Eğik yazılanlar karakterin iç sesi xnxjjdhd
********
Komutanların oturması ile biz de oturduk. 2 tim de gelince toplantı başladı. O tam karşımda idi. Ama umursamadım.
He ben de inandım.
İç ses seni s******.Sus lan, umursamıyorum.
Efendimiss umursuyon lan salak kalbin tık tık hıphızlı atıyor işte. Siktir lan.
Komutana döndüm "Komutanım, biz 3 haftalığına Ankara'ya gideceğiz ve geldiğimiz de iki timin de göreve gitmeleri gerekiyor. Biz sadece şu an ön bilgi vereceğiz. Genel kurmaya aslında biz teklif etmiştik öyle olmasını. Görev çok tehlikeliydi ve görev başarılı olsada ölme olasılığı yaklaşık %99 du. Bizim -3G'nin- kimsesi yokken onların anaları babaları bir aileleri vardı. Biri şehit olsa hepsi onun intikamını almak ister ve tahminen yaklaşık 3-4 gün dağılırlardı. Ama görevin her saniyesi kıymetli olacaktı. Herhangi birşey için görevin fazla sürmesi sıkıntı olurdu. Görevin hemen bitmesi gerekiyordu. Bu yüzden onlara gerek yoktu. Organel konuştu: -Ön bilgi derken?
bir kaşı kalkmıştı diğeri de çatılmıştı. Sevil ve Gül ile göz göze geldik. Gül:
- komutanım normal Suriye ve benzeri hakkında bilgiler i.
-Asker ben sizi oraya onun için göndermedim ne işler karıştırıyorsunuz siz!
Sevil
- Komutanım Genelkurmay'dan gelen emir bu.
-Suriye hakkında sizden çok biliyoruz biz.
Diğerleri sessizce bizi izliyordu. Olaya müdahale ettim konuyu değiştirdim
- Bu gece buradayız. Nerede kalacağız, boş oda var mı?
Yiğit komutan
- Hemen odama!
Gül ve sevil'e baktım. İkisi aynı anda yattı balık yan gider tarzı baktılar. Tabi ki de bakışlarını anlayabiliyorum. Önde siz komutanım diyerek komutanın odadan çıkması ile Gül ve Sevilde kalktılar. Bende dosyamı aldım ve arkamı döndüm. 2 time de baktım.
-İçinizden belirleyin bir tim bir haftalığına ailesinin gitsin. Diğerleri onlar geldikten sonra bir haftalığına gitsin. Diğer bir hafta eğitim ve bu bir emirdir.-Sen kimsin de bize emir verebiliyorsun.!
Melisa da yüzbaşıydı Fakat ben Kurmay olduğumdan bir tık yüksekteydim. Büyük ihtimalle bu hafta içinde Binbaşı olacaktım. Melisa'ya bakıp piç piç sırıttım.
-Bordobereli kurmay yüzbaşı olarak canım. Şimdi marş marş. Konuşmasına fırsat vermeden yine kıza döndüm:
- adın
-Elif Tuğ komutanım.
- soy adını sormadım
diyip gıcık gıcık baktım. Onunla yakına benziyordu ve ona olan bakışları... Gırr.!! Bu kızı hayatıdan bezdirmezsem adım Esra olmasın. Aklıma gelenlerle şeytani bir şekilde sırıtıp Elif'e göz kırpıp odadan çıktım. Sonra hemen kızlar gel peşimden gelirken. Sevil:-Aklından ne geçiyor kuşum? Öyle hain plan bulmuşsun gibi.
Gül:
- Aynen bir de kıza taktın mı sen?
- evet, diyip çenemi dikleştirdim. Timler çıkmıştı ama umursamadım.
Neyi umursuyorsun ki sen? Onu, Gül'ü, Sevil'i, vatanı, bayrağı, görevi. Tamam sustum. Salak.
Gül
-Niye taktın lan kıza?
Arkaya dönüp kıza öldürecekmiş gibi baktım kız tırstı kafasını çevirdi.-Ali Berk'ime abayı yakmış salak.
-Tabii sen sahip çıkma bakarlar mal. (Sevil)
-Ayn. Katılıyorum. (Gül)
-Diyene bak. (ben)
Onlara dil çıkarıp koşarak komutanın odasına girdim. Komutan sinirliydim, tırstım. Kızlar gelince Gül, komutana fırsat vermeden:
-Valla komutanım Genelkurmay dan gelen emir size birşey diyemeyiz.
-Peki 3 hafta sonra anlatacak mısınız yok? Sizinle bir buçuk yıl boyunca ben ilgilendim ama şim-
derken sözünü keserek
- Komutanım emir demiri keser üstlerden emir aldık. Biz bunu söyleyemeyiz eğer bir sıkıntınız varsa lütfen Genelkurmay ile halledin. Bizi karıştırmayın, dedim.
Tabii ki de bunu bizim teklif ettiğimizi söylemedim.
Ama sinirlenmiştim hızla dışarı çıktım bizimle komutanımız olarak zaten ilgilenmeliydi ama ilgilendiğini söyleyerek bunu kullanması en nefret ettiklerimdendi.
- Esra biraz sakin ol sakin
- Lan onlar için bilmemeleri. Bi bildikleri yok. Aynı zamanda orada geberir giderler. Kaç asker sağ çıktı oradan. Bir de takım halindeler. Tek git kimseyi düşünme görevi halledersin. Sağ çıkabilirler. Bordo bereli dahi olsalarda biri esir alınsa onun için herşeyi yaparlar. En büyük zayıflıkları başkalarını düşünmeleri olur. Orada tek kendini düşünmek zorundasın. Her neyse.
Kızlar ile dışarı çıktık. Bagajdan çantaları aldık Gül'ün getirdiği şifreli demir çantaya koyup şifreyi kurduk. Tam o sırada arkamızı dönüp karakola karakoldan içeri girerken Binbaşı Seyit "Yüzbaşı" dedi. Döndük, "Eğitim vakti asker" çantalar yan tarafa koyup ona doğru ilerleyip karşısında durduk.
********Sevgili okuyucularım bunu dikkatle okuyun lütfen. Ben emek edip bu bölümleri yazıyorum. Size kısa gelen bu bölümü yazmak düzeltmek telefona geçirmek acaba daha iyisi olabilir mi diye düşünüp yaklaşık 4-5 saatte yazıyorum. Ki inanınki abartmıyorum beni yazar olan arkadaşlar anlar. Sizden tek bir isteğim var güzel yorumlar yapan arkadaşlar bile votelemiyor. Lütfen benim için o küçük yıldıza basın, iyi veya kötü düşüncenizi belirtin lütfen sizden tek istediğim bunun ikisi. Sevgilerle yazarınız
![](https://img.wattpad.com/cover/166860680-288-k166620.jpg)