When I See You

Love At First Sight

Hani derler ya cennetten düşmüş  ama yanlış yere düşmüş diye. Şu an aynen öyle birisi oturuyordu karşımda. Uzun zamandır böyle duygular beslemiyordum birisine. Çünkü uzun süre kendimi aşka kapatmıştım, ama sanırım bu sefer gerçekten de aşık olmuştum.

Ya bir insan niye bu kadar güzel gülmek zorunda olur ki? Resmen gel bana aşık ol diyor.

Gerçekten onun kadar güzel insanlar var mıdır? Çünkü şu an haberi olmadan deli gibi sorgulatıyordu her şeyi. Ama eminim ki onun kadar tapılası birisi daha gelmemiştir dünyaya. Hem yakışıklı hem güzel, hem de çok tatlı.

İnanamıyorum. Gördüklerime gerçekten de i.na.na.mı.yo.rum!! Gamzeleri var!! O kadar yakışımıştı ki ona anlatamam. Gülerken daha çok çıkmıştı gamzeleri. Ben şu an kesinlikle ölüyordum.

Harbiden seni niye daha önce görmedim ben? Aynı okuldayız oysa ki. Umarım sevgilin yoktur. Çünkü gerçekten sana tutuldum.

Ben bunları düşünüp dalmışken birden önüm kararmıştı. Korkudan hafifçe yerimden sıçradım.

"Hey! Sakin ol Minhyuk."

Ben onun adını bile bilmiyordum, benim adımı nereden biliyor ki bu çocuk?

"Adımı nereden biliyorsun?"

"Ah demek beni tanımıyorsun. Adım Jooheon. Lee Jooheon."

"Gerçekten mi? Aynı soyadı taşımamız tesadüf olmalı."

Güldü.. Hem de gözümün önünde. Sen nasıl bir şeysin be adam.

"Çok yaygın kullanılan bir soyad. Pek de tesadüf sayılmaz aslında."

Ne kadar da zeki. Bak yine güldü önümde. Öldürecek misin sen beni be? Yapma şunu. Kalbim kaldıramaz daha fazla bunu.

"Tabi.. Haklısın."

"Deminden beri bizim masamıza bakıyorsun. Bir şey mi oldu?"

"Hiç."

Biraz duraksadım.

"Aslında sana bakıyordum. Çok yakışıklı ve sevimlisin. Seni daha önce neden gömedim diye düşünüyordum. Telefon numaranı verir misin?"

"Teşekkür ederim."

Ya sen çok tatlısın. Bir de elini ensesine koyuyor. Ay utandın mı sen?

"Vermeyecek misin?"

Elimi uzattım.

"Kaç yaşındasın?"

"24."

"O zaman sana hyung demeliyim."

Telefonunu bana verdi ve telefon numaramı girdim. İsmimi "sunhine" olarak kaydedip çaldırdım ve telefonu ona geri verdim.

"Teşekkür ederim."

Tapılası bir şekilde güldü ve kendi masasına geri geçti.

Yakından daha da güzel gözüküyordu...