2 yıl aradan sonra kitabıma yeni bölüm yazmaya karar verdiiiimm. Uzun süredir kitaba devam etsem mi etmesem mi diye düşünüyordum ama sonunda devam etmeye karar verdim. Şu an taslaklarımda bir şey olmadığı için bölümler uzun aralıklarla gelebilir. Baştan uyarımı yapayım dedim.
Son olarak, biliyorsunuz ki Han'ı artık pek fazla göremeyeceğiz. Bu yüzden onunla alakalı bir kitap yazacağım. 🥳🥳
Bu haberi de verdiğime göre herkese iyi okumalar.💜
***
Eve vardığımda direkt koltuğa atmıştım kendimi. İçimde çok karmaşık duygular vardı. Sanki hiçbir şey yaşanmamış gibiydi. Sanki biraz önce ölecekmiş gibi hisseden ben değilmişim gibiydi. Yine eski hâlime dönüyordum sanırım...
Ayaklarımı koltuğa uzattım ve gözlerimi kapattım. Biraz öyle durduktan sonra birden gelen kahkaha atma hissini bastıramadan ağzımdan yüksek sesli bir kahkaha çıkmıştı. Şu an birisi bu halimi görseydi bana anlamaz ve garip bakışlarla bakardı. Buna bile ihtiyacım vardı aslında. Ama maalesef istediğim şeylerin hiçbiri gerçekleşmiyordu.
Keşke bir yaratıcıya inansaydım diye geçirdim içimden. En azından insanların vermediği önemi bana yardım ederek verirdi. Amaan be boş işlerdi bunlar. Zaten ölüme yaklaşıyordum, bu saatten sonra kimse yardım falan edemezdi bana.
Sabah içimde oluşan kıpır kıpır his yeniden filizlenmeye başlarken koltuktan hızla kalktım ve salonun etrafında turlamaya başladım. Bu durumda neler yaptığımı biliyordum. Kendimi sakinleştirmek için bir şeyler yapmam lazımdı. Eski yöntemler de işe yaramıyordu artık. Saçlarımı çekiştirmeye başladım. Bu sefer gerçekten de zamanı geldi diye düşündüm. Ama olmamıştı. Yavaş yavaş sakinleşmeye başladığımda dışarının soğuk olup olmadığını umursamadan dış kapıyı açıp kendimi dışarıya attım. Kalbimin ritminin yavaşlaması için ellerimi dizlerimin üzerine koyarak derin nefesler almaya başladım. Kalbimin ritmi düzeldiğinde yavaş adımlarla evden uzaklaştım.
***
İçki içmek istiyordum ama ne yanıma para almıştım, ne de bana yarıyordu. İçki içtiğimde yarım saat önce yaşadığım şeyin beş kat ağırını yaşıyordum. Genelde delirecek gibi olsam bile umursamazdım hâlimi, ama bu sefer kendime daha fazla ağırlık yüklemek istemedim. Bir kerecik olsun bunu hak ediyordum değil mi?
Düşüncelere dalmışken kafamı direkteki tabelaya çarpmıştım. Ettiğim yüksek sesli küfürden sonra kenara çekilip yürümeye devam ettim.
"Varan bir."
Dışarı çıktığımda bir taraflarımı çarpmasam içim rahat etmiyordu. O kadar fazla yaşamıştım ki bu durumu artık hayret etmiyordum bile. Minhyuk'un bana salak demesine şaşmamalı.
Başıma giren ani bir acıyla ellerimi başımın iki yanına koydum. O kadar şiddetliydi ki bir an için öleceğimi düşünmüştüm. Ama bu düşüncemden sonra ağrı yavaşça geçmişti. Sanki beni öldürmek istemiyormuş gibi...
Neden diye düşündüm. Neden hayat bile beni öldürmezken ben ölemek istiyorum diye. Sonra da bu düşünceyi silip attım. Sorunun cevabı çok basitti çünkü. Yaşadığım şeyler çok ağırdı ve ben daha fazla bunu kaldıramıyordum...
***
Alarm sesi kulaklarımı tırmalarken sinirlenip sert bir şekilde çalar saate vurdum. Elim acımıştı ama umurasamayıp yataktan kalktım ve yüzümü yıkayıp dolaptan birkaç şey çıkarıp giydim.
Buralardan gitmek için yapmam gereken tek bir şey kalmıştı. Ayakkabımı giydim ve telefon ile anahtarlarımı alıp dışarıya çıktım. Otobüsle gitmek istemediğim için önceden aradığim taksi birkaç dakika sonra gelmişti. Taksiye bindim ve gideceğim yeri söyleyerek camdan dışarıya bakmaya başladım. Yarım saat sonunda vardığımda taksiciye parayı ödemiş ve arabadan inip okula girmiştim. Burayı son görüşüm olacaktı. Üzülüyor muydum bilmiyordum ama mutlu olmadığım kesindi. Son bir kez binaya baktım ve içeriye girdim.
***
Okulla -ve artık bu şehirle- tüm bağım kopmuştu artık. Okuldan çıkmış ve evime kadar yürümüştüm. Kendimi hem fiziksel hem de mental olarak çok yorgun hissediyordum.
Üst kattaki odama çıkıp kendimi yatağın üzerine bıraktım. Daha önce de çoğu zaman böyle hissederdim ama bu seferki çok daha farklıydı. Canımdan çok sevdiğim adam yaptığı şeylerle beni derinden yaralamıştı. İnsanları bir çırpıda silen ben onu kalbimden söküp atamıyordum.
Gözlerimden yaşlar akmaya başlamıştı. Yastığı kafama bastırdım ve bağırmaya başladım. Çok acıyordu kalbim. Keşke birisi gelip kalbimi söküp alsaydı. Bu acıya daha fazla katlanamıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
When I See You
FanfictionMinhyuk: Gerçekten onun kadar güzel insanlar var mıdır? Başlangıç: 18 Temmuz 2019