Şükela

232 120 138
                                    

Elindeki kelepçeyi önce bana sonra kendine taktı. Artık istesemde kaçamazdım. Şuan ne kadar pişman olsamda iş işten geçmişti.

Dalgıcla ilk defa bu kadar yakınlaşmıştık. Uzun boylu ve iri yarı gözüküyordu. Ama yüzünü gözlüğünden ve şnorkelden dolayı tam göremiyordum. Ama bişey çok dikkatimi çekti. Gözleri resmen denizle bütünleşmiş gibiydi. Hatta denizden bile güzeldi.

Onun dışında 5 tane daha dalgıç vardı. Hepside iri yarı tiplerdi.

Hiç bilmediğim bir yola doğru ilerliyorduk. Elimdeki kelepçeyle üstümü örten yosunları düzeltmekte bile zorluk çekiyordum.

Elimle dalgıca dokunup bir dakika işareti yaptım. İlk defa göz göze geldik ve dalgıcın çaktırmadan beni incelediği dikkatimden kaçmadı.

Biraz dinlendim çünkü çok yorulmuştum.

Sonra devam ettik. Yüzdük, yüzdük, yüzdük.
Yüzeye çıkmaya yaklaştıkça kalbim daha hızlı çarpmaya başladı. Neden olduğunu hiç bimiyordum.

Artık çok yaklaşmıştık ve kıyı gözükmeye başlamıştı.

Ne kadar zamandır denizin dışına çıkmadığımı bilmiyorum, Ama sonunda çıkıyordum. Tutsak bile olsam çıkıyordum işte. Gökyüzünü görecektim ve ilerkeyen zamanlarda belki sorularıma yanıt bile bulabilirdim.

Gelmiştik artık ve ben gözlerimi denizin dışına çıkardım. Gökyüzü hatırladığımdan daha da güzelmiş.

Benim yanımda ki dalgıç hariç hepsi sudan kafalarını çıkarmışlardı. Diğer dalgıç benim çıkmamı bekliyordu.

Bende onu bekletmemek için hemen çıktım. Benden hemen sonra oda çıktı.

Ama çok kötü bir şey olmuştu. Ben nefes alamıyordum. Boğuluyordun. Hayatımın en kötü dakikalarını geçiriyor olabilirdim. Hemen kafamı denize sokup nefes aldım. Resmen hayata geri dönmüştüm.

Benim bu durumumu fark etmiş olmalılardı ki, aralarında konuşmaya başladılar.

Yanımda ki dalgıç diğer dalgıçlara:
-Ne yapacağız kız denizden çıkamıyo.
Diğer dalgıçlardan biri:
-mecbur çıkarmak zorundayız. Çıkartamazsak patrona ne diyeceğiz.
Yanımda ki dalgıç:
-Benim aklıma bir fikir geldi aslında siz de bana yardımcı olcaksınız. Acele edip bana yol açacaksınız. Şimdi gidin ve geminin içindeki havuzu ayarlayın kızı ölmeden götürmeliyiz. Diğer dalgıçlarda onayladılar onu.

Yanımda ki dalgıç omzuma dokundu, bende nefesimi tutup dışarı çıkardım kafamı.

Dalgıç: beni anlıyor musun?
Ben: E e evet.
Dalgıç:Korkmana gerek yok. Sana zarar vermeyeceğiz.
Seni götüreceğim yer hazır olunca, beraber gideceğiz ve sende zorluk çıkarmayacaksın. Tamam mı?
Ben:ta, tamam.

Bir iki dakika bekledikten sonra dalgıca hazır olduklarını belirten bir haber geldi.

Dalgıç korkmamamı söylemişti ama ben yine de korkuyordum. Korkmamak elde değildi.

Artık gitmemiz gerekiyordu ve ben kocaman bir nefes aldım. Sudan çıktığım gibi ben ne olduğunu anlamadan dalgıç beni kucağına aldı.

O an sanki kalbim duracak gibiydi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


O an sanki kalbim duracak gibiydi. Utancımdan dalgıcın yüzüne bile bakamıyordum.

Evet arkadaşlar bölümün sonuna geldik, bu bölümü diğer bölümlere göre baya uzun yazdım umarım beğenirsiniz.

Fotoğrafı nasıl buldunuz?

Arada böyle fotoğraflar paylaşayım mı sizce?

Denizin AşkıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin