Why?

38 2 8
                                    

Okula gerçekten de gitmek istemiyorum. İki gün önce olanlardan sonra çok sinirim bozulmuştu. Özellikle de Han'ı görmek istemiyordum. Tabi benim de suçum var. Onu öpmemeliydim ama onun da başka birisini sevdiğimi bildiği hâlde beni öpmesi akıl almaz bir şey. Neyse ki ondan daha önemli konularım vardı.

Ne yapsam bilmiyordum. Okula gitsem mi gitmesem mi? Gidersem Jooheon ile konuşsam mı konuşmasam mı? Yapmak istemiyorum ama Han'a sormaktan başka çarem yoktu.

Telefonu aldım ve Han'a mesaj attım.

Minhyuk: Han direkt konuya gireceğim. Jooheon ile okuldan sonra buluşsam mı buluşmasam mı?

Han'ın ağzından

Kahvaltımı yapıyordum ve telefonuma bildirim geldiğinde elime aldım ve Minhyuk'tan mesaj geldiğini gördüm.. Biraz heyecanlanmıştım ama yine de bir faydası yoktu. Gelen mesajda Jooheon ile ilgili bir şey yazıyordu. Yüzüm anında asılmıştı.

Han: Jooheon'ı arkadaşını üzdüğün kadar sevdiğini biliyorum. Bu yüzden onunla buluşmak istediğine de eminim.

My beloved: Sağol.

Bu kadarcık mıydı yani? Yaptığım şeyi unutup daha düzgün bir cevap verse olmaz mıydı yani? Her şeyi unutup da bunu nasıl unutamıyordu?

Han: Bu sefer yaptığımı neden unutmadın Minhyuk?

My beloved: Bir de soruyor musun salak gibi? Ben seni her zaman kardeşim olarak gördüm. Ama sen yine aynı şeyi yaptın. Birincisini unuturum ama bunu unutamam. Hem de bu sefer cidden birisinden hoşlandığım ve onun da benden hoşlanacağını adım gibi bildiğim bir kişiyi bulduğum zamanda.

Han: Tamam Minhyuk. O zaman bir daha asla konuşmayalım. Ne mesaj atarım ne de yüzüne bakarım bundan sonra.

My beloved: Bir dakika ya. Bunun benzerini Jooheon'a yazmıştım. Nereden biliyorsun sen?

Han: Mesajlarını okudum.

My beloved: Bunu yapma hakkını kimden aldın?

Han: Seni hâlâ sevmemden aldım Minhyuk. Arkadaşına aşık olan iğrenç bir yaratık olduğum, beni sevmeyeceğini bildiğim halde seviyorum seni.

Han: Her adımını biliyorum. Jooheon'ı ilk gördüğün zaman mesela. Ki ben başından beri yanındaydım. Beni unutmuştun... Jooheon'ı ilk öptüğünde de, sonra seni takip edip okulun girişinde öptüğü zamanda da. Ona kendi hayatında yaşadığın ve benden başka kimsenin bilmediği en büyük şeyi anlattığında da...

Han: Bunca şeye rağmen seni yine de seviyorum. karşılığı olmasa bile seni seveceğim. Şu an bir daha ASLA konuşmayacak ve görüşmeyecek olsak bile seni sevmeye devam edeceğim. Bu konuşmamızı unutacak olsan bile seni sevmeye devam edeceğim. Benden haber alamayacağın, hatta ölmeden saniyeler önce senin adını sayıkladığımı bilmeden yaşayacak olsan bile seni sevmeye devam edeceğim. Ama yine de lütfen benimle ilişkini kes. Çünkü seninle olduğum sürece sana sahip olamamak bana daha çok acı veriyor. Ve lütfen bunları okuduğunda ağlama. Biliyorum sen çok duygusalsın ve bunları okuduğunda ağlayacaksın.

Han: Lütfen bugün son bir kez buluşalım. Zaten okulun bitmesine birkaç hafta kaldı. Sonra bir daha görüşemeyeceğiz. Daha doğrusu hiç görüşmeyeceğiz.

When I See YouHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin