5

617 32 6
                                    

Uyandığımda hastane gibi bir yerdeydim. "Oooo güzelim!" dedi sert bir ses. İyi de bu kim?
_______________________________________
                                  Cihangir 'den

Sabah uyandığımda bir ayak ağzıma girince, güne söverek başladım. Kimin ayağı la bu? Yerden doğrulum ve ayağın sahibine baktım. Tabiki Özgür piçi. "Lan yavşak Özgür ayağını niye ağzıma sokuyon?!" dedim ve kafasına bir tane geçirdim. "Olum ne biliyim. Uyuyordum ya la." Kalktım ve Burakların odaya girdim. "La Burak, Cengo kalkın!" diye bağırdım. "Abi kurban oluyim az daha." dedi Burak. Cengo kalktı, Burak'ın kafaya bir tane geçirdi.

"Kalk la!" Burak da homurdanıp kalkınca Mira'nın odasına kapıyı çalıp girdim. "Miraaa kalk hadiii!" Mira kalktı etrafına baktı. "Beste nerde?" "Ne biliyim. Seninle aynı odada değil miydi?" "Evet, ama dün gece tuvalete gitti. Sonra ben onu beklemedim uyudum." "Yani?" "Arasana bi." Telefonumu çıkarıp Beste'yi aradım. Ama telefon burdan çalıyor. Mutfağa baktım yok. Tuvalete baktım yok. Banyoda yok,misafir odasında, balkonlarda yok. En son aklıma onun evine gitmek geldi. Gittim, ama orada da yok. Eve geri döndüm.

"Mira Beste yok!" diye bağırdım. Mira içerden çıktı ve "Nasıl yok?"  "Ne biliyim?! Yok işte. Nereye gitmiş olabilir?!" dedim. İçerden Beste'nin telefonunun melodisi gelince içeri girdim ve telefonu açtım. Gizli numara... "Kimsin lan?!" "Oooo Cihangir Bey! Nasılsınız?" "Kimsin lan yavşak?" "Cihangir!" Bu... Bu Beste. "Beste korkma alıcam seni!" "Aaa yeter bu kadar aşk acısı! Hadi görüşürüz Cihangircim Beste ile biraz eğlenicez." "Lan it! Ona bir şey olursa sikerim seni!" Cevap vermeden yüzüme kapattı it.

"Bu eski sevgilisinin sesine benziyor." dedi Mira. "Bilmiyorum, ama onu bulmamız lazım." "Nasıl bulucaz? Bence Yamaç'ı arayalım. Yardımları büyük olur." dedi Savaş. "He, abi bence de." dedi Cengo. "Tamam." Telefonumu çıkarıp Yamaç'ı aradım.

"Buyur kardeşim." "Yamaç acil Adana'ya adam topla gel. Bir kız kayıp ve bu kız bizim için değerli biri. Çok oyalanma." "Tamam, sen merak etme yarın oradayım." dedi ve kapattı.

"Ne diyo abi?" dedi Mira. "Yarın gelecekmiş. Ama yarına kadar duramayız. En azından bir kaç mekana bakalım. Cengo, Burak gidin üç beş kişi toplayın." "Tamam, abi" dedi Burak ve Cengo ile gittiler. "Cihangir iki lokma bir şey yiyek bütün gün ayakta olucaz." dedi Özgür. "Tamam, gidek Ahmet abinin yerinde sandviç falan yiyek."

-----------------------------1 hafta sonra------------------------------
                                               Mira'dan

Yamaç geldi bir kaç kişiyle, günlerce aradık. Şu an bir depoya gidiyoruz. Orda olabileceğini düşündük. Kafamı cama yasladım yolu izlemeye başladım. "Merak etme bulucaz arkadaşını." dedi Akın. "Umarım buluruz." "Bak geldik. Sakın yanlış bir hareket yapma. İçeride bir manyak olabilir." Başımı onaylarcasına salladıktan sonra aşağıya indim.

                                 Cihangir'den

Hızla içeriye girmemle iki adam önüme çıktı. Onları indirdikten sonra devam ettim. 4 kişi çıkınca Yamaç ile onlarıda halledip içeri girdik. Beste elleri, ayakları bağlanmış yerde duvara yaslanmış bir şekilde oturuyordu. "Oooo kimler gelmiş. Hoş geldiniz efendim. Buyurun çayımızı için." "Dalga geçme lan Piç!" dedim. Ona doğru yaklaşmamla silahını çıkarıp Beste'ye doğrulttu. "O kadar kolay değil Cihangir Ceyhan!" "Senin amq yavşak!" dedim. "Aaa Cihangir bey lütfen ilk önce saygı."   Bu piçin amacı eğer beni delirtmekse amacına ulaştı.

Piç yere serilince arkadaknin kim olduğuna bakmadan Beste'nin yanına gittim. Ağzındaki, elindeki, ayaklarındaki ipi çözdüm. Direk kollarını boynuma sardı. Bende kollarımı beline sardım.  Beste'yi kenara bırakıp o piçin yanına gitti. Yerde yatıyordu. Eğilip baya bir yumrukladım. Ağzı yüzü kan olmuştu.
" Abi hadi çıkalım." Beste'nin elinden tuttum ve arabaya bindirdim.--- arka koltukta oturuyolar---
Ve bende yanına oturdum. Kafasını omzuma koydu, bende ellerini tuttum. Beste'nin diğer yanına Mira oturdu. "İyi misin Beste bir şeyin var mı?" dedi Mira. "Hayır sadece açım, susadım, uykum var." dedi Beste. "Özgür orda su vardı, versene." dedim. Özgür'ün uzattığı suyun kapağını açıp Beste'ye uzattım. "Özgür burdan eve geçelim Beste biraz dinlesin, duş falan alsın. Ondan sonra yemeğe gideriz." dedim. Beste içtiği şişeyi bana uzattı, oha bu kız bu kadar suyu nasıl içti. Neyse şişeyi camı açıp attım. "Bana uyar." dedi Beste. Hafif ona dönüp anlından öptüm. Nedensizce...

-------------------------Ertesi Gün saat 12 -------------------------
 
                                             Beste'den
Şu an Mira'nın kahvaltı hazurlamasını bekliyoruz. Toplucaa..." Şey ya ben galibaa yumurtayı biraz fazla pişirdim." dedi Mira mutfaktan çıkarken. "Valla biz gidiyoruz, siz ne yiyosanız yiyin." dedi Cihangir ve elimi tutup beni dışarı çıkardı. Ayakkabılarımızı giyip Cihangir'in arabasına bindik. "Nereye gidelim?" dedi Cihangir. "Yemek olan bir yer olsun yeter." gülmeye başladı.

"Gülme yaa!" "Tamam, gülmedim." araba durunca indik. Kahvaltıcıya getirmiş iyikide ya. Şırdancıya getirmediğine şükür. İçeri ye geçip cam kenarında bir masaya oturduk. Cihangir 2 kişlik serpme kahvaltı sipariş etti. Şu an Cihangir telefonuna bakıyo, bende ona. Ne? Oah! " Çok kestin beni yaa!" dedi Cihangir. Bende gözlerimi kaçırdım ve kafamı başka bir yöne çevirdim. Çünkü yanaklarım kıpkırmızı olduu. "Benden utanmana gerek yok güzelim. Ben öyle sevgililik işlerinden anlamam. Hatunum derim biter!" Neeee? Hatunum mu?

------------------------Mira'dan--------------------

Yemek yapmayı beceremeyince Akın beni bir kahvaltıcıya getirdi. Kahvaltı ettik ve şu an bir kafede oturuyoruz. Çok iyi, çok tatlı çocuk yaa! Oah onu ben mi dedim? Yoh ammına!  " Mira." "Efendim?" "Ben, Beste'nin abisiyim." "Ne? Oha!"

"O doğduğunda, onu kaçırmışlar. Ve bir daha asla bulamadık. Ayıp biliyorum ama kşmliğine baktım bilgiler aynı. Yamaç amcama söyledim, ama o da nasıl söylememiz gerektiğini bilmiyor. Senden yardum istiyorum."

"Bilmiyorum, ama bence çok mutlu olucak. Sonuçta yıllar sonra da olsa kocaman bir ailesi olucak."  "Haklısın. Onu bir şekilde İstanbul'a götürmem lazım. Umarım gelir." "Gelir, gelir merak etme." "E hadi gidelim." kalkıp ceketimi giydim. Cüzdanımı çıkarıyordum kiiiii Akın engel oldu. "Burda ben varken hesap ödemek sana düşmez." "Akın-" "Mira lütfen." "İyi, peki."

Masanın üzerine bir miktar para bıraktıktan sonra kolunu omzuma attı. Aaaayyyhhhh! Kolunu benim omzuma, omzunu benim koluma... Ne saçmalıyorum ben ya? İyice sıyırdım. Artık ne kadar heycan yaptıysam arabaya ne ara geldiğimi fark etmedim. Kapımı açtı binmeme yardımcı oldu. Ayh birde centilmen. Ağzını burnunu yediğim! Allahım iyice manyadım.

"Sende gelsene İstanbul'a gezeriz." "Bilmem Cihangir abim izin verirse gelirim." "Cihangir senin neyin oluyor? Bunca yıldır tanıyorum ama senden hiç bahsetmiyordu." "Cihangir abiyi yetimhaneden tanırım. O benden önce çıktı sonra beni zorlada olsa aldı ordan. Hem anne oldu, hem baba, hem abi oldu. Üzerimde emeği büyük. Beni korudu ama her zamanda şunu derdi  'Ben her zaman yanında olmıycam.' O yüzden bana dövüşmeyi, silah kullanmayı öğretti. Ben ona o bana destek oldu. "

" Hıh, ne şanslısın. Ben erken yaşta hapishaneye girdim. Ailem beni çıkramadı. Daha doğrusu çıkarmamaları için beni şehir farklı hapishanelere götürdüler. En son ben kendim kaçtım. Eve döndüm." " Hayat acımasız maalesef...

Yeni bölüm geldi. Bu bölüme kısa diyen olmasın artık yaniiiii. 1046 kelime. Boynum tutuldu telefona eğilmekten. Biliyorum geç geldi ama bence güzel geldi.

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın. Sizi seviyorum 🖤

Takipte kalın.

Tehlikeli Aşk Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin