3. bölüm

363 37 31
                                    

&&&

Önce Jongdae'nin pembe kafa demesi, hayır yani saçım pembeyse ne olmuş? Ardından abimin o önemli dediği şeyin aslında önemli bir şey olmadığını duymam beni sinirden güldürmeye hatta kahkaha atmama neden olmuştu. Abim karşımda bana delirmişim gibi bakarken eliyle saçlarını çekiştirmeye başladı. Sonunda gülmemi durdurarak konuştum,

"Yani sen diyorsun ki EXO'nun sahne arkası terzisi ol öyle mi?" doğru okudunuz sahne arkası terzisi, yani konserlerinde yırtılan kıyafetleri -ki bu genellikle dar pantolonları- dakikasında dikmek. Böyle saçma bir şey olabilir mi?(yazar yazarsa olur asdf) Yani tamam moda tasarım okuyorum kıyafetler tarsalıyorum ama bu başka bir şey bana ters! Terzi miyim ben? Yalnız aklıma bir şey takıldı.

"Sen hayırdır? Beni EXO dan olabildiğince uzak tutuyordun şimdi ne değişti?"

"İki saattir anlatmaya çalışıyorum araya girip sözümü kesmesen anlatacağım. O gün Jongdae bize geldiğinde çalışmarından biri salondaydı biliyorsun. Pek kimse bilmez ama Jongdae modayla içli dışlıdır. O smokin çizimleri hoşuna gitti sen salona girmeden bunun hakkında konuşuyorduk."

"Ee ozaman niye bana sahne arkası terzisi olacaksın diyorsun."

"Sana sözümü kesme demedim mi?" elimle ağzımda fermuar varmış gibi çektim.

"Jongdae Stiliste senden bahsetmiş yanına bir stajyer olmak istiyordu zaten, Jongdae de benim kardeşim olduğunu söyleyince daha bir istekli oldu nedense. Sahne arkası terzi olman ise tamamen stilistin isteği."

"Sende bunu kabul ettin." tek kaşımı kaldırmış abimi dinliyordum.

"Öyle bir niyetim yoktu fakat sen bana ikinci döneminde staj yapacağını söylemiştin. Sadece senin için, yaptığın işte daha iyi olman için kabul ettim. Hem gözümün önünde olursun. Tabi şartlarım var." Sanırım bu şartları tahmin edebiliyorum.

"Lütfen bu işi yaparken fanlığını bir kenara bırak aksi taktirde kendini düşürmüş olursun." Haklı bunu bir düşünmeliyim.

"İkinci olarak -ki- bu en önemlisi." nefes alıp devam etti, "Hiç bir üyeye duygusal anlamda bağlanmak yok! Bu hepimizi zor duruma sokar. Lütfen beni verdiğim karardan pişman etme kardeşim." dedikten sonra yanıma gelip sarıldı. Sarıldıktan sonra "Söz ver." serçe parmağını bana uzatarak. Bu hali gülmeme neden olmuştu, bende serçe parmağımı abimin parmağını doladıktan sonra "Söz" dedim. Ne kadar katıda olsa arada çocuklaşıyordu böyle. Sanırım bu Terzilik işene katlabilirim, umarım..

"O zaman ilk işe iki gün sonra başlıyorsun. Ogün yapılacak olan büyük bir organizasyon var gerçi sen benden iyi biliyorsundur." imalarını yesinler.

"EXO bu organisazyonda 3 performans sergileyecek. Ayrıyetten farklı performanslarda olacak. Bundan önce üyelerle tanışmalısın ne kadar istemesemde."

"İznin olursa deli gibi sevinebilir miyim?" Abim başta anlamadı ama sonra eliyle sertçe yüzünü ovaladı sinirli hali geri gelmişti bile ama ben sevinçten tepinmekle meşkuldum. Sonunda tanışabilecektim hepsiyle..

*

"Mirae kır dizini otur şuraya!" İki saattir sevinçten yerimde duramıyordum. Abimle pratik odasında EXO yu bekliyorduk. Sürekli saatine bakıp nerede kaldılar diye mırıldanıyordu. O sırada kapı açıldı koyun sürüsü gibi odaya girmeye başaladılar. Beni fark etmediler abim konuşana kadar tabi.

"Neredeydiniz?" diye sordu. Hepsi sesin geldiği yöne baktılar önce abime ve sonra bana. Suho abime cevap olarak,

"Birileri doymak bilmediği için geç kaldık." derken gözleri Sehun'un olduğu yöne kaydı. Sehun kendini savunmaya geçeçekken içlerinden biri ki bu beni duruşuyla hayran bırakan kişi yani Minseok eliyle beni işaret etti.

"Sen?" Abim ben konuşmadan araya girdi,

"JongDae bahsetmiştir size-" Sehun abimin sözünü kesti, kesmeyin artık şu adamın sözünü(!)

"Ahh şu Stilistin ayak işlerini yapıcak kız." Lan! Ağzına terlikle vururum senin. Sehun'un lafına Chanyeol gülmedi adeta böğürdü.

"Ayrıca kardeşim olur." diye devam etti abim. Hadi gülsenize şimdi. Başka zaman olsa gösterirdim sana. Neyse sakınim! Minseok yanıma gelerek elini uzattı. Hayır sakin degilim!

"Umm.. Elimi sıkmayacak mısın?" ama ama sen bana öyle bakarsan nasıl hareket edebilirim ki.

"Merhaba, Mirae ben." Ağzımdan ancak bu çıkabilmişti elimi uzatacağım sırada,

"HYUNG." Ahh yine o ses. Bri şunun konuşurken ses volumunu düşürsün Allah rızası için bak! Minseok çoktan elini indirmiş Jongdae'ye bakıyordu,

"Ne var Chen?"

"Elinde ki kahveyi bir kenara koy."

"Neden?"

"Mirae üstüne dökebilir." Ve Chanyeol sahalarda. Cidden ama neyi var bunların biri ayakçı der bir sakar. Şuan sinirden kızardığımı hissedebiliyorum. İnanmıyorum ,

"ABİ! Sen gülme bari." Nerde kaldı senin ciddiliğin.

"Gidiyorum ben ya!" Ne hayallerle geldim buraya gördüğüm muameleye bak. Odadan çıktığımda biride peşimden çıkmıştır. Umarım Sehun ve Jongdae değildir yoksa idol katili olarak tarihe gecerim. Arkamdan gelen kişi koşup bana yetiştiğinde yanımda yürümeye başladı,

"Sehun ve Chen'in dengesizlikleri için özür dilerim." WHAT?! Durdum ve Minseok'a döndüm,

"Neden onların yerine özür diliyorsun? Konuştuklarına göre bir dilleri var gelip kendileri diyebilirler tabi şebekliği bırakırlarsa!" Minseok ani çıkışım üzerine şaşkınlığını gizliyememişti. Ne yaptığımı fark edince bu sefer ben ondan özür diledim. Sinirlerimi bozdular! Jongdae'ye Teşekkür edecektim ama ondan özür gelmeden teşekkürü rafa kaldırıyorum!!

"Artık." Elini yine uzattı, "Düzgünce tanışabilir miyiz?" -OMG! İdolüm benimle tanışmak istiyor.- İçimde ki fan tarafım bunu derken diğer tarafım şaşkındı. Neden bu kadar tanışmakta ısrar etti? Bu sefer sakinlikle elimi uzattım.

"Tanıştığıma memnun oldum Mirae."

"Bende." Bende neya?!

"Bir şey sorabiilir miyim?"

"Evet?"

"Saçların neden pembe?"

"Pembe rengini sevdiğim için." Sevimli bir şekilde sırıtarak tabi ne kadar sevimli oldu bilmiyorum. Anladığını belirten bir baş sallamasıyla devam etti,

"Bundan sonra bizimle çalışacağın için bu tür şeylere alışmalısın ama bir sorun olursa bana diyebilirsin."

"Teşekkür ederim içlerinde bir sana güvenebilirim sanırım." Ahh Jongdae hyungunu örnek al biraz.

"Ben odaya geri dönuyorum görüşmek üzere." el sallayarak odaya gitti. Bende napacagımı bilmez bir şekildi hala oldugum yerde dikiyorum. Abi neredesin?

*LUKLUK* (Y/N/:mesaj sesi tamamen ben uydurdum ¤.¤)

"Teşekkür etmeden nereye pembe kafa?"

Cevap;

"O teşekkür kitaplıgımın tozlu raflarında. Çok beklersın deve surat!"

Hadi bakalım, başlasın!..

&&&

Bir hafta olmadan bölüm attım yine dayanamayarak okup yorumlarınızı eksik etmeyin lütfen.^^

It's My StyleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin