Yara bere içerisinde kalmış dizlerim kızarmış gözlerim kan çanağına dönmüşken canım öyle bir yanıyor ki nefes almakta zorlanıyorum.
Neyim ben?
Annemin iddia ettiği gibi güçlü bir prenses mi? Ya da insanların duygularımın hislerimin olmadığına inandığı arsız bir kız mı?
Benim de canım yanıyor,tıpkı diğer insanlar gibi. Benim de kalbim kırılıyor. Benim de duygularım inciniyor,gururum kırılıyor. Beni farklı görmelerinin sebebini bir türlü anlayabilmiş değilim.
Ben de onlar gibiyim,normal sıradan bir kız işte. Ailemin zengin oluşu hayatımı güzelleştirmiyor. Aksine daha fazla sorumluluk altında kalıyor bu yoğun günlerin içerisinde kendimi boğuluyor gibi hissediyorum.
Maddi durumu standartlarda olan insanlara öyle özeniyorum ki. Kimse bulunduğum durumu anlamıyor,veya anlamak istemiyor.
Ama ben dayanmaya çalışıyorum. Zorluklara göğüs geriyor asla ciddiyetimi ve sıkı çalışmalarımı bozmuyor özenle korumaya çalışıyorum. Bulunduğum yere tıpkı bir bukalemun gibi uyum sağlamaya çalışıyorum.
Renkten renge bürünüp adapte oluyorum. Daha doğrusu olmaya çalışıyorum. Tek başıma ağlamak ise öyle gücüme gidiyor ki yine normal kızlara özeniyorum. Keşke bir defa da olsa annemin omuzunda ağlayabilsem.
Bir keresinde ben ağlarken annem odama girmişti. Ağladığımı ilk gören kişi annemdi. İlk ve son gören kişi. Bana öyle birşey söylemişti ki bir daha asla kimsenin önünde ağlamamıştım.
'Bir prenses asla ağlamaz'
Uzun uzun konuşmuştuk o gece ve yeni bir kural daha konulmuştu. Prensesler asla ağlamazdı. Çünkü onlar güçlüydü,ama ben değildim. Güçlü olmadığımı söylediğim anda annem işaret parmağını dudaklarıma değdirerek beni susturmuştu.
Öyle ki bir an tanrıyı inkar ettiğimi sanmıştım. Neden böylesine önem vermişti bu cümleme? Çok tehlikeli birşeymiş gibi susturmuştu beni. Sanki biri duysa kellemiz uçurulacaktı.
'Sakın bir daha böyle söyleme,sen bizim güzel prensesimizsin ve güçlü durmalısın. Güçlü durmak zorundasın. Bak tatlım,bizim geniş ailemizin her bir üyesini birer domino taşı gibi düşün. Eğer birimiz düşerse ne olur?'
Bu soruya hepimizin düşeceği cevabını verince annem memnun olarak elini çeneme koydu ve yavaşça okşadı.
'Aferin prensesime,eğer birimiz düşerse hepimiz düşeriz. Güçlü durmalısın ki biz de ayakta kalabilelim. Bir anlaşma yapalım olur mu. Güçlü duracağız,beraber'
Başımla annemi onaylarken serçe parmak sözü vermek için serçe parmaklarımızı birbirine geçirdik. Bu yalnızca annem ile benim aramda geçen özel bir anlaşma hareketiydi. Eğer biri sözünü tutmaz ise serçe parmak kesilirdi. Ve bu bize uzun ömürlü bir iz bırakarak ibret olurdu.
'Prensesler ağlamaz,benimle tekrar et tatlım'
Aynı anda söyledikten sonra yığın yığın olan anlaşmaların üzerine bir anlaşma daha eklendi.
'Prensesler ağlamaz'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Princesses Don't Cry❃Jennie Kim
FanfictionPrensesler asla ağlamaz çünkü onlar dik durmaya mahkûmdur. ↪KÜFÜR İÇERİR↩