hoşlarına gitmemişti. Jin çoktan yatağın başında durmuş jungkook'un elini tutuyordu. Jungkook öylece baygın bir şekilde yatıyordu.
Diğerlerinin boğazı düğümlenmişti hiçbirşey söyleyemiyorlardı. Jimin'nin çoktan gözleri dolmuştu bile. Hoseok'unda ondan farkı yoktu. Namjoon ve yoongi ordaki koltuklara oturdu. Taehyung'sa tekli koltuklardan birine oturdu. Doktor girmişti odaya.
"Siz yakınları olmalısınız."
"Durumu nasıl?"
"Öncelikle şunu söylemeliyim ki feci halde dövülmüş. Eğer birileri bulup ambulansı aramasaymış kan kaybından ölebilirmiş. Çoğu kesik ve morarıklar daha öncesine ait. Ayak bileğinde burkulma var. Ayaklarında cam kesikleri var. Sanki öldürmek için dövülmüş gibi. Kremler vericez onları sürmeniz gerek. Geçmiş olsun."
Doktor odadan çıktığı zaman jin sanki ağlamıyormuş gibi daha fazla ağlamaya başlamış. Jimin ve hoseok'sa tuttukları gözyaşlarının akmasına izin vermişti. Namjoon ve yoongi hayretler içerisindeydi. Nasıl bir insanı böyle dövebilirlerdi.
Taehyung'un aklında soru işaretleri vardı. Daha öncesi daha öncesi de mi vardı bunun. Odaya hemşire girdi elinde kremler vardı. Seok Jin saygıyla eğilip aldı kremleri. Hemşire odaya tekrar girdi. Cebinden küçük bir tavşan peluşu çıkardı.
"Vermeyi unuttum bu sanırım ona ait onu bulduklarında buna sarılıyormuş."
Seok jin ona uzatılan tavşanı aldı. Üstündeki kırmızı lekeler jungkook'un kanıydı. Diğerlerini ne olduğunu anlamamıştı.
"Bunu sana yapanı geberteceğim."
"H-hyung"
Jin kafasını kaldırdı. Jungkook uyanmıştı.
"Kurabiyem nasılsın?"
"Hyung eve gidelim."
"Jungkookie daha iyi misin?"
"İ-iyiyim hyung."
Namjoon içeri girdi.
"Çıkabiliriz."
Jin jungkook'un kalkmasına yardım etti. Jungkook yürüyebilecek durumda olmadığı için jin onu kucağına aldı. Jungkook hafif bir çoçuktu yoongi bile kaldırabilirdi onu. Hastaneden çıkıp arabaya bindiler jungkook hala seok jin'nin kucağındaydı.
Eve geldiklerin seok jin jungkook rahat etsin diye onu kendi yatağına yatırdı. Yattığı gibi de uykuya daldı. Seok Jin saçlarını okşadı
"Kimse benim kardeşimin canını yakamaz. Yakanın canını bende yakarım. Merak etme jungkookie sen benim kardeşimsin seni o adamın yanına göndermeyeceğim."
Odadan çıktı tabi kapının orda onu bekleyen 5 çocuk vardı.
Biraz uzun oldu ama umrumda değil 😋🐰
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I am nothing without you
Fanfictionjk:neden beni sevmiyorsun taehyung tae: tanımıyorum seni jeon jk: tanımayı denemedinki