bölüm¹

2.9K 100 33
                                    

Yaz Festivali, deniz kenarındaki parlak kuleli Omelas şehrine kırlangıçların havalanmasını sağlayan çanların gürültüsüyle geldi. Limandaki gemilerin bayrakları, taşıdıkları armalarla parlıyordu. Kafileler kırmızı çatılı evlerin ve resimlerle bezeli duvarların arasındaki yollardan; büyük parkları ve kamu binalarını geçen, mazılarla kaplı eski bahçelerin arasındaki yollardan ve ağaçların altındaki caddelerden ilerliyorlardı.

Bu kafilelerden bazıları mütevazıydı; leylak ve gri renklerindeki uzun, katı kaftanlarıyla yürüyen yaşlı insanlar, zanaatkârlar ve bebeklerini kucaklamış bir şekilde yürüdükleri sırada sohbet eden sessiz fakat şen kadınlar. Diğer sokaklardakilerde ise müzik daha hızlıydı; kafiledeki insanlar gongun ve tefin ışıltısıyla dans ediyordu, kafilenin tamamının bir danstan oluştuğu bile söylenebilirdi. Etrafta kaçışan çocukların birbirlerine olan yüksek tonlu seslenişleri, müziğin ve söylenen şarkıların üzerinde kırlangıçların çapraz uçuşlarını andırır şekilde yükseliyordu.

Tüm kafileler şehrin Kuzey tarafına; sabırsız atlarına yarış öncesinde egzersiz yaptıran, kıvrak uzun kollara ve çamurdan lekelenmiş ayakları ile dizleriyle berrak havada çırılçıplak olan, kendilerine Yeşil Tarlalar gençleri denen insanların bulunduğu sulak topraklara doğru ilerliyordu. Atlarının üzerinde basit bir yular haricinde herhangi bir teçhizat yoktu; yeleleri ise gümüş, altın ve yeşil renkteki şeritler ile örülmüştü. Oldukça heyecanlılardı; burun deliklerini genişletiyor, birbirlerince böbürlenircesine sıçrayarak oynuyorlardı. Neticede atlar, bizim seremonilerimizi kendisine aitmişçesine benimseyen tek hayvanlardır.

Omelas'ı koy tarafından yarım bir şekilde kuşatan Kuzey ve Batı Dağları uzaklardan görünüyordu; sabah havası ise o denli berraktı ki, gökyüzünün koyu maviliği altında, aydınlık havada millerce uzaktaki Onsekiz Tepeleri'nin zirvesindeki karlardan yansıyan beyaz – altın renkli ışıltılar görülebilirdi. Yarış parkurunu belirten flamaların arada bir pır pır uçmasına ancak yetecek kadar rüzgar vardı. Geniş, yeşil sazlıkların sessizliğinde, şehrin sokaklarından kâh uzaklaşıp kâh yaklaşan ve giderek yakınlaşan müzik duyuluyor; zaman zaman titreşen ve bir araya gelen çanların çınlamasıyla patlak veren coşku ile havadaki baş döndürücü, neşeli hoşluk hissediliyordu.

Coşkulu! Coşkuyu nasıl anlatmalı? Omelas'ın yurttaşlarını nasıl tarif etmeli?

Gördüğünüz üzere, mutlu olmalarına karşın basit bir halk değillerdi. Ancak bizler, neşeye ait sözcükleri pek söylemez olduk. Tüm gülümsemeler geçmişte kaldı. Böyle bir tasvirle karşılaşınca, insan daha net varsayımlarda bulunmaya meylediyor. Böyle bir tasvirle karşılaşınca insan ister istemez etrafta; asil şövalyeleri tarafından çevrelenmiş, azametli bir aygırın üzerinde veya kaslı köleler tarafından taşınan altın işlemeli tahtırevanında bir Kral arıyor. Ancak burada bir kral yoktu. Köle edinmiyor ya da kılıç kullanmıyorlardı. Barbar değillerdi.

Toplumlarına dair yasalarını ve kurallarını bilmiyorum, ama bu bahsettiklerimin tuhaf bir şekilde az olduğundan şüpheleniyorum. Monarşi ve kölelik olmadan yaşadıkları gibi; aynı zamanda borsa, reklamlar, gizli polisler veya bombalar olmadan işlerini görüyorlardı. Yine de basit kimseler olmadıklarını tekrarlıyorum; hoş sesli çobanlar, soylu yabaniler ya da uysal ütopyacılar değillerdi. Bizden daha az karmaşık değillerdi.

Sıkıntı şu ki, bizim mutluluğu aptallıkla eş tutan ve bu varsayımın çokbilmişler ile sofistike olanlar tarafından kışkırtıldığı kötü bir alışkanlığımız var. Yalnızca acı entelektüel, yalnızca kötülük ilginçtir. Bu sanatçının ihanetidir: kötülüğe ait sıradanlığı ve acının korkunç sıkıcı olabileceğini asla kabullenememek. Onları yenemiyorsan, onlara katıl. Canını yakıyorsa, devam et.

Hâlbuki umutsuzluğu yüceltmek sevinci ayıplamaktır, şiddeti kucaklamak ise onun haricindeki her şeyi yitirmektir. Bizse neredeyse her şeyi kaybettik; artık ne mutlu bir adamı tanımlayabiliyoruz, ne de coşkuyla herhangi bir kutlama yapabiliyoruz.

Omelas'ı Bırakıp GidenlerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin