9)EVLENECEK

23 24 1
                                    

Damla bitkin bir halde gelen misafirlerine bakıyordu.Biricik kızlarının suratlarına baktı ilk önce.Ağlamaktan şişmiş iki çift göze...Sonra gözleri göz bebeği oğlu Berat'a kaydı.Sert duruyordu.Giydiği kısa kollu t-shirtten beliren kol kasları sertliğini kanıtlıyordu.Ama gözleri ağlamamak için kendini sıktığından kıpkırmızı olmuştu.Hasta hali ile gülümsedi evlatlarına.Arkalarından gelen kişiler ile gülümsemesi soldu.Yerini sinire bırakan damarları fırladı boynundan.Berat bu durumu anlayı babasını ve oğlunu dışarı çıkardı.

Kapıyı yavaşça kapattı ve babasına baktı.Duvarlarını indirdi o an.Bıraktı kendini ve izin verdi akmaları için göz yaşlarına.Babasına sarıldı hızla.Çok ihtiyacı vardı o an abbasına sarılmaya.Uraz şaşırmıştı ilk önce.Sonra o da oğlu gibi devirdi duvarlarını ve sıkıca sardı oğlunu.Kokusunu içine çekti yavaşça.Sonra ayrılıp oğlunun yanaklarını öptü.Tekrar sardı kollarını oğluna.Bu sefer ayrılan Berat oldu.Babasını ve kendini mavi pembe sandalyelere oturttu.

"Baba...Annem..."dedi sözünü yarım bırakarak.Uraz tamamladı cümlesini zorla.

"O...Ölecek."

"Hayır!O değil.Annem...O evlenecek."

Uraz şaşırdı.Sevdiği kadın kim ile evlenecekti?

"Ne?"dedi binbir zorlukla.

"O...Yabancı bir ortağı ile evlenecek.Sen gelmeseydin...Evlenecekti ama şimdi ne oluyor bilmiyorum.Sadece sana şunu söylemek istiyorum.Annem kim ile evlenirse evlensin o seni seviyordu.Be aşka pek inanmam.Benim için aşktan önemlidir sevgi.O...Yani annem.Benim çocukluğum annemin göz yaşları arasında akıp geçti.Hep sakladı bizden ağladığını.Bizi uyuduğumuz sandığı zaman salıyordu kendini.Hep aynı fotoğrafa bakıyordu.Bir gün iyice izledim annemi.Bir kutuya koydu fotoğrafı.Uzaktan ne olduğu belli olmuyordu.Annem işe gittiği bir gün odasına girip kutuya baktım.İçinde senin ve annemin yan yana düğün fotoğraflarını gördüm.Seninle çekildiği binlerce fotoğraf vardı.Ben o gün anladım.Annem bizim için güçlü durmaya çalışıyor baba.Hayatına o da devam etmek istiyor.Güçlü olduğunu Stephen ile evlenince bize kanıtlamak istiyor kendi kendine."

Uraz dinledi,Berat içini döktü sadece.Zaten dert yanan Uraz,sevdiği kadını ne hale düşürdüğünü anlayıp ölmek istedi o an.O adamın ismi geçince kalbi ağrıdı.Bu duygu iğrençti,diye geçirdi içinden.Ama dışa vuramazdı ki.Hiçbir duygusunu dışa vuramazdı sinir ve mutluluktan başka.Nasıl hissettiğini anlamak için onu iyi tanımak gerekiyordu.Onu en iyi tanıyan insanı 17 yıl sonra görüyordu ama şimdi avuçlsrından kayıp,başka bir adama gidiyordu.

###

İclal'den;

Annem bize baktı derin derin.Salak gibi yaralı elimi uzatmıştım yanağını okşamak için.Kanı kurumuş yarama baktı dehşet ile.

"Ne oldu sana?!"diye çemkirdi bana.Çemkirmelerini bile özlemiştim.Elini tutup öptüm.

"Sence şuan beni düşünmenin sırası mı?Sinir,heyecan,sters yasak bundan sonra.Tamam mı kızılım?"

Ona böyle seslenmek bana ve ona iyi geliyordu.Hafifçe kalktığı yatağa geri döndü.Ve ablama baktı.

"Berrak,bu ne hal yavrum?"dedi şevkatle.Ablam dayanamayarak sarıldı anneme.O da yıkıkmıştı.Sarılıp ayrıldıkları sırada ablamın telefonu çaldı.Yüzü telaş almış ve bizden izin isteyerek odadan çıktı.Onu boşverip her şeyi anlattım.

Tuttuğum eli anne şevkati ile sıkıp gülümsedi.

"Boşver.Bir gün öğreneceklerdi zaten.Takma kafaya.Telefonumdan Stephen'ı ara.Sakın buraya gelmesin.Zaten kafamda 9.8 şiddetinde depremler oluyor.Bir de bunların dınkırtısını çekemem doğrusu."dedi telefonunu bana uzatarak.Gülümseyerek sayı cici babamı aradım.Üst düzey İngilizce'm ile konuşmaya çalıştım.

Ki beni anlayıp yoldan geri döndüğünü söyledi.Buna hafifçe gülümsedim ve telefonu kapatıp anneme döndüm.Uyuyordu...Hiç kimsenin dokunmaya kıyamayacağı türden güzeldi.Yaşına göre yirmililere taş çıkartırdı.Ne olursa olsun.Annemden çok kimseyi sevemezdim.Onun yerini hiç kimse örtemezdi.Bir gün ölecek gerçeği nasıl kalbimi ağrıtsada yarını düşünmeden yaşamak istedim.

Beceremesemde bu bir istekti.Belki artık bir ihtiyaca dönüşmüştü son bir-iki yılda.Bunları taktım kafama.Belki annemin ölecek olmasını unutmak bana iyi gelirdi.

Bencildim sanırım.Babam...Her ne kadar da bu sıfatın hangi duyguları taşıdığını bilmesemde ona fazla yüklenmek canımı sıkmış,beni pişman etmişti.

Önüme bakmalıydım sadece.Bu.Başka bir şey yoktu.Sadece önüme bakacaktım.Bunu bile beceremiyordum ki.Kimsesiz gibi hissetmekti en büyük korkum...

Ve sanırım o duygu ile karşı karşıyayım...

İki bölüm yayımladım.Bu yüzden kısa oldu.Aman neyse.

#DUYURU/ANONS/İKAZ#

Sayın okurlarımız.Kitabınızın iki bölümü yayımlanmıştır.Lütfen kitabımızda bulunduğunuz yerlere acilen geçiniz.Bilet ücretiniz:1 vote,istediğiniz kadar yorumdur.

Kitap olarak HATIRA'yı seçtiğiniz için teşekkür ederiz.

HATIRA (HATIR SERİSİ 2) AskıdaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin