Medyada ki sevimlilere bakmadan geçmeyinn :D
&&&
"TAO-SHİ!" Elimde olmadan bağırdım ve dehşet içinde Tao'ya baktım önüme getirdiği 3. yırtılmış pantolon. Şuan abimin dediği organizasyonun içindeydik ve Tao'nun daha ilk performansta pantolonu patlamıştı ki aynı pantolonu diğer performansta giyeceği için dakikalar içinde dikip eline vermiştim herşey acele olduğu için iğneyi elime batırıp durmuştum.
"Bu sefer diksem bile yetişmez 5 dakika içinde tekrar sahnede olmanız lazım."
"Mirae haklı, şurada ki bovulda yedek pantolon var." Sitilist Unni bavulun yanına giderek içinden siyah pantolon çıkardı ve Tao'ya vererek kabine soktu.
"Bir saniye bir saniye madem yedek pantolon vardı neden ben.." JONGDAE!
"Bu sadece denemeydi." Stilist unni omuz silkerek konuşmuştu. Deneme? Ben burda yetiştirmek için elimi delik deşik edeyim sen deneme de! Jongdae umarım pantalonun yırtılır!
CART!
Omo yoksa düşündüğüm şey mi?
"SEHUN! Sana çekiştirme dedim. NOONA!" Jongdae'nin acı çığlıkları odayı doldurmuştu. Cebi yırtılmıştı oysaki. Sehun Jongdae'nin telefonunu almak için cebine aslınca tabi yırtılması normal. Stilist Unni Jongdae'nin yırtılan cebine baktıktan sonra benden 3 tane büyük çengelli iğne istedi. Çengelli iğneyi ne yapacaksın kadın? Neyse, dikiş kutusundan iğeleri alıp Stilist unniye verdiğim sırada içeri abimle birlikte bir çalışan girdi,
"Son 5 dakika hemen sahne arkasında olmanız gerekiyor." dedikten sonra cıktı. Ben bize doğru yaklaşan abime bakarken, Stilist unni çoktan işini bitirmişti. Ne çabuk? Ne yaptığına dönüp baktığımda cebin yırtılan yerine peş peşe iğneleri takmıştı. Böyle bakınca çok tarz duruyordu. Bunu bir yere not etmeliyim. Pantolonumun arka cebinden not defterimi alarak aklımdakieri yazdım o sırada Grup çoktan abim eşliğinde sahne arkasına gitmişti. EXO için ayrılan odada tek başıma kalmıştım.
*
"Üstüme çık Sehun üstüe çık! Birde boyu uzun sıpanın!" Jongdae Sinirle üstüne çıkmaya çalışan Sehun'u kendinden uzaklaştırmaya çalışıyordu. Program nihayet bitmiş ve arabalara gidiyorduk. Değim yerindeyse EXO nun perti çıkmıştı. Normalde televiyozda performanlarını izlerken her fan gibi bende eğleniyordum. Ama programdan sonraki halini bilmiyordum. Resmen içim acımışti. Yanımda yorgun adımlarla yürüyen Chanyeol öksürmeye başlayınca elimde ki su şişesini ona uzattım. İçtikten sonra teşekkür ederek yanına geldiğimiz arabalardan birine bindi. Gözlerimi tekrar Jongdae'ye çevirdiğimde hala Sehun'la uğraştığını gördüm. Sehun ısrarla kolunu Jongdae'nin omzuna atıp bütun ağırlığını ona yüklüyordu. Çocuk gibiler!
Sırayla herkes arabaya bindiğinde bu sefer arkada çocukların yanına oturdum Bir ara abim yüzümde delik açacak kadar kızgın baksada umursamdım. Jongdae ile yanyana otutmuştum ne güzel (!) Üstelik üç kişilik koltukta dört kişi oturduğumuz için sıkışmıştım ve Jongdae sanki bana inat olsun diye sürekli kımıldıyordu. Onuda umursamamaya çalışarak arabada ki üyelere baktım zaten çoğu onuncu rüyasına geçiş yapmışlar kişe. Keşke Minseok olsaydı en azından gidene kadar onunla konuşurduk. Burada normal davranan bir o sanırım.
telefonun titremesiyle zorla cebimden çıkararak mesajı açtım. Kakaotalk dan gelmişti.
"Sıkıldımmm." Jongdae? Dibimde olduğu halde mesaj atmış. Dönüp yüzüne baktığımda başını telefondan kaldırmamıştı. Onuz silkerek mesajına cevap vermedim. Tabi durur mu?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
It's My Style
FanfictionBir Stilist adayanın hayatı nasıl 180 derece değişebilir?! -Xiu-Snowflake