&&&
-1 Saat Önce-
"Ama Abi gelmeyeceğini niye önceden haber vermiyorsun ki ben çoktan geldim ve seni bekliyorum."
"Ahh Üzgünüm son anda bir işim çıktı, malum biliyorsun beni Abin meşgul biri."
"Evet, biliyorum maalesef azda kardeşine zaman ayırsan ne iyi olurdu ama neyse ben oyalanırım buralarda."
"İyi o zaman Filme gir sen çıkana kadar işim biterse gelir alırım seni. Şimdi kapatmalıyım görüşürüz."
"Görüşürüz." Telefonu kapattım. Bir Pazar günü ve Abim de olsa ekilmiştim kendi başıma film izliyeceğim artık üstelik korku filmi, gerçi korkmam ben. Yerimden kalkarak kola ve mısır almaya gittim. Aldıktan sonra sinema salonu geçerek solana girdim ama az kişi vardı. Kendi yerime geçip oturduğumda birkaç dakika sonra yanıma birinin geldiğini gördüm dönüp baktığımda kırmızı bir atkı sarmıştı boynuna, dışarıda kar yağıyor da haberim mi yok. Birde gözlük var gözünde dışarıda taksa anlayacağım da salonun içinde gözlük takması. Garip. Tabi birde kafasındaki şapka suratı görünmüyordu. Atkısıyla gözlüğünü çıkardı. Bir kaç saniye boyunca yüzüne baktım. Evet, bilin bakalım yanımda ki kim tahmin edin. Edemediniz dimi. Şuan da yanımda sevdiğim bir idol otuyor kim mi bu 'Kim Jongdae' hani şu idol olan, eğer abim olsaydı şimdi eve yollardı beni içten içe sevinç çığlıkları atıp abimin gelmediğine seviniyorum. Yalnız hala ona bakıyordum ve bana dönüp bakınca kafamı hemen önüme çevirdim. Ve film başladı montumun şapkasını kafama geçirdim, neden böyle yaptığımı sorarsanız korku filmi izlerken takıntılarımdan sadece bir tanesi.
~
Size demin korkmam demiştim dimi, sözümü geri alıyorum korkudan ölebilirim adamın kesmediği bir ben kalmıştım herhalde. Film son dakikalarına girmişti. Göz ucuyla Jongdae'ye baktım, mimiklerinde hiç tepki yoktu. Soğuk adam korkmamış hiç. Gözlüklerini de tekrar takmış artist sanki tanımayacağım seni öyle. Ben bunları düşünürken filmden korkunç bir çığlık koptu. Bilin bakalım ne yaptım. Yine bilemediniz dimi. Boş bulunup elimdeki kolayı bir güzel Jongdae'nin üstüne döktüm. Aferin bana! Donup kalmıştım ki Jongdae'nin yerinden zıplamasıyla kendime geldim. Ne yaptım ben ya,
"Şeyy özür dilerim çok özür dilerim bilerek olmadı-" sözümü keserek,
"Bilerek olmadı mı? Bir de bilerek olsaymış. Bana bakacağına filmi izleseydin bunlar başıma gelmezdi." Sinirle bağırdı bilmem kaç oktavlık sesiyle, bu kadar tepki vereceğini zannetmiyordum ayrıca ona baktığımı nasıl gördü(?)
"Ben gerçekten özürdi-" ya bir sözümü kesmede konuşayım be adam yine sözümü kesti,
"Özür dileyeceksen hiç dileme, özrün kolayı üstüme döktüğün gerçeğini değiştirmez." Hadi ya(!)
Neden bu kadar sinirlendi ki. Tamam, benim suçumdu ama bu kadarda bağırılmaz hem özrümü de diledim ben. Ayrıca salondaki kişiler buraya bakıyordu neyse ki karanlıkta ne onlar Jongdae'yi görebiliyor ne de Jongdae beni görüyordu zaten montumun şapkası hala kafamda dışarıda görse tanımaz. Kendi kendime bir 'Off' çektim.
"Birde ofluyorsun öyle mi? Asıl oflaması gereken kişi benim şu halime bak." Gri pantolonunu göstererek söylemişti artık yarısı gri yarısı da siyah kolanın kapladığı ıslaklık, sinirle gözlüğünü çıkarmıştı. Bu çocuğa sinirlenmek yakışmıyor.
Artık bende sinirlenmeye başlamıştım bunda uzatacak ne var alt üstü kola döktüm niye bu kadar sinirlendi ki.
"İstediğin kadar ofla o zaman tutan yok, kuru temizleme paranı veririm ayrıca neden bu kadar uzatttın ki, yaptığım yanlış için zaten özürümü diledim." Diyip üste çıkmaya çalıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
It's My Style
FanfictionBir Stilist adayanın hayatı nasıl 180 derece değişebilir?! -Xiu-Snowflake