Bölüm(3)

3 1 0
                                    

  "Ben okula gittiğimde,evde hiçbir şeye dokunmadan ve zarar vermeden usluca dur.Tek şartım bu.Bir de bedenimi seviyorum,çok uzun süre kullanmana izin vereme-"Lafını böldüm ve parmaklarımla üç yaparak,gözüne doğru doğrulttum.

"Sadece üç saat,söz veriyorum.Zaten ben senin bedenine girince,rollerimiz değişecek ve senin ruhun böyle dolaşacak kimseye gözükmeden."

"Ne!?Sen ciddi misin?Ben de ruhum bir yerlerde uyur diye düşünmüştüm."

"Başka şartın var mıdır?"Başını iki yana salladı ve tek kaşını kaldırıp yüzüme baktı.

"Aklıma gelince söylerim."

"Hep böyle yapar mısın?Beni göremesen bile sesimin geldiği yere bak ki yüz yüze konuşuyormuş gibi hissedeyim.Beni gördüğünü düşünüyorum,sen öyle yapınca."Dudağının bir kenarı hafifçe kıvrıldı ve yutkundu.

"Tamam."Gülümsedim ve ayağa kalktım.

"Şimdi ne yapacağız?"Karnımdan gelen gurultuları duyunca acıktığımı hissettim ve boğazımı temizledim.

"Sanırım acıktım.Bir şeyler yiyebilir miyiz?"Başını salladı ve ayağa kalkarak kapıya doğru ilerledi.Ben de hızlı adımlarla peşinden gittiğimde,duraksaması ile ben de durdum ve soru sorar gibi bir kaşımı kaldırdım.

"Geliyor musun?"dediğinde sanki o görebilecekmiş gibi başımı salladım ve"Yanındayım."diye mırıldandım.Yürümeye devam ettiğinde güldüm ve tekrar yürümeye başladım.Mutfağa girdiğimizde,etrafa bakındım hayretler içinde.Son derece düzenli ve tatlı bir mutfaktı.Bordo ve beyaz renkleri ağırlıklı basan mutfağın düzenine, şaşkın şaşkın baktım ve ona döndüm.

"Bir erkek evi olmasına rağmen,fazla temiz ve düzenli."

"Ben çok titizim.Bu konuda seni uyarayım,umarım sen de öylesindir."

"Ya ne demezsin..."Mırıldandığımda bana döndü ve"Ne yemek istersin?"diye sordu.

"Fark etmez.Yemek seçmem ben."

"Tost yapalım mı?"dediğinde yanına koştum ve"Sucuk sevmem,kaşarlı olsun."dedim.

O tostları yaparken ben de gösterdiği yere oturdum ve onu izliyordum.Oldukça iyi bir fiziği vardı ve kızların hayır diyemeyeceği cinsten birisiydi.Kızlar yemek yapan ve temizlik yapan erkeklere bayılır.

Çok sürmeden Doğukan,tostumu ve taze sıkılmış portakal suyunu önüme koyduğunda,iştahla tabağa baktım ve tostu elime aldım.

"Doğukan bak,tost uçuyor."Alayla güldüğümde yanıma oturdu ve o da tostunu yemeye başladı.

"Ya cidden inanılması güç.Resmen uçuyor ama aslında uçmuyor,elinde tutuyorsun."Güldüm ve tosttan koca bir ısırık aldım.Doğukan tekrar gülmeye başladığında bunun dışarıdan ne kadar komik durduğunu hayal ettim ve ben de gülmeye başladım.

"Kendi kendine yenilen tost."

"Güldürme,yiyemiyorum."Tekrar koca bir ısırık aldım ama ne o gülmekten yiyebiliyordu,ne de ben.

"Bak şimdi."dedim ve portakal suyu bardağını elime alıp bir yudum aldım.

"Uçan bardak."Gülmekten artık,gözlerinden yaşlar gelen Doğukan'a baktım ve kıkırdadım.Dibinde birazıcık kalan portakal suyuna,sakarlığımın etkisi ile kolumu çarptım ve üstüme döktüm.Doğukan masaya devrilen bardağı kaldırdı ve bir peçete alıp bana uzattı.

"Çok sakarım,alışırsın."Mırıldandığımda güldü ve"Sorun değil."dedi.

Beyaz elbisem rezalet bir şekilde,büyük turuncu bir leke ile boyanmıştı.

SESHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin