➳ 21°Namjin 🔞

2K 92 80
                                    

📌🔞 +18 sahneler içerir.Okumak istemeyen geçebilir.Hikaye akışını bozmamaktadır.

Bu arada ilk smut yazma deneyimim, umarım beğenirsiniz. 🍀🙈

Arka sokağa park edilmiş arabaya vardıklarında Namjoon, Jin'nin ince belinden tutarak onu arabaya yasladı. Dudaklarının kenarı hafif yukarı kalkmış bir şekilde sırıttı ve elini siyah saçlının ceketinin cebine daldırdı. Oyuncu gülümsemesiyle Jin’e hala bakarken anahtarı alıp kapıyı açtı.
Dudaklarına sert bir öpücük kondurup hızlıca arka koltuğa doğru yönlendirdi onu. Sonra Namjoon, Jin'in kucağına doğru çıktı ve oturdu. Uzun parmaklarını karşısındaki kusursuz bedenin boynunda gezdirdi, ensesinden yukarıya doğru yumuşak saçlara geçirdi.

Namjoon'nun kalbi gibi bedeninin her bir yanı da Jin için çığlık atıyordu. Ona dokunabilmenin ve hissedebilmenin hep hayalini kurmuştu. Şu an ona dokunabilme hissi bile her şeye değerdi.
Tüm o kırılmalarına değmişti. Tekrar kırılsa ve parçaları kendi birleştirmek zorunda kalsa bile değerdi.

Jin ise kalbini bu kadar hızlı attırmaya başaran adamı inceliyordu. Kucağında oturmuş olan bu adamın her hareketini kafasına kazımak istediğini hissetti. Bu gelen sıcak his ile Namjoon’un belini iyice oturması için kendine çekti. İkisi de aynı anda büyük bir açlıkla dudaklarını birbirine bastırdı.
Jin ile Namjoon ağızını hafifce aralayıp dillerinin de kendileri gibi kavuşmasına izin verdiler. Susamışlardı, derin susuzluklarını gidermek için kana kana birbirlerini tadıyorlardı.

Jin ağzına gelen içki tadıyla Namjoon'nun dudaklarının tadının ne kadar uyumlu olduğunu düşünüyordu. Başı dönüyordu. İçmese bile sarhoş hissediyordu.

Namjoon gömleğinin kollarından çıktığını, çıplak sırtına değen eller ile fark etmişti. Eller yukarıdan aşağı doğru gezinirken Namjoon daha da hareketli bir şekilde kendini Jin’e yaslıyordu. Dudaklarını sevdiği adamın boynuna doğru gömdü yumuşak tenini dudaklarının arasında ezdi. İkisinin inlemeleri de birbirine karıştı.

Jin kendi üzerindeki gömlekten kurtuldu. Arabanın arka koltuğu oldukça dardı ve her hareketlerinde bir yerlere çarpmamak için bedenlerini daha da yakın tutmak zorunda kalıyorlardı. Kimsenin bundan şikayeti yoktu elbette.

"Neden eve gitmedik ki Joonie." diye soludu nefes nefese.

"Seni yeterince bekledim zaten. " diye cevap verdi Namjoon, gözlerini kaçırıp.

O tok sesi o kadar güçsüz çıkmıştı ki, Jin'nin içi burkulmuştu. Onu seven adama kendi yüzünden hep kötü davranmıştı.

"Artık beklemeyeceksin bebeğim." diyerek yerlerini değiştirip dikkatlice Namjoon’u koltuğa doğru uzattı. Dolgun kırmızı dudaklarını esmer pürüzsüz boyuna yaklaştırdı ve yavaşça yalamaya başladı. Kulak memesine doğru ilerledi, diliyle orda oyalanıp ıslak bir öpücük kondurdu. Her noktadan geçtiğine emin olmak istiyordu.

"Bunlar iyi hissettiriyor mu?" diye sordu, dilini boynundan sert göğüslerine, aşağıya doğru sürterken.

"Evet." Namjoon kafasını salladı ve ellerini kendi bedeninin aşağısına götürdü. Jin elleri hemen engelledi ve yukarı doğru sabitledi.

"Kendine dokunma. Seni böyle hissettiren sadece ben olmalıyım. Eğer dokunursan canın yanar." Göğüs uçlarına dolanan dili yerine dişlerini geçirdi. Namjoon boğuk bir sesle inledi ve ellerini kurtarmaya çalıştı.

"Jin, ah dayanamıyorum artık! O zaman sen dokun. " diye mırıldandı.

Namjoon kafayı sıyırmak üzereydi.
Jin ellerini gevşetti ve altında kıvranan bedenin kemerine getirdi. Pantolonu ile birlikte iç çamaşırını da sıyırdı ve yutkundu... O yumuşak tenli adam karşında o kadar savunmasızca bekliyordu ki, elini onun sertliğine doğru kaydırdı. Ardından diliyle karnından aşağı doğru ıslak bir yol çizdi. Sıcaklık başını döndürmüştü. Yalamaya başladı. Usta bir ressam gibi her bir darbesinde hayat veriyordu Namjoon'a. Namjoon ise ellerini siyah tutamlara daldırıp kendine iyice bastırıp inlemelerinin arasında ismini söyleyerek o ressamı ödüllendiriyordu.

A CUP OF LOVE | BTS TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin